2.1

7.2K 332 198
                                    

hellö!
keyifler nasıl bakalım?

normalde dün dediğim gibi bölüm atmamam lazımdı ama ben okulların açıldığını unuttum sxksmdkss

yarın çoğunuzun okulu olacağından bir bölüm bırakayım hemen şuraya dedim,. bir sonraki bölümü de sınavlarım sonrası atarım inşaallah 🌛🌜

medyada ervinin kınada giydiği deri takım var ✨

lafı daha fazla uzatmadaaaaaan sizleri bölüme uğurluyorum ve de satır arası yorumlarda görüşmeyi diliyorum 🥺
[yorum yapmanız benim için değerli, yapan herkese teşekkür ederim ❤️ ]

hepinize keyifli okumalar!

💜🧚🏻‍♀️.

×

Eğlenceli diyebileceğim ve de en önemlisi sorunsuz diyebileceğim bir geceyi ardımda bıraktığım için mutluydum. Bir sürü arkadaşımı tekrardan görmüş çokça sosyalleşmiştim. Yarın da aynı şekilde böyle olacak olmak ister istemez mutlu ederken bazı durumlarda kaçış noktası olarak oğlan tarafından Korhanlara uğramak daha da güzel olmuştu.

Korhan'ı zeybek oynatmıştım!

Şu andaki yavaşça oluşmaya başlayan sessizlik gecenin sonlandığının habercisiydi. Kınanın sona ermesi ile salonun iyice boşaldığı belli oluyordu. Ben ise Çağatay'ı arıyordum. Herkesle vedalaşmışken Çağatay ile de konuşmak istiyordum. Hatta, Mavişehir'deki daireye beraber gidip kafaları dağıtalım, diye de sorardım ya da hemen sahilde midye falan yerdik. Fakat arkadaşım şu anda resmen bulunmaz bir hint kumaşıydı.

Nereye baksam kendisini bulamamıştım. En son çare arka bahçe olarak görürken lobiden boylu boyunca geçmem gerekiyordu. Birkaç tanıdık yüzle daha karşılaşıp veda ederken sonunda arka bahçeye çıkan merdivenlere yaklaşmış ve kaybolan arkadaşımı görmüştüm. Ağzımı açıp burada ne işi soracakken görüş alanıma giren tanıdık kadın siması ile adımlarım duraksadı.

İkisinin de konuşma sırası kendilerine geçerken oldukça hiddetli bir şekilde el hareketlerini kullanıyorlar ve güzel bir konuşma içinde değil de birbirlerini boğazlayacakları bir kavga içerisinde görünüyorlardı.

Aklıma gelen geçen günkü muhabbetleri ile aralarında bir sorun olduğuna bu sefer kesinlikle emin olmuştum. Çağatay'ın öğlenki sinirli hâli ve ne tesadüf Efnan'ın da huzursuz hâli ile bazı bok kokularının burnuma ulaşmasını kolaylaştırmıştı.

Deli gibi ne konuştuklarını merak ediyordum! İçimden bir ses bunu yapmamamı söylese de Çağatay'ın bu aralar ağzından laf alınamayacağını bildiğimden biraz kulak misafiri olmaya karar verdim.

Kıyın kıyın yanlarına yanaşıp sonra hızlansam ve de telefonumdan ilgimi onlara yöneltiyor gibi yapsam yakalanmazdım bence.

Kafamda deli gibi planlar oluştururken yanıma yaklaşan Korhan'ı koluma dokununca fark etmiştim.

"Neden tarladan kargaları kovalamak için dikilen korkuluk gibi duruyorsun burada hareketsiz?"

Hızla kurduğum planla Korhan'ı çekiştirip onları duyabileceğim bir kolonun arkasına getirirken, Korhan'ın, "Ervin, n'oluyor?" sorularını yanıtsız bırakıyordum. Sonra cevaplanacak şeylerdi ne de olsa bunlar!

Korhan'ın anlamsız bakışları arkamda ileriye doğru kayıp anlam kazanmaya başlayınca, "Şaka bu, değil mi?" diye sordu.

Duyulur korkusu ile susması için el kol hareketleri yaparken, "Sus bir, dinleyelim. Bu ara bok kokusu alıyorum, senle konuşuyor gibi yapalım. Çakmazlar," dedim. Böylece aklımdan geçen planı da ona sunmuş oldum.

emret komutanım - yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin