3.8.1

5.2K 313 412
                                    

hellö!
nasılsınız bakalım?

sınır çabucak doldu dün öğlen, hazır olmadığı için gecikmeli attım ve daha devamı olduğundan 2 parta ayırdım klasik,
buyrunuz efendim yeni bölümümüz 🥳

hepinize keyifli okumalar dilerim.

satır aralarında görüşmek üzere...

🌻💛.

÷

Boğazım düğüm düğümken Korhan ile durumumu sorgulamaktaydım. Onunla ne ara böyle bir vaziyetin içindeydim, gibisinden bir sorgulamaydı bu. Kalbim bana göre fazlasıyla hızlı atıyordu, içimde tarif edemediğim bir kıpırdanış vardı ve de karıncalanma hissinin esirindeydim. Çok da uzakta olmayan dudaklarına değmemek için zor duran dudaklarımın karıncalanışı gibi...

Onunla flört etmek istediğimi biliyordum, belki de biraz daha fazlasını yaşamak istediğimi biliyordum. Ondaki bu histen yüzde yüz emin olamasam da bir şeyler var gibi hissediyordum. Evrem, hareketlerine umutlanma evresiydi. Hareketleri kalbimdeki o kuleye dokunuyordu. Bu kuleyi yıkacak kimse yok, dediğim o kuleyi yıkacak olan oymuş gibi geliyordu artık bana Korhan.

Zaten gözümde zirvede olan bir adamı şimdi bambaşka bir zirveye, var olduğunu bile bilmediğim bir zirveye... Daha da yukarıya taşımak istiyordum. Şu an hissettiğim başka bir şey daha vardı. Aptallık... Burnumun ucundakini kaçıran, görmeyen, kör bir aptal gibi hissediyordum.

Onu öpmek istiyordum ama daha kendimizi toplayamadan öpüşmek de yanlışmış gibi geliyordu. Öpüşmeyi büyüten birisi değildim. Fazla romantik bir bakış açım yoktu. Özel bir durumdu tabii ki de ilişkiyi kurduğun biri ile öpüşmek ama öyle anım şanım özelleştirmezdim. Normal her anda olabilir, patadanak öpüşülebilir gibi geliyordu.

Fakat...
Korhan ile öpüşmek özel geliyordu bana. Onunla cinsel temasların ilk ana temel evresi olan öpüşmenin ilkini gerçekleştirmek... Sanki bu... Bu, özel bir anda olmalı gibi geliyordu. O kadar gözümde büyütüyordum ki bu evreyi, olabilecek her an sönük kalıyordu sanki yanında.

Bir elim Korhan'ın belli belirsiz pürüzlüğe sahip olan yanağındayken kendimi havalandırmamak için zor tutuyordum. Her an devreye girecek Kırmızı Ojeli Ervin'i de tabii ki... Ben içimdeki o Ervin'in atağını engellemekle uğraşırken içimdeki bir diğer Ervin'den, kendimden habersiz, "Seni öpmekle öpmemek arasında gidip geliyorum şu anda," diye mırıldandım. Bir yeri törpüleyelim derken başka bir yer sivrileşmişti şu anda. Hiç ummadığım Kara Meşeli Ervin büyümüş, serpilmiş ve sırtımdan beni bıçaklamıştı.

"Ay bunda da hiç seks bilmeyen havası vardı, ufaklıktı. Serpildi, büyüdü birden," diyen Mantıklı Ervin'e güldü Kırmızı Ojeli Ervin ve "Ergenlik abazalığı, ateşi, heyecanı bu. Nerede görsem tanırım," dedi.
Çok bilmiş, ukala.

Korhan'ın bakışları dediklerimle betaber gözlerimde kilitlenirken ben de onun gibi bakışlarımı dudaklarından çekip gözlerine baktım. Korhan'ın nefesi biraz daha yakından vururken yüzüme, karnım kasıldı; nefesim tekledi. Yanağına temas eden elim alev almaya başladı. Çekmem gerekse de çekmedim yanağından. O his... Bu his hoşuma gitti. Daha da çok yaşamak ister gibi yavaşça yanağında gezdirdim elimi. Gözümüzü kırpmadan baktık birbirimize.

Çatallı sesi ile, "Ne," dedi Korhan. Bıyık altından gülmek istiyordu ama şaşkınlıkta barındırıyordu bu ses tonu. Sonra kendini, sorusunu, düzeltti. "Niye gidip geliyorsun?"

Absürt karşılamaması durumunda ben de kendime geldim ve gayet normal bir tonlama ile gerilmeden onunla konuşmam gerektiğini anladım. Böyle olursak sanki çok sağlam bir flörtümüz olacak ve de ona göre bir ciddi ilişki temellenecek gibi geliyordu. Ve ben şu ana kadar ciddi ilişki temelini atmayı bile düşünmemiştim!

emret komutanım - yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin