hellö!
nasılsınız canlarım görüşmeyeli?bölüme başlama saatinizi bu satıra bırakır mısınız rica etsem?
lafı daha fazla uzatmadan sizleri bölüme uğurluyorum efendim.
hepinize keyifli okumalar dilerim!
bölüme uygun olması amaçlı; 🤍💜
÷
28 Temmuz 2018
Üstümdeki plaj elbisesine odamdaki boy aynasından bakarken kendimi çok farklı hissediyordum. Bu aslında sadece bugüne özel değil son birkaç haftadır böyleydim. Kendimi seviyordum, kendimi çok beğeniyordum. Hatta kendimi yenilmez bir savaşçı gibi görüyordum. Her tuttuğumu koparmak istediğim vahşi bir yanım çıkmış gibiydi. Daha dişli biri olmuştum. Daha çetin cevizdim.
Defteri tutmaya başladığım ilk günden sonra Ankara'ya döndüğümüzde evde spor yapmaya başlamıştım ve bu benim daha üç haftada belli belirsiz bir karın kasım varmış gibi gösteriyordu. Özellikle dövmemle beraber...
Dövmemi on dokuz yaşımın sonlarındayken, bir hevesle yaptırmıştım. Yirminci doğum günüm için totem düşüncesiyle hareket etmiştim. Biri siyah diğeri beyaz olan birbirine dolanmış iki yalandan oluşuyordu dövmem. Sivri incelen kuyrukları uyluğuma kadar uzandığından anca bikinilerde tahmin edilecek kadar görünüyordu. Eğer yüksek belli bir bikini altı giymezsem ya da mayo daha da belli oluyordu. Siyah yılanın beyaz çatallı dili ile beyaz yılanın da siyah çatallı dili dışarı çıkık birbirine rest çeker gibi birbirine karşı onlar da sarmaş dolaş olmuş gibi dururken dövmeyi dövdürdüğüm gün aklıma gelmişti. Hatta dövmeciye Çağatay ve Yankı ile beraber gitmiştik. Herhalde o günden sonra daha da kenetlenir olmuştuk birbirimize. İlk anımızdı Çağatay ile, Çağatay ile beraber tasarlamaya çalıştığımız bir dövmeydi çünkü.
"Ne kadar garip bir insansın," dedim aynada kendime deliymişim gibi bakarken. "Garipliklerin neler yarattı yaşantımızda..."
Üstümdeki siyah plaj elbisesini tekrardan incelerken bunu iyi ki aldığımı söylüyordu içimdeki Kırmızı Ojeli Ervin. Bu aralar yine kendisi pek bir revaçtaydı. Diğer iç seslerimi sollayıp duruyordu.
Birden esneme gelince odada yalnız olduğumdan dolayı ağzımı kapatmayı gerek bile duymadan esnedim. Gözlerim, bu uzun süre esneyişimden dolayı kısılırken, tabii ki r de yaşarmışlardı. Parmaklarımın tersi ile göz kenarlarımı silerken bakışlarım dudaklarıma kaydı. Dudağımı sürdüğüm kurabiye kokulu ve de aromalı dudak parlatıcısını ikide birde dilimle dudağımı yalayıp yok ettiğimden dolayı dudağımdaki parlaklık yine kaybolmuştu.
Elbisem asimetrik siyah bir elbiseydi. Karın kısmı açıktı ve oldukça salaştı. Sağ tarafı diz kapağımın hemen altında biterken sol kısmı diz kapağımın bir karış üstünde başlayan bir yırtmaçla eşlik ediyordu ve göğüs kısmından çaprazlanarak ince ip askılarla boynuma geliyordu. Dışarıdan bakınca plajda çıkarmak zor gibi gözükse de ben pratik kısmını bulmuştum ve çok kolay çıkarıp giyiyordum. Siyah ince ip askılarının altından siyah bikinimin ipleri gözüküyordu ve ortadaki dekolteden de bikinimin ipi gözükse de umurumda bile değildi. Zaten plajda çıkaracak ve şu ileride duran çizgili plaj çantamın içine tepecektim. Sorun değildi.
÷
ŞİMDİ OKUDUĞUN
emret komutanım - yarı texting
Romance5×× ××× ××××: Hey! 5×× ××× ××××: Kimsin, nesin? Hiçbir fikrim yok -insan olman dışında. 5×× ××× ××××: Canım şu aralar fena sıkkın. 5×× ××× ××××: Şimdi sana arka arkaya bir sürü mesaj atacağım. Çünkü böyle uzun mesajlar gerekmedikçe, taksit taksit m...