hellö! nasılsınız bakalım?
çok uzun süre yoktum çünkü bilgisayarım incelemeye gitti, bir sorun yokmuş adaptöründe var galiba dediler, haftaya adaptör teslimi yapacağım ondan sonra inşallah her şey düzelecek.
ayrıca kapağımız değişti çünkü ne olaylar... ne olaylar... lafı uzatmayıp sizi bölüme uğurlayayım, bölüm sonu konuşuruz ciğerlerim <3
yeni güncelleme: herkesin kurban bayramı mübarek olsun <3 nice bayramlar görelim sevdiklerimizle sıhhatimiz ağzımızın tadı yerindeyken inşallah <3
hepinize iyi okumalar!
÷
"Korhan, bak bakayım bir bana ya!" diye seslendim banyodan yatak odamızdaki Korhan'a. Bir saat içinde Kürşatların evinde olmamız gerekiyordu. Akşam yemeği yiyecektik ve ardından da kız evine doğru yola çıkıp istemeyi gerçekleştirecektik. Korhan'ın iş yerinden başka birileri ile tanışmak kanımı kaynatmıyordu çünkü Özgür Albay, gelemeyeceğini özür dileyerek belirtmişti. Eşinin safra kesesinde bir taş varmış ve ameliyat üç hafta sonraya verilse de aniden gelen sancı ile apar topar ameliyata alındığını söylemişti.
Zaten Kürşat'ın en büyük dayısının ailesi ile geleceğini öğrenmiştik. İstemeyi de bu dayı gerçekleştirecekti, anladığım kadarıyla.
"He baktım sana," diyerek açık kapıdan içeri girdi Korhan ve aynadan onun üstünü inceledim. Siyah kumaş pantolonunu çoktan ayağa geçirmişti. Ütümüz olmadığı için sitenin kuru temizlemesine vermiştik sabah ikimizde kıyafetleri. Öğlen de teslim etmişlerdi. Siyah kumaş pantolonun beline geçirdiği kemer ise tokalanmamış açık bir şekilde ileri doğru her iki ucu da sarkıyordu ve banyoya girerken serbest tokası şıngırdamıştı. Ayrıca üstündeki siyah gömleğinin de daha düğmeleri iliklenmemişti! Aynadan benimle bakışırken gömleğini hızla bir eliyle iliklemeye başlamıştı.
"Gizli fermuarı çekemedim," dedim. Bu elbisenin hiçbir zaman o ince fermuarını çekememiştim zaten. Üç kere giymiştim, Engin'e ve Alptekin'e çektirmiştim onları da. "Ondan çağırdım seni."
Korhan gömleğini güzelce pantolonun içine sokarken aslında fermuar ve düğmesinin de açık olduğunu o sayede anlamıştım. "Annem hep derdi... Kısmetini kapatmayın, diye birbirimize doğru giyinip fermuar çekilecekken."
Kıkırdayıp ellerimi lavabonun kenarına dayadım ve, "Kısmetimi kapatabilirsin. Ben alacağımı almışım gibi duruyor," diye bir cevap verdim. Gözlerinin içindeki ifade memnuniyetten dört köşe olurken Korhan hızla fermuarını çekip düğmesini ilikledi ve siyah gömleğin üstünde jilet gibi durmasını sağlamış oldu.
Açık sırtıma bir bakış atıp tam arkama geldi ve fermuaro bir iki kere zorladı. Aynadan bana baktı. "Bunu en son zaman giydiğinle kilon arasında bir fark olabilir mi?" diye sorduğunda dudaklarımı aşağı büktüm. "Hiç hatırlamıyorum ama giyerken kalçamla belim biraz zorladı. Aşağı zor çektim yani," dedim.
"Nefesini tutup dimdik dur," deyince bulunduğumuz duruma sırıtmadan duramadım. Nefesimi tutup yerimde dikleştim. "Göğüs dışarı, karın içeri," dedi beden öğretmenleri gibi ve inanılmaz bir hızda fermuarı yukarı -iki kürek kemiğimin arasına kadar çekti ve enseme de uzun bir öpücük bıraktı. Bense karnımın aniden sıkılmasından dolayı birkaç nefes alıp vermekle meşguldüm.
"Çok mu sıktı?" diye sorduğunda gözlerimi kırpıştırdım. "Yok, anlık bir daral yaşadım."
Korhan hızla parmaklarını ensemden kaydırıp sırtımdan elbisenin içine soktu ve baş parmağının dışarıdan yardımı ile kumaşı inceledi. "Oturup kalktıkça esner gibi duruyor," dedi. "Arabada oturacağız ya bir süre, alışırsın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
emret komutanım - yarı texting
Romance5×× ××× ××××: Hey! 5×× ××× ××××: Kimsin, nesin? Hiçbir fikrim yok -insan olman dışında. 5×× ××× ××××: Canım şu aralar fena sıkkın. 5×× ××× ××××: Şimdi sana arka arkaya bir sürü mesaj atacağım. Çünkü böyle uzun mesajlar gerekmedikçe, taksit taksit m...