Savaş anne kediye mama, su ve bir kaba da kum koyduktan sonra çıkmışlardı evden. Lapa lapa kar yağmaya başlamıştı. Savaş kendi arabasına, Umut kendi arabasına doğru ilerlerken Savaş kafasını kaldırıp gökyüzüne baktı. "Tutacak gibi."
"Soğuk kırılır." dedi Umut arabasının kapısını açarken. "Kar lastiği takılı mı senin arabada?"
"4 mevsim lastik benimkisi." dedi Savaş koluyla dikiz aynasını silerken.
Umut bir şey demeden arabasına binip çalıştırdı ve sürmeye başladı, peşinden de Savaş geliyordu. Bugün cumartesi olduğu için millet bir yerlere gidiyordu, bu yüzden trafik epey yoğundu. Yarım saatlik yol bir saate çıkmıştı. Neyse ki sonunda gelebilmişlerdi.
"Savaş." dedi Umut büyük bir ciddiyetle. "Belgeleri bugün istiyorum senden, hepsi masamda olacak."
Aynada saçlarını düzelten Savaş kafasını salladı. "Bir saate kalmadan hepsi önünde." Yavaşça Umut'a döndüğünde iki kaşını havaya kaldırdı. "Umut, yolda gelirken bir şey mi oldu?"
"Hayır, bunu nereden çıkardın?"
"Yüzün çok asık duruyor."
Asansör durduğunda Umut kapının açılmasını bekledi, o ana kadar bir şey söylemedi. Savaş'ın cevap beklediğini görünce odasına doğru adımlamaya başladı. "Sana özel hayatım ve şirket hayatım farklı demiştim." Odaya girdiğinde gerisine dönüp Savaş'a baktı. "Şirkete girdiğim anda kişiliğim değişir."
"Ne kadar ateşli." diye fısıldadı Savaş alt dudağını yavaşça ısıtarak. Fakat yanlışlıkla yarasını ısırdığında inleyerek dişilerin dudağından çekti. "Ah! Yandı."
Umut gülmemek için kendisini zor tuttu. Cıkcıklayarak kafasını iki yana salladıktan sonra önünü dönüp masasına doğru ilerledi. Savaş ise dudak büzdü. Ben niye hep bu adama karşı rezil oluyorum?
İçeriyi girip kapıyı kapattıktan sonra montunu çıkardı ve askıya astı. Hiç oyalanmadan raftan tamamlamadığı dosyaları çıkarıp masasının üzerine dizdi. "Umut Bey, bana diyeceğiniz bir şey var mı?"
Umut tek kaşını kaldırarak Savaş'a baktı. "Ne gibi bir şey?"
"Bilmem, herhangi bir şey."
Umut dün gece konuştukları konuyla bir ilgisi olup olmadığını merak etti ama şimdi bu konuyu tekrardan açmak istemediği için sol omuzunu silkti. "Hayır, yok."
"Harika." diye mırıldandı Savaş çekmesinden kulaklık çıkarırken. Telefonuna bağladı ve bir şarkı açıp dosyalarıyla ilgilenmeye başladı.
Umut'un inik olan diğer kaşı yavaşça havalandı, kulaklık takmak için mi sormuştu bu soruyu?
Bozulmuştu, önünü dönüp bilgisayardaki gmaillerini okumaya devam etti. Odada tek bir çıt bile olmadığı için Savaş'ın son ses dinlediği şarkının sesi az çok geliyordu Umut'un kulağına.
Eğer hâlâ yaşıyorsam tek sebebi gözlerin.
"Savaş." dedi Umut yüksek bir sesle. Savaş gözlerini ona çevirdiğinde Umut kulaklığı işaret edip çıkarmasını söyledi. "Şarkının sesi bana kadar geliyor."
"Üzgünüm." Savaş hızla şarkıyı kıstı. "İyi mi şimdi?"
"Evet, daha iyi."
Savaş gittikçe şüphelenmeye başlıyordu, bunun iş ciddiyeti olduğunu düşünmüyordu. Yolda gelirken biri Umut'u arayıp moral bozacak bir şeyler söylemiş olmalıydı. Elindeki belgeleri daha hızlı bitirmek için uğraştı ve kırk dakika sürmeden üç belgeyi de bitirip, diğerlerini de alarak Umut'un masasına gitti. "Hepsi bitti."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
versace , GAY
Ficção Geral"Benden nefret etmen umrumda değil," Sarışın adam alayla gülerek alt dudağını ısırdı. "Ben de sizin gibilerden nefret ediyorum. Unutma, sen sadece babam için çalışan bir avukatsın. Seni kovdurtmak dudağımdan çıkacak kelimelere bakar sadece, Umut Özt...