Uludağ

19 0 0
                                    

"Teyze olmak," dedim karşımda oturan Rehaya. "Farklı hissettiriyor."

"Amca olmakta öyle." Dedi kıkırdarken.

Uludağa tatile gelmiştik. Ekim ayının sonlarındaydık, Reha bunaldığımı fark ederek ufak bir kaçamak için beni buraya getirmişti. Minnettardım ona.

"Hadi gel," dedi Reha gülümseyerek oturduğu yerden kalkarak. "İki günümüz var zaten. Böyle boş boş oturarak geçiremem. Sana kaymayı öğreteceğim."

Kafamı hızla olumsuz anlamda sallamıştım. Kaymak beni korkutuyordu. En ufak bir harekette sakatlanabilirdim. Riske atmaya değeceğini düşünmüyordum.

"Hadi ama Yekta!" Reha karşımda küçük bir çocuk gibi mızmızlanıyordu. Görende beni İzmirli, onu Ankaralı zannederdi. Ömrü boyunca gördüğü kar miktarı benim bir kışta gördüğüm kar miktarına eşitti, ama işte. O kaymayı biliyordu.

"Sakatlanırsam ya?"

Reha'nın suratı anında ciddileşmişti. Bir anda neden bu kadar ciddileştiğini anlayamamıştım.

"Sakatlanmanı istemem. Kızak alalım o zaman? Küçük tepeden iteriz birbirimizi?"

Gülümseyerek onaylamıştım. Sakatlanma ihtimalim daha azdı.

Reha ile kardan adamları kıskandıracak şekilde sıkı giyinmiştik. Olurda kayıp düşersem, yuvarlanır tek başıma kalkamazdım. Öyle kalın giyinmiştik.

Reha kızak kiralayarak yanıma gelmişti. Kazağı çekerken bir yandan da yeşil beresini düzeltmeye çalışıyordu. Ona bu bereyi ben almıştım. Yeşil gözleri öne çıkacaktı bu bereyle. İşe de yaramıştı. Yeşil gözleri parlıyordu. Kendime hayali tokatlar atarak, kendime gelmeye çalıştım. Çocuğa resmen salyam akarak bakıyordum.

"Hadi gel."

***

Reha ile o küçük tepeyi o kadar çok çıkmıştık ki, artık bacaklarım kaldırmıyordu.

"Ben ölmüşüm!" Diyerek kendimi yumuşak karın üzerine attım.

"Sen ölmüşsen ben niye yaşayım?" Diyerek yanıma yattı Reha. Gülümseyerek yüzünde açık olan tek yeri olan alnına hafifçe dudaklarımı dokundurdum.

"Kız Yekta!" Dedi Reha hızla kalkarak. "Donmuşsun kalk, kalk!"

Reha beni yattığım yerden kaldırarak otele doğru sürüklemeye başlamıştı.

"Kızak?" Dedim elimle arkamızda kalan kızağı göstererek.

"Ben onu götürürüm. Sen bi otele gir de."

Rehayı onaylayarak otele doğru yürümeye başlamıştım. Lobiye girdiğimizde kemiklerimin ısındığını hissetmiştim resmen.

"Kemiklerim ısındı." Dedim kocaman gülümserken. Reha yanağıma öpücük kondurup geri çekilmişti.

"Sen sıcak duşa gir, ben kızağı verip geliyorum."

Rehayı onaylayarak yanından ayrılıp odaya çıkmıştım. Valizimden hızla yeni kıyafetler çıkarırken kendi kendime sırıtıyordum. Reha manyak sıpa! Umarım üşütmezdi. Güçsüz bir bünyesi vardı zaten.

Düşüncelerim arasında uzun, sıcak bir duş almıştım. Üstümü giyinip dışarı çıktığımda Reha'nın gelip yatakta uyuduğunu gördüm. Yavaşça onun yanına sokulup bende uyumuştum.

***

Sabah yanımdaki Reha'nın hareketlenmesi yüzünden uyanmıştım.

Gözlerimi açmadan homurdandım. "Saat kaç?"

HayranHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin