"Sen benim hayranımsın."
Cümlesine karşı tek kaşımın kalkmasına engel olamamıştım. Ne hayranı?
"Bilirsin. Müzik grubumuzun."
Karşımdaki kişiye mal gibi baktığıma emindim.
"Tamam, tamam." Dedi gülümseyerek. Gülümsemesi sinirlerimi bozmuştu. "Sana imza veririm."
Ardından seri hareketlerle elimde duran kalemi aldı ve peçeteye bir şeyler karaladı.
"Buyur." Gözlerimle elime tutuşturmaya çalıştığı kalem ve peçeteye baktım.
Peçetedeki imza hayli güzeldi.
"Ben aslında bunun için gelmemiştim,"Lafımı bitirmeden ayağa kalktı. Ardından da ellerini yavaşça çırptı. "Anladım. Fotoğraf da istiyorsun değil mi? Tabii ki. Hemen olur."
"Hayır," diyecekken elimden hızla telefonumu aldığını ve hızlıca bir kaç poz selfie çektiğini gördüm.
"Ama hiç birinde gülümsememişsin ki!"
Küçük bir çocuk gibi mızmızlanmasına karşı gözlerimi devirdim.
"Ben sadece tuz istemek için gelmiştim. Kim olduğunuzu bilmiyorum bile."
Cümlemden sonra oturduğu masayı kahkahalar basmıştı. Evet yaptığım onu utandırmış olabilirdi. Evet biraz patavatsızca konuşmuş da olabilirdim. Ama baştan beni dinlese hiç utanmayacaktı. Bende böyle konuşmak zorunda kalmayacaktım.
"Ne?" Sesindeki şaşkınlık hafifçe gülümsememe sebep oldu. "İzinizle." Dedim ardından uzanarak masadaki tuzluğu aldım.
"Teşekkürler." Elindeki telefonumu zorda olsa alırken gülümsemiştim. Telefonumu bırakmıyordu manyak.
Sonunda masama yeniden oturabildiğimde, arkadaşlarımın bana şokla baktıklarını görüyordum. Hepsinin anlamsızca bakışlarına omuz silkerek cevap verdim. Anlatmaya niyetim yoktu.
"Bi an hiç gelmeyeceksin sandım."
Ruzi'nin sözlerine karşılık gözlerimi devirdim.
"Yanlış anlaşılma oldu." Dedim tuzluğu ondan tarafa doğru ittirirken.
"Yekta," dedi Mimoza. "Anlatsan artık? Merak ediyoruz."
"Anlatılacak bir şey yok ki!" Dedim çatalımı hunharca salatama batırırken. "Müzik gruplarını tanıdığım için fotoğraf çektirmeye gelen bir hayran olduğumu düşündüler. Şu kumral saçlı olan düşündü aslında. Vokalist o sanırım."
Bütün masanın onlardan tarafa doğru dönmesiyle derin bir nefes aldım. Hepsi cidden salaktı, ve bunu fazlasıyla belli ediyorlardı.
"Bir gideri var aslında." Dedi Ela.
Kaşlarımı çatarak masalarına doğru döndüm. Döndüğüm gibi zorla imzasını veren çocukla göz göze gelmiştim.
"Bilemedim." Dedim önüme geri dönerken. Ben bebek suratlı pek sevmezdim. Bebek surat daha çok Ela ve Mimoza'nın tipiydi.
"Yakışırsınız ha." Mimoza'nın söylediği şeyle içeceğim boğazımda kalmıştı. Ne demek yakışırsınız?
"Öldü kız yavaş söyleseydin bari." Ruzi'nin sözlerine gözlerimi devirdim tekrardan. Söyleme demiyordu. Yavaş söyle. Demek ki o da yakışacağımızı düşünüyordu.
"Artık önünüze dönseniz?" sesimin sert çıkmasıyla hepsi bir anda önlerine dönmüşlerdi. Sinirlenmemi kimse istemezdi. Sinirlenince kalp kırmaktan çekinmeyen bir olduğumu biliyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayran
أدب المراهقينYekta'nın istediği şey sadece masadan tuzluğu alabilmekti. Ama başına Rehayı saracağından haberi yoktu. "Sen benim hayranımsın." Cümlesine karşı tek kaşımın kalkmasına engel olamamıştım. Ne hayranı? "Bilirsin. Müzik grubumuzun." Karşımdaki kişiye m...