5.1.2

3.7K 213 65
                                    

hellö!
biliyorum çooook uzun süre ayrı kaldık ama maruzatları biliyorsunuzz

nasılsınız bakalım, keyifler nasıl?
umarım herkes iyidir 🥺

200K olmuşuz ben buralarda değilken!

çok duygusalım şu anda, duygusal bir kekim 🥺

bölüm sonu muhabbetimize devam ederiz diye lafı fazla uzatmadan sizleri bölüme uğurluyorum efeniiiiiim <3

satır aralarında görüşürüz,
keyifli okumalar 💖

÷

"Hayatımdaki en mükemmel insansın sen." Hafifçe yanağını okşadım. "Her zaman sana hayran olacağım, her zaman seni de seveceğim. Buna inancım tam. İlişkimizden de... Bir daha ilişkimize korkudan panikten duvarlarımı sokmayacağım. Seni seviyorum ve bundan eminim, bizden eminim. Gerisi tefe tüfe... Seni seviyorum çocukluğum, ailem, aşkım." Korhan manidar bir tebessümle gözleri parıldayarak baktı bana. Ağır ağır başını salladı. "Çocukluğum..." diyerek tekrar etti beni ve burunlarımızı birbirine sürttü. "Sana güvenim tam, ilişkimize duvarlarını almayacağını söylüyorsan bunu yaparsın. Ben bizden eminim, hem de çok uzun süredir Ervin." Fısıldadı. Bu bende merak duygularımın kabarmasına yol açtı. Özellikle de dudaklarımızı birleştirmeden önceki son sözleri ile...

"Seni çok uzun süredir seviyordum, seviyorum ve seveceğim benim miniğim."

Onu öperken aklımdan bir sürü şey geçti. Tamamen onunla geçirdiğim zamanlar... Gerçekten zaman ne garip bir şeydi. Geçiyordu ve asla nasıl geçtiğini size hissettirmiyordu. Dudaklarımı büzüp onu biraz daha kendime çekerken yavaşça ondan ayrıldım. Dedikleri kaşlarımı çattıracak cinsten olsa da yüzüme yansıtmadım bu durumu.

"Zaman hızlı geçiyor gerçekten," dedim. Biraz da salağa yattım, ne manada dediğini öğrenmek için. "İki ay bitti ama dün gibi... Hiçbir şey daha olmamış gibi..."

Korhan'ın kara gözleri kısıldı ve derin bir iç çekip uzun uzun gözlerime baktı. Belimde olan bir elini yukarı çıkarıp boynuma dayadı, baş parmağı ile yanağımı okşadı. Yavaş yavaş, fazlasıyla sakin...

Yüz ifadesi hiç okunmayan cinstendi şu anda. Sevgisini hissettiriyordu ama ne düşündüğünü asla yansıtmıyordu. Yutkundum ve ben de onun bana yaptığı gibi yanağını okşadım. "N'oldu bir tanem," diye fısıldadım.

Minik bir tebessüm belirdi dudaklarında, "Hiç," dedi. "Sadece dediğin gibi... Cidden şu iki ayın çabuk geçmesi hakkında düşünüyordum. Spesifik bir şey yok öyle, tereddüt etme."

"Peki," diye fısıldadım ve parmaklarımı göz altlarına sürttüm. "Bana böyle bakmandan pek hoşlanmadım ama... Kara gözlerini saklar gibi kısık bakma, Korhan." Tebessüm edip gözlerimi müptezel gibi kısıp kaşlarımı kaldırdım. "Ben erin değilim, sevgilininim."

Korhan'ın ifadesi hızla değişti ve belimde olan diğer elini aşağı indirip kalçama vurdu. "Müptezel," diye dalga geçerken dilimi çıkardım ve ondan ayrılıp eline boş olan hurcu verdim. O düzgünce boşaltmış olduğumuz hurcu katlarken ben de birkaç kalan elbiseyi daha yerleştirdim. Ardından da yarın akşam giymeye karar verdiğim siyah elbiseyi aldım ve yatağın üstüne attım. Bir tane de siyah uzun bir clutch çantam vardı, onu da elbisenin yanına attım. Demin Korhan'ın ne farkı var dediği altı kırmızı olan siyah stilettoyu aldım ve dolabın yanına aşağı koydum.

emret komutanım - yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin