4.0

6.7K 316 457
                                    

hellö!
nabersiniz canısılar?
önceki bölümden sonra hem de 🤭

umarım iyisinizdir, her şey yolundadır.

bölüme başlama saatinizi buraya bırakmayı unutmayın canikolarım.

bölüm sonunda konuşuruz, o yüzden lafı daha fazla uzatmadaaaaan sizleri bölüme uğurluyorum efendim!

hepinize keyifli okumalar, satır aralarında görüşmek üzere ❤️

÷

"Pikeyi gerçekten örtünmeli miyiz?"

Korhan'ın bilmem kaçıncı kez sorduğu soruya öfledim ve sırtımı daha da göğsüne bastırdım. "Evet," dedim. "Ben pikesiz yapamam."

Korhan ile birkaç saat önce beraber yattığımız yatakta yine beraber yatıyorduk. Korhan'ın sırtı yatağının başlığına dayalıydı, benim de sırtım onun göğsüne.

Islak saçlarım Korhan'ın göğsünü ıslatmasın diye saçlarıma havlu sarmıştım ama Korhan, "Siktir et," deyip havluyu aramızdan çekip fırlatmıştı. Saçlarım ıslaktı çünkü banyodan çıkalı beş dakika anca oluyordu, aynı şekilde Korhan da.

Tırnaklarım artık bordo ojeli değildi, çünkü Korhan'ın getirdiği aseton ile mor ojeleri çıkardığım gibi bordo ojemi de çıkarmış ve ardından banyo yapmıştım. Ellam etmiş kellam etmiş beni o banyoya sokmuştu. Oysaki ben yatağa atacak ve camış gibi uyuyacaktım. Sabah evimde bıcı bıcımı yapacaktım.

"Düşünüyorum da..." Kıkırdadım, cümlemi devam ettiremeyip. Korhan da bunun üzerine, "Ne geçiyor yine o cin aklından?" dedi, aynı benim gibi kıkırdamıştı o da. "Bütün bunları sanki beni odanda banyo yapmam için yapmışsın gibi duruyor."

Kendimi tutamayıp ağzımdan kahkahalar çıkarken Korhan elini ağzıma kapattı, kafamı göğsüne yaslayıp ona baktım. Gülüyordu, "Sus," dedi. "Gecenin birinde yaptığımız fazla ses iyi olmayabilir."

Cümlesi sonlandıktan sonra sanki prizden çıkarılmış beynimin fişi geri prize takıldı ve aktif oldu. O an düşünme yetim geri geldi. Korhan hâl ve tavırlarımdan bir şey olduğunu anlamıştı, yavaşça elini ağzımdan çekti ve ne olduğunu sordu.

"Ben çok bağırdım mı?"

"Yo," dedi Korhan da. "Ağzını kapattım, kahkahanı duymamışladır."

Gözlerimi devirdim ve göğsünden kalkıp ona döndüm, bağdaş kurarak karşısında oturdum. "Onu demiyorum," dedim gözlerimi kocaman açarak. Ellerimle kaşlarımı düzeltirken, "Kucağındayken," dedim. Pürüzleşen sesimi düzeltmek için boğazımı temizledim, başımı balkonun olduğu tarafa doğru eğerek balkonu işaret ettim. "Balkondaydık ya..."

Korhan gözlerini kapatıp başını geriye attı ve alçak yatak başlığından dolayı başı duvara değmişti. "Kim görebilir ki?" dedi. "İhtimal yoktu Ervin. Mahallenin çıkmazındayız, sizin balkonda yapsak hadi anlarım da... Yol tarafı çünkü. Ayrıca millet gecenin on ikisinde balkon da dikizlemez."

"Doğru ama beni ilgilendiren millet değil." Korhan gözünün tekini açıp bana baktı. Ben de elimin birini söyleyeceğim cümle dolayısıyla refleks yüzünden havaya kaldırdım. "Sikmişim milleti. Bana ne milletten oğlum, ben sizin evi diyorum."

Korhan tepkime gülerken dirseğimi bağdaş kurduğumdan dolayı beliren diz kemiğime koydum, yüzümü de elime yasladım ve Korhan'ı izledim.

"Bir şey olmaz. Duymamışlardır, avazımız çıktığı kadar bağırmadık."

emret komutanım - yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin