Yekta Kara:
Ellerimi gergince ovuşturup duruyordum.
"Ya anne ya," dedim anneme dönerek. "Valla olmadı bu, üstümü değiştireyim."
"Hayır," dedi annem kararlılıkla. "Çok güzel ve tatlı oldun."
"Anne!" Dedim üzerimdeki elbiseyi göstererek. Üzerimde dizlerime kadar uzanan lila sade bir elbise vardı.
"Mükemmel." Dedi annem. İtiraz etmemi de böylece durdurmuştu.
"Kızım, saat kaç?" İçeriden gelen babamın sesiyle elimi telefonuma götürerek saate baktım.
"Yediye on var!"
İçeriden gelen babamın onaylayan homurdanması ile annemden tarafa doğru döndüm.
"Valla değiştireyim hemen?"
Annem kaşları çatılmış, beni reddecekken çalan kapı ile olduğu yerde kalmıştı.
"Hadi Selim Bey, geldiler." Annemin sözleri ile terlemeye başlayan ellerimi elbiseme sildim. Gerginlikten her an bayılabilirdim.
"Hadi kızım," dedi annem belimden yavaşça beni iteklerken.
Derin bir nefes alarak kapıyı açtım, ardından da kocaman gülümsedim.
"Hoşgeldiniz!"
Karşımdaki Emre amca, Akkız teyze ve Rehaya gülümsemiştim. Meyra'nın olmaması beni rahatlatmıştı.
"Hoşbulduk." hızla önlerine terlikleri koymuştum. Normalde evimde terlik yoktu, fakat canım annem hemen almıştı bana yenilerini. Yepisyeni terliklerim vardı sayesinde. Canım anam.
"Buyurun bu taraftan." Dedi annem kibarca gülümserken. Annem ile Akkız teyzenin anlaşacağından emindim. Beni geren kısım babam ve Emre amcaydı. Emre amca da anlaşılabilir bir insandı, ama babam öyle değildi.
Küçük salonuma geçtiğimizde kapıya en yakın, Rehaya en uzak köşeye oturmuştum. Aşırı gergindim.
"Yolunuz nasıl geçti, bir sıkıntı falan çıkmadı değil mi?" Annem Akkız teyzeye sormuştu.
"Yok, sıkıntısız geldik çok şükür." Dedi Akkız teyze. Ardından kendi aralarında muhabbete dalmışlardı. Korkarak ilgimi babamdan tarafa verdim. Ne konuşuyorlardı onlar?
"Askerliğini yaptı mı?" Babamın sorusuyla göz devirme isteğim arşa çıkmıştı. Anladık baba eski komandosun tamam. En asker sensin.
"Yaptı." dedi Emre amca tek kelimeyle. Babam rahatlamış gözüküyordu.
"Siz nerde yaptınız?" dedi Emre amca kibarca. Emre amcayı durdurmak istesem de geç kalmıştım. Babam asla susmayacaktı şimdi. Favori aktivitesiydi konuşmak. Özellikle de mesleği hakkındaysa asla susmazdı.
"Ben Ezine de yaptım. Çanakkale Ezine. Sonra da asker olarak kaldım. Komando olarak da emekli oldum işte..."
Babamın konuşmasını dinlerken sıkıldığımı fark edip annemden tarafa çevirdim bakışlarımı. Annem ve Akkız teyzenin benden tarafa doğru bakmasıyla gerilmiştim. Neden bana doğru bakıyorlardı ki?
Annem ile yavaşça ayağa kalkmışlardı şimdi de. Onlarla bende kalkmıştım. Mutfağa geçtiğimizde hızla tabakları dizmiştim. Annem çorbayı ısıtmaya çalışırken, yanındaki Akkız teyze annemle konuşuyordu.
"Sıkıntısız geçer." dedi Akkız teyze güven verircesine gülümserken. "Sıkıntı olmayacak."
"Umarım," dedi annem kepçeyi çorbaya daldırırken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayran
Genç KurguYekta'nın istediği şey sadece masadan tuzluğu alabilmekti. Ama başına Rehayı saracağından haberi yoktu. "Sen benim hayranımsın." Cümlesine karşı tek kaşımın kalkmasına engel olamamıştım. Ne hayranı? "Bilirsin. Müzik grubumuzun." Karşımdaki kişiye m...