Çalan telefonumla kaşlarımı çatarak uyandım. Neden telefonum çalıyordu durmadan? Açmıyorsam bir bildiğim vardı değil mi? Müsait değilimdir belki de?"Efendim?" telefonu açtığımda konuşmamış, homurdanmıştım.
"Yekta Hanım! Nerdesiniz?" karşımdaki sesle beraber kaşlarımı çatmış, düşünmüştüm. Neredeydim ki ben?
"Evdeyim."
"Yekta Hanım!" dedi karşımdaki ses. Dehşete düşmüş gibiydi. "Duruşmamız var? Yetişemeyecek misiniz?"
Her bir kelimeyle ayılıyordum resmen. Duruşmam vardı bugün! Nasıl unutabilmiştim ben!
"Barodan bir arkadaşım gelecek." dedim hızla. "Merak etmeyin yüz üstü bırakmayacağım sizi."
Karşımdaki müvekkilimin bir şey demesine izin vermeden telefonumu kapatmış, Yağız'ı aradım. Baroda kim boşsa öğrenmeli ve yerime gitmesini istemeliydim.
"Alo Yağız? Baroda kim var?"
Karşımdaki Yağız bir süre sonra cevap vermişti bana. "Poyraz Bey boşta, Yekta Hanım."
Yağız'ın sözlerinden sonra umutsuzca nefesimi dışarı vermiştim. "Başka biri var mı?" Esraya bile razıydım şu an. Poyraz olmazdı.
"Yok maalesef."
"Tamam," dedim üzgünce. "Teşekkür ederim."
Yağız'ı kapattıktan sonra saate bakmıştım. Belki hala yetişebilirdim?
"Boşversene," homurdanarak elimi telefonuma attım yeniden. Duruşma on beş dakikaya başlayacaktı. Benim evden adliyeye varmam zaten yarım saat sürüyordu.
Fazlasıyla zorlansam da aramıştım. Çalıyordu telefon.
"Yekta? Aramanı neye borçluyum?" Telefondaki Poyraz'ın sesi fazlasıyla neşeli geliyordu. Sinirlerim bozulmuştu.
"Poyraz, bir duruşmam var ve yetişemeyeceğim. Yerime sen gider misin?"
"Neden yapayım ki bunu?" Poyraz'ın durumumdan zevk alacağını tahmin etmiştim zaten. Ama bu kadar da zevk almasını beklememiştim. Zevkten dört köşe olmuştu resmen.Hissedebiliyordum.
"Arkadaşımsın çünkü?
"Değildik, sevgilinin yanında öyle diyen sendin Yekta." Poyraz'ın bu konuyu unutmamış olması, fazlasıyla içerlediğini anlatıyordu bana.
"Ne istersen yaparım." dedim pişman olacağımı bile bile.
"Ne istersem mi?" dedi Poyraz. Sesi oyuncu geliyordu.
"Evet." dedim. Sesim netti çünkü bu müvekkili kaybetmek istemiyordum. Varlıklı bir müvekkilimdi.
"Tamam." dedi Poyraz. "Kabul ediyorum gideceğim. Dosyanın ayrıntılarını bana gönder. Duruşma çıkışında da yanımızda ol."
Poyraza bir şey demeden kapatmıştım telefonu. Kabul etmişti, davaya girecekti. Kazanacağına emindim. Her ne kadar Poyrazı sevmesem de işinde fazlasıyla iyiydi. Ne demişti atalarımız? Yiğidi öldür, hakkını yeme.
Annemin beni neden uyandırmadığını düşünürken mutfağa geçmiştim. Uyandırırdı normalde.
"Anne!" bağırsam da cevap veren yoktu. Gözlerim masanın üstündeki yulaf lapasının yanındaki nota takılmıştı.
"Kızım çok güzel uyuyordun, uyandırmaya kıyamadık. Baban gidelim diye tutturdu. Gitmek zorunda kaldık o yüzden. Kocaman öpüyorum seni. Afiyet olsun. Seni çok seven annen :)"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayran
Teen FictionYekta'nın istediği şey sadece masadan tuzluğu alabilmekti. Ama başına Rehayı saracağından haberi yoktu. "Sen benim hayranımsın." Cümlesine karşı tek kaşımın kalkmasına engel olamamıştım. Ne hayranı? "Bilirsin. Müzik grubumuzun." Karşımdaki kişiye m...