2.5

6.3K 294 109
                                    

hellö!
nasılsınız bakalım?

beni soracak olursanız keyifler aynı smdksmdm (◍•ᴗ•◍)❤

bölüm geçiş bölümü niyetindeydi, 2500 kelimeden oluşan çıtır çerezlik bir şey oldu bence.

şimdi açıklamam gereken bir şey var, okursanız sevinirim.
ben böyle bir kurguya bölümler yazmaya başlarken belli bir kademeye gelince şüphelere düşerim hep.
akıcılık konusunda olsun, sıkıcı olma konusunda olsun falan filan...
o yüzden bir konuda belirttiğiniz fikirler benim için çok ama çok önemli, bu yüzden habire yorum yapmanızı istiyorum ki ben de bir şeyleri fark edip buna göre yol çizeyim 🌻

hepinizin yorumuna yanıt vermek istiyorum ama bazen hâliyle gözden kaçırdıklarım olabilir özellikle de biz ilerideyken eski bölüme yeni yorum yapılırsa...
şimdiden kusura bakmayın, bilin ki ben bir ara dönmeye çalışırım,
1 sene sonra döndüğüm bile olmuştu 🤭🥺.

ve diğer konuda;
25. bölüme geldik ama birkaç bölüm dışında 2-3 günlük bir vakti ele alıyorum.
Her yeni bir günün başlangıcında tarihler belirtsem de unutabiliriz diye de bu yüzden ara sıra yine belirtiyorum.

neyse lafı gereksiz bir şekilde uzattım...
daha da uzatmadaaaan sizleri bölüme uğurluyorum efendim.

hepinize keyifli okumalar dilerim,
satır aralarında muhabbet edebilmek dileğiyle...

⚖️🤎.

×

28 Haziran 2018 - Perşembe

Bugün kendimi hiç hissetmediğim kadar yorgun hissederek uyandım. İnsanın zihni yorgun olunca vücudunun yorgunluğu daha da farklı oluyordu. Kirpiklerim bile gözüme fazla gelirken zar zor açtığım gözlerimi beyaz boyalı tavandan ayıramadım. Zaten çok geç yatmıştım ve bu bünyemin biraz daha bitik hissetmesine sebep oluyordu.

Çalan alarm ile vücudumu yataktan kaldırdım, alarmı kapatıp ekranın üst ortasında yazan saate baktım. Ortalama dört buçuk saat uyku almıştı vücudum. Bu bazı günlerde bana yetebilirdi ama bugün için bilemiyordum.

Yatağımı gözümü açtığım gibi toparlayan birisiydim, çok muntazam toparlamazdım ama çok da dağınık bırakmazdım. Hemen gaydırı gubbak hallederdim. O da bana yeterdi.

Beli kayan eşofman altımı düzeltirken üstümdeki kısa kollu tişörtü de düzelttim. Banyoya ilerleyip klasik ihtiyaçları giderirken yüzüme çarptığım soğuk suyun biraz beni kendime getirmesini umdum.

Her eylemimi yavaşça gerçekleştiriyor güne odaklanmamayı, düşünmemeyi tercih ediyordum. Bugünü sevdiklerimle geçirecektim, yakın arkadaşlarımdan biri evleniyordu. Onun nikah şahidiydim. Bugün her ne kadar içimde bir sıkıntı olsa da o sıkıntının sebebini yorduğum durum belliydi. Kendimi ayrı bir stres içine sokmama gerek yoktu.

Havluyla yüzümü kuruladıktan sonra nemlendiricimi bolca sürüp giyinmek için odama, kapının olduğu duvara monte edilmiş beyaz lake ortada iki çift kanatlı, iki tane de köşede tek kanatlı kapakları olan elbise dolabımın başına geçtim. Köşedeki iki tek kanatlı kısımlarda ayakkabı veya çantalarım durduğundan önceliğim ortadaki kanatlardı.

Kahvaltı sonrası düğün için arkadaşlarımızın yanına geçeceğimizden açıkçası çok rahat olmayacak şeyler giymek istemiyordum. Bu yüzden kısa kollu üzerinde yazılar olan antrasit rengindeki bir tişörtü elime aldım. Askılı durduğundan ütüsünün bozulmadığından emindim ama yine de ütü sihirbazı denilen ütü görünümü veren spreyden üstüne sıkacaktım. Yer yer pencereleri olan açık renk kot pantolonumu da pantolon askısından çekip elime aldım. Hızla odanın köşesine gidip elimden geldiği şekilde hızlı giyinmeye başladım.

emret komutanım - yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin