Savaş saate baktığında ikiye geldiğini gördü, birkaç defa uyumaya çalışsa da başaramamıştı. Özellikle üstünde Umut'un tişörtü ve eşofmanı varken bu hiç kolay olmuyordu.
Yataktan kalkıp üstünü değiştirdi. Bir gömlek, pantolon, spor ayakkabı. Telefonunu almadı, cüzdanını alıp odadan çıktı ve resepsiyona gitti. "Bar nerede?"
"Arka bahçede efendim, iyi eğlenceler."
Savaş hiç oyalanmadan gitti bara. "Büyük eğlenceyi kaçırmışız." diye mırıldandı. Otelin yarısı neredeyse buradaydı. Müzikler, ışıklar, danslar havada uçuşuyordu. Savaş gömleğinin kollarını yukarıya katlayıp dans eden insanların arasına girdi.
.
Umut telefonunun ısrarla çalışmasıyla uyandı. Sancar Bey'in aradığını görünce doğrularken telefonu kulağına götürdü. "Sancar Bey?"
"Umut, oğlum, bu saatte rahatsız ettim. Kusura bakma."
"Bir sorun mu var efendim?"
"Ben Savaş'a ulaşamıyorum da haberin var mı diye soracaktım."
Umut yanındaki abajuru açıp ayaklarını yataktan aşağıya sallandırdı. "Biz onunla aynı otelde kalıyoruz, bugün biraz yorucu geçti. Telefonu sessize alıp uyuyordur büyük ihtimalle."
"Öyle mi?" Sancar Bey'in derin bir nefes çektiğini duydu. "O zaman yarın konuşurum. Seni de uyandırdım, kusura bakma."
"Önemli değil, iyi akşamlar."
"İyi akşamlar oğlum."
Telefon kapandığı Umut telefonunun ve odasının kartını alıp odadan çıktı. Hemen karşı kapıya gitti ve kapıyı iki kez tıklattı. Biraz bekledi fakat içeriden hiçbir ses gelmiyordu. "Savaş." dedi kapıya bir kez daha vururken. "Savaş, iyi misin?"
Belki duşa girmiştir, diye düşünsede artık bir kurt aklına girmişti. Asansöre binip resepsiyona gitti. "Merhaba, ben arkadaşım ile karşılıklı odalarda kalıyorum fakat ona ulaşamadım. Kapıyı açma şansımız var mı?"
"Arkadaşınız sarışın, uzun boylu olan kişi miydi?"
"Evet, evet, o."
"Kendisi 40-45 dakika önce bana barın yerini sordu. Bar arka bahçede."
"Teşekkürler." dedi Umut geriye çekilirken. Adımlarını bara çevirdi ve üç dakika içinde bara ulaştı. Gözleri ile etrafı tararken sonunda Savaş'ı karşısındaki kızla beraber pistte elinde içkisiyle dans ederken buldu.
.
Savaş üçüncü kadehini de tepesine diktikten sonra dans etmeye devam etti. Dans ettiği kız elini Savaş'ın göğsüne koyduğunda Savaş gülerek geri çekildi. "Sevgilim var tatlım."
"Nerede? Göremiyorum."
"3 kadeh içki içip sevgilisini aldatan basiretsizlerden değilim."
"Peki ya dört kadeh içsen?"
Savaş tam bir şey diyecekti ki birisi onu kolundan tutup dışarıya doğru sürükleyeme başlamıştı. Savaş yüzünü çevirdiğinde Umut'u gördü. Dışarıya çıkana kadar bir şey demedi ama dışarıya çıktıklarında kolunu Umut'un elinden çekti. "Ne yapıyorsun Umut?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
versace , GAY
Ficción General"Benden nefret etmen umrumda değil," Sarışın adam alayla gülerek alt dudağını ısırdı. "Ben de sizin gibilerden nefret ediyorum. Unutma, sen sadece babam için çalışan bir avukatsın. Seni kovdurtmak dudağımdan çıkacak kelimelere bakar sadece, Umut Özt...