4.1

4.7K 276 463
                                    

hellö!
herkese günaydınnnn!

nasılsınız bebekler?
umarım keyifler iyidir.

bölüme başlama saatinizi bu satıra bırakabilirsiniz canısılar 💖

hepinize keyifli okumalar 🌻

÷

"Geldiğini sakladın yani bizden?"

Annemin arkamdan dediklerine sadece gözlerimi devirdim. Bavulumu sürüye sürüye merdivenlerden çıkardım. Annem onu takmıyor oluşuma biraz daha sinirlendi. "Baş çavuşun eşeği osuruyor, burada!"

Benim önüme geçip evimizin kapısını açtı anahtarla. Perran Teyze annemleri de kahvaltıya davet etmişti. Babamın tam işe gitme saati olduğu için bize katılmamış, Acar Amca ile birkaç kelam edip gitmişti. Bana bir bakış bile atmadan, önceden atardı. Ben de dikkat ederdim gözleriyle ne demek istiyor diye, sadece ona Perran Teyze masaya davet ettiğinde baktım. Gidene kadar bir daha da bakmadım. Hande ve dayımla muhabbet ettim.

"Hayırsız oldunuz başıma," diye söylene söylene terliklerini çıkardı ve içeri girdi. "Bir tane mi hayırlı çıkmaz içinden, hepsinin mi kanı bozuk olur?"

Derin nefes alıp verdim ve gözlerimi yumup alnımı sıvazladım. Sabah nasıldım, şimdi nasıldım?!

Korhan'ın dediği doğruydu belki de. İzmir'de kalacaksam kalacağım yer bu ev olmamalıydı. Engin'e söylemeli ve üst kattaki onun dairesinde bir süre yaşamalıydım. Ev kiralamak çok isterdim ama Ankara'daki evin zaten kirasını ödüyorduk, Alptekin için. Ayrıca Alptekin'i yurtdışına göndermek istiyorduk abimle ve ona göre bir yatırım hesabı açmış, bir birikim yapıyorduk. Sıfırdan eşyalar, boyalar, badanalar, parkeler...

Hande ile ayrıldıktan sonra bir kafede oturup kesinlikle güzel bir hesap yapmalıydım. 

Annem söylenmeye devam ederken odamın kapısını açtım ve bavulu odama bıraktım, ardından mutfak kapısına gidip anneme baktım. "Her ne kadar bunu size söylemeden yapmam gerekse de..." deyip bir iç çektim. "Bilmeye hakkınız var."

"Ne diyorsun?" diye sordu annem anlamadığını belli edercesine.

"Alptekin ile alakalı," dedim.

"Alptekin ne zaman dönecek Engin'in yanından, sizin yanınızdan. Çocuk orada kala kala daha da size benzemesin. Zaten sizi örnek alıyor."

"Sanki fuhuş işletiyoruz, pezevenk veya orospuyuz da bunu diyorsun ya!" İnanamıyormuşcasına sinirden dolayı gülüp kafamı iki yana salladım.

"Normalde," deyip kararımı değiştirdiğimi belli ettim ona. "Size saygımdan bunu akşam yemeğinde konuşalım diyecektim ama siktir et, laftan anlamıyorsunuz karı koca. Ebeveyne saygı başlığını ezip geçmek için elinizden geleni yapıyorsunuz. Sizinle doğru dürüst konuşmak, açıklama yapmak bile fazla. Alptekin dönmeyecek!"

Annem onca dediğim şey arasından tabii ki de, "Saygısız," demeyi seçmişti benim için. Gözlerimi devirdim. "Anne, tekrar söylüyorum. Alptekin dönmeyecek!"

"Yine abuk subuk şakalarını yapıp huzurumuzu kaçırmaya çalışıyorsun!"

"İstersen lafı götünden anla ister başından... Olmayan şeyimde bile değil! Alptekin sizinle değil bizimle mutlu! Anla artık! Ebeveynliği. Beceremiyorsunuz! Ebevenyliği çocuk sevgisi sanıyorsunuz!"

"Bağırma bana!"

"Bağırım!" diyerek avazım çıktığı kadar bağırdım. "Hep tepemize çıktın, sustuk, saygımızdan dolayı hiçbir yüksek sesle karşılık vermedik. Yeter!"

emret komutanım - yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin