hellö!
sizleri o kadar özledim kiiiiiiiiiii!
neyse ki finallerim bitti ve rahatlığa kavuştum wuhuuynasılsınız bakalım, keyifler nasıl, karne alanlar sizlerin notlar karneler nasıl
100K olunca özel bölüm atacaktım ama tam da sınavımın olduğu günlere denk geldi ve atamadım o sırada da bir baktım ki baya ilerlemişiz, sizleri çok seviyorum 🥺🥺
lafı daha fazla uzatmadan sizleri bölüme uğurluyor ve bölüm sonu muhabbet ederiz diyorum... muah <3
hepinize keyifli okumalar 🌻
÷
Yollarda kimi zaman yemek yeme molası vererek akşamüstü Çağatay ile Ankara'ya vardık. İlk iş olarak şirkete uğrayıp vereceklerimi verdim, halledeceklerimi hallettim. Ondan sonra da şirketin otoparkından arabamı almış ve vınlayarak evime, ağabeyimin yanına, gitmiştim. Tabii emindim, ağabeyim daha evde değildi, işteydi. Alptekin'in de dershanesi vardı. Bir de matematik ve fizik için özel derse gitmeye başlamıştı. Bu yüzden daha bu saatte evde kimsenin olmadığını biliyordum. Belki bir ihtimal, Alptekin ile kapıda karşılaşırdım. Belki de Engin de arkamızdan hemen gelirdi ve dışarıdan pizza söyleyip mis gibi film gecesi yapardık. Kardeşlerimi özlemiştim, telefon yeterli değildi. Ayrıca Korhan mevzusunu da çıtlatmalıydım, Engin'den bu sefer ilişkimi saklamak istemiyordum. Sonrasında çok büyük yıkım yaşarsam yine sil baştan aramızın nane limona dönmesini istemiyordum.
Açık otoparka arabamı park ettikten sonra apartman kapısına ilerledim, kapının şifresini girerken de boşta olan elimle telefonumdan tek elle Korhan'a mesaj çekiyordum.
÷
Ervin: Bne glwdim
Ervin: Limsi ebe gşricem
Ervin: Trk el yazyorum, hauat zpr.
Ervin: Arsrom swnş spmra
÷
Telefonun ekranını kilitleyip sımsıkı tuttum ve ardından deri valiz çantamı yerden kaldırdım. Kapıyı ittirerek içeri girdim ve kapıyı kapatmadan "Abla, dur dur," diyen Alptekin'in sesiyle durdum. Yanında akranı olarak tahmin ettiğim bir kızla beraber bana geliyordu. Saçları küt diyeceğimiz bir uzunlukta ve kat kat kesimdi. Yüzündeki çene kemikleri belirgin olsa da Hande gibi etine dolgun tatlı bir kızdı.
"Durdum," dedim gülerek ve bana sarılması ile bir kolumu ona sardım. Benden uzun olması beni üzüyordu. Yaşlandığımı hissediyordum, zamanın çabuk geçtiğini ve daha planladığım çoğu şeyi yapamadığımı anlıyordum.
"Senin beni karşılaman gerekirken, ben seni karşılıyorum!"
"Aman sen de," diyerek başımın üstüne bir öpücük kondurdu ve üstümdeki kiremit rengi tişörte baktı. Kaşlarını çatarken burnunu kıvırdı ve gözlerini kıstı. Korhan'ın tişörtüydü bu, dün gece çay bahçesinde giydiğim. Aynı kombinle gelmiştim Ankara'ya. Normalde kıyafet değiştirmem diyordum ama değiştirmiştim. Gri bir eşofmanımla onun tişörtünü giymiştim.
Alptekin, "Dide," diyerek yanındaki kızı eliyle gösterip reverans yaptı. "Ablam Ervin," dedi. "Abla, kendisi Dide, benim hem arkadaşım hem de karşı komşumuz."
Demek, Dide meşhur Eslem Hanım'ın kız kardeşiydi. Eslem'in kız kardeşi olduğunu biliyordum ama tanışmamıştım. Eslem ile de öyle bir muhabbettim yoktu, sadece hal hatırlıktı. Fakat ilerletmem gerekmeliydi çünkü kendisini ağabeyim ile yakıştırıyorduk Çağatay ile. İkisi de aynı zamanda iş arkadaşıydı. İşte tanışmışlar, sonrasında da karşı komşusu olmuştu Eslem.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
emret komutanım - yarı texting
Romance5×× ××× ××××: Hey! 5×× ××× ××××: Kimsin, nesin? Hiçbir fikrim yok -insan olman dışında. 5×× ××× ××××: Canım şu aralar fena sıkkın. 5×× ××× ××××: Şimdi sana arka arkaya bir sürü mesaj atacağım. Çünkü böyle uzun mesajlar gerekmedikçe, taksit taksit m...