"Öyle." Dedim Mime. Her şeyi anlatıyordum. Bir yandan da bana bağırıp çağırıyordu. Neden ona anlatmamışım ilk?
"Reha ile ikiz olması," dedi Ela omzunu hafifçe havaya kaldırırken. "İlginç. Resmen kötü ikiz iyi ikiz."
Kötü konuşmak istemiyordum Meyra hakkında. Ama kendime de engel olamıyordum.
"Durun durun." Dedi Mim hızla. "Geldiler. Konuyu değiştirin."
Mim'in sözlerinin ardından gözüm hızla kafenin kapısına doğru kaymıştı. Naki, Bora ve Reha geliyorlardı.
"Sanki dedikoduyu kaçırmışız gibi bir his var içimde." Dedi Naki masaya otururken.
"Ne dedikodusu?" Dedi Ela masumca. "Biz dedikodu bilmeyiz."
"Bende Naki değilim zaten." Dedi Naki alay eder gibi söylemişti sözlerini.
Ela bir şey demeden omzunu silkmiş, önündeki menüye geri dönmüştü.
"Ay!" Dedi Mim bi anda. "Reha sen saçına ne yaptın?"
Mim'in dediğiyle Rehaya doğru dönmüştüm. Ne vardı saçında?
"Kestirdim azıcık. Fark etmene şaşırdım."
Reha'nın sesiyle gözlerimi kısarak daha da çok bakmıştım saçlarına. Ben bir değişiklik göremiyordum.
"Yekta," dedi Mim. "Kör gözlerinle o değişikliği o yakından göremezsin."
"Gözlerimin kör olduğunu hatırlatmana gerek yoktu." Homurdanarak söylemiştim.
"Kaç numara da?" Dedi Bora. Geldiğinden beri ilk kez konuşmuştu.
"Üç." Dedim.
"Kör." Nakiye gözlerimi devirmiş, konuşmuştum.
"O kadar da kötü değil."
"Ya ne demezsin." Dedi Mim. Ardından gelecek olan olaydan şimdiden korkmuştum. Hangi rezilliğimi anlatacaktı acaba?
"Bir kere, bunun gözlüğü kırıldıydı. O zaman da lens kullanmıyordu. Yolda yürüyor bu kör kör. Sonra önündeki direğe sen gel çarp. Alnı mosmor gezindi bütün bi hafta boyunca."
Rahatlıkla nefes vermiştim. En kötüsünü anlatmamıştı.
"Ay o daha ne ki," dedi Ela. Ela'nın ses tonundan anlamıştım o olayı anlatacağını. Her ne kadar onu durdurmaya çalışsam da, durmamış anlatmaya başlamıştı bile.
"Bir gün bu kalktı tamam mı? Uykudan yeni uyanmış zaten gözlüğünü arıyor. Önceki gece de hafiften içmişti. Neyse, her nasılsa bir şekilde kendine kahve koydu tam koltuğa oturuyordu ki,"
Ardından ellerini birbirine çırparak efekt vermişti kendince.
"Gözlüğün üstüne oturmuş. Gözlük yamulmuştu. Sonra oturdu ağladı bu. Kör oldum diye."
Anlattıklarından sonra utancım arşa çıkmıştı. Ama cidden o gün kafam yerinde değildi ve önümü göremiyordum. Bu olaylardan sonra, kendime lens almıştım.
"Gözlüklü fotoğrafın var mı?"
Yanımdaki Reha'nın benden tarafa doğru seslenmesiyle kafamı sallayarak onaylamıştım.
"Göstersene."
Aslında Rehaya göstermek istemiyordum ama bana merakla bakarken onu hayal kırıklığına da uğratmak istemiyordum.
Telefonumu elime alarak galerimin en derinlerine inmiştim.
"Al," dedim eline telefonumu verirken.
İlk fotoğrafta Ruzi ben ve Ela vardı. Bir kafede oturmuş, kocaman gülümsemiştik kameraya. Gözlüklerim ile şu anda olduğumdan daha farklı duruyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayran
Teen FictionYekta'nın istediği şey sadece masadan tuzluğu alabilmekti. Ama başına Rehayı saracağından haberi yoktu. "Sen benim hayranımsın." Cümlesine karşı tek kaşımın kalkmasına engel olamamıştım. Ne hayranı? "Bilirsin. Müzik grubumuzun." Karşımdaki kişiye m...