2.6.2

5K 291 156
                                    

hellö!
nasılsınız bakalım?

geçen bölümde diğer yarıyı da hemen sizlere ulaştıracağım dedim, buyrun efendim bölümümüz 🥳🥳

bugün itibari ile üniversite hayatım başladı, biraz garip hissediyorum ama iyiyim ✨
çok yoğun tempolu bir üniversite bünyesinde olmak beni heyecanlandırıyor...

neyse efendim lafı daha fazla uzatmadaaaan sizleri bölüme uğurluyorum!

hepinize keyifli okumalar dilerim
💛🐱.

×

Bilinmezlik vücuduma işlemişti.
Hiçbir şey bilmiyordum. Ne nasıl tepki vereceğimi ne de neler diyeceğimi... Hiçbir şey... Astronotların uzayda süzüldüğü gibi bir bilinmezlik evreninde yer çekimine meydan okuyordum, süzülüyordum. Kendi kabuğuma çekiliyordum. Zihnim çoktan anın atmosferinden uzaklaşmıştı. Kendince ölçüp biçerek bazı şeyleri araştırıyor ve sınıflandırıyordu. Bakışlarımsa çoktan Korhan'ın gözlerinden başka noktalara göç etmişti.

Ne yaşadığımı sorguladım bir.
Her şeyin üstüme geldiği bir zaman diliminde lalettayin bir numara tuşlamıştım.
Ardından da mesajlar iletilmese bile her şeyimi yazıp dökmüştüm.
İçimi ilk defa tarafsız birine aktarabilmiştim.
Şimdi o kişinin tarafsız biri olmadığını öğreniyordum.

Uzun bir zaman sonra ise bana geri dönüş sağlayan bu kişinin abuk subuk konuşmaları ve beni araştırması üzerine ben de onu taratmıştım, kendimce kodladığım şirketimizin özel programında.
Ama korumasını kıramamıştım.
Devletin adamı olduğunu o an anlamıştım.
Şimdi de karşımda oturduğunu öğreniyordum.

Sonra İzmir'e dönmüştüm. Yankı'nın bana yolladığı defter sonrası içimi yine ona dökmüştüm.
Şimdi o karşımda oturuyordu.
Her şeyi bildiğini söylüyordu, "O, bendim," diyordu.

Asker olduğunu söylemişti, her şeyi benim istediğim kadar bilebilirsin demişti.
Öyle olmuştu.
Korhan istemişti ve öğrenmiştim.
A, Korhan'dı.

Ben hiçbir şey bilmediğini sandığım Korhan'ın koynunda ağlamıştım ama o zaten bildiği şeyleri o gece bir daha dinlemişti. Hatta eksiğini anlatmıştım ama o fazlasını biliyordu.
Çünkü A, Korhan'dı.

A'nın bana söylediği sözlerin altında hiç ima aramamıştım ya da kafaya takmamıştım. Şimdi imalar var mıydı sorusu kafamın içini yiyordu. Kafaya takıyordum.
Ben dün gece çocukluk arkadaşımdan uyarıldığımı bilmeden yine çocukluk arkadaşıma anlatmıştım.
Ben dün Korhan'a duyduğum en içten duygularımı yine bilmeden Korhan'a anlatmıştım.
İçimdeki buhranı ve de geleceğim için aldığım kararları beni tanıyan birine anlatmak istemezken beni çokça tanıyan birine anlatmıştım.
Hiç de onun dediği şeylere, 'Bunu tek ben yaşayabilirim,' gözü ile bakmamıştım.

Şimdi ise bekliyordum; konuşmasını, devam etmesini, bu kadar kısa kesmemesini, açıklamasını. Onu... Onu bekliyordum.
"Dün gece," diyerek bozdu sessizliği. Beklememi sona erdirdi. Ondan çoktan uzaklaşmış olan bakışlarımın tekrar kendisine dönmesine sebep oldu. Andan uzaklaşan zihnimin geri bu ana dönmesine sebep oldu.

Yirmi Sekiz Haziran yine yapacağını yapıyordu.
Oysa ki ben ne farklı düşünceler ile bugüne gözlerimi açmışken... "Ne güzel, artık atlattım," derken...

"Dün gece sen bahsettiğinde o bankta otururken de arabadayken de demek istedim. Fakat geceyi tatsız bitirmek istemedim, erteledim. En yapmayacağım şeyi yaptım."

emret komutanım - yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin