Hastaneden ayrılalı bir hafta olmuştu. Olayın şokundayken anlayamamıştık. Eve gelince anlamıştık. Bizim artık küçük bir kızımız vardı.
"Ben yatırıp geliyorum," dedi Reha, ardından kucağındaki kızımızla beraber koridorda kaybolmuştu.
Kendimi zar zor koltuğa atmıştım. Vücudumda sarkma olmaması için korse takıyordum. Nefes almak bile acı veriyordu.
"Geldim," Reha'nın sesi ile kafamı ona doğru çevirmiştim.
"Annem erkenden gitmeseydi, o bakardı biraz." Akkız anne, Emre amca rahatsızlandığı için erkenden geri dönmüştü İzmire. Akkız annenin bizle olacağını düşündüğü için annemle babam ise, babamın arkadaşının yanına Rizeye gitmişlerdi. Erna ile iki hafta kadar yalnızdık. Bu yeni yetme ebeveyn bizler için korkunçtu. Nezahat teyzenin de bir yardımı olacağını düşünmüyordum. Her ne kadar isteseler de çocukları olmamıştı. O da bizim kadar yeni yetmeydi.
"Babanın sağlığı daha önemli," dedim Reha'nın neredeyse üzerine yatarken. "Hem ne kadar onlara güvenebiliriz ki? İlla yalnız kalacağız."
"Haklısın." Dedi Reha elleri saçlarımda gezinirken. "Umarım Buluta benzer."
"İçimden bir ses öyle olmayacak diyor ." Dedim hüzünle. Bulut çok uysal bir bebekti. Kaya gibiydi. Sesi çıkmaz, ağlamazdı. Sadece acıktığı zaman ağladığı için Mim anında anlayabiliyordu.
Cümlemi desteklercesine içeriden gelen ağlama sesi ile gözlerimi yummuştum sıkıca.
"Ben kalkarım," dedi Reha gülümserken. Zorla gülümsediği belliydi. Yorulmuştu, uyumak istiyordu. Bende aynı şekildeydim.
"Ben kalkarım," dedim onu koltuğa sabitlerken. "Acıkmıştır. Senin yapabileceğin bir şey değil."
Reha sözlerime gülmüş, arkamdan gelmişti. Ben ağlayan kızımızı kucağıma alırken Reha ise kapı pervazından bize bakıyordu.
"İzleyecek misin?" Dedim kızımın odasındaki koltuğa otururken. Kızım kucağıma geldiği anda sakinleşmiş, sessizce bekliyordu.
"Gidiyim mi yani?" Reha'nın oyuncu sesiyle gülümsemiştim. "Sadece su getirir misin?"
Reha beni onaylamış hızla mutfağa geçmişti. Ben de o sırada kızımızı emzirmeye başlamıştım.
"Al bakalım Yektam," Reha'nın getirdiği suyu yavaşça içmiştim. Reha ise büyük bir dikkatle kızımıza bakıyordu.
"Uyumuş bu," dedi Reha kızımızı göstererek. Kaşlarımı çatarak kızımıza baktığımda haklı olduğunu gördüm. Kızımızı yavaşça dürttüm. Uyanmamıştı, uyumaya devam ediyordu.
"Bekle şimdi," dedi Reha ardından kızımızın çenesine hafifçe baskı uyguladı. Kızımız uyandığını yeniden emmeye başlamasıyla anlamıştım.
"Bu hep böyle mi olacak?" Dedim Rehaya bakarken. Yarı yolda uyuyordu hep. Yemek yerken uyunur muydu kardeşim?
"Doymuştur bence," dedim bi beş dakika kadar sonra. Uyuyan kızımızı dikkatle Rehaya verdikten sonra, üstüme çeki düzen vermiş, kendimi zorla yatağa atmıştım.
"Uyuyalım," dedi Reha yanıma gelirken. "İki saate uyanır." Yatağın sol tarafına geçtiği için fazlasıyla mutluydu.
Onaylamış, sıkı sıkıya sarılmıştım Rehaya. Reha ise beni öpmüş, anında uyku pozisyonuna geçmiş ve uyumuştu.
***
Ağlama sesi ile gözlerimi açtığımda uyumamın üzerinden yaklaşık bir buçuk saat geçtiğini görmek hiç iyi gelmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayran
Teen FictionYekta'nın istediği şey sadece masadan tuzluğu alabilmekti. Ama başına Rehayı saracağından haberi yoktu. "Sen benim hayranımsın." Cümlesine karşı tek kaşımın kalkmasına engel olamamıştım. Ne hayranı? "Bilirsin. Müzik grubumuzun." Karşımdaki kişiye m...