Bora ve Mim'in evliliklerinin üzerinden yaklaşık iki hafta geçmişti. İkili bu süreç içinde ailelerle olabildiğince vakit geçirmişler bize zaman ayırmamışlardı. Yüzlerini bile doğru düzgün görememiştik.
"Ne zaman çalışmalarınız başlıyor?" dedim aşağıdan Rehaya bakarken. Reha koltuğumda oturmuş, beni umursamadan dondurma kaşıklıyordu.
"Bir soru sordum ama ben sana." dedim sesimi biraz daha yükselterek. İlgisini çekebilmiştim sonunda. Neyi bu kadar dikkatli izliyordu anlayamıyordum. Ya da nasıl. Benim dikkatim uzun süre aynı şeyde kalamazdı.
"Ne sordun Yektam, duyamadım da."
"Önemli değil," diye homurdanarak kollarımı birbirine bağladım. Bana ilgi göstermeliydi. Sevgilisiydim ya ben onun. İzlediği dizi onun sevgilisi değildi!
"Önemli değil," dedim sözde tribimi devam ettirirken. Bıyık altından gülümsemeseydim eğer, işe yarayabilirdi tabii.
"Ne oldu canım?" dedi Reha yediği dondurmayı sonunda kenara bırakıp, yanıma otururken.
"Dedim ki ne zaman çalışmalarınız başlıyor?"
"Hm, güzelim işte biliyorsun en son albümümüz çıkalı o kadar da uzun süre geçmedi. Konserler yeni bitti sayılır. Bide Bora bey evlendi üzerine. O yüzden daha net bi iki ay daha boşum yani."
Anladığımı belirterek kafamı sallamıştım.
"Annem diyor ki," dedim asıl kıvranma sebebimi söyleyerek. Yaklaşık bir haftadır uygun vakti kolluyordum, ama bir türlü denk gelmemişti o vakit. O yüzden artık salmıştım. Direkt söyleyecektim.
"Ne zaman istemeye geliyormuşsunuz?"
"Ne?" dedi Reha. Güzelim sesi sona doğru kırılmış, cadı gibi çıkmıştı.
"Duydun beni cadı sesli oğlan." dedim oturduğum halıdan kalkarken. "Babam annemi dürtüklemese, annem demezdi bana. Ne kadar darladıysa artık kadını, bana söyledi."
"Hm," dedi Reha. "Konuşuyum bi bizimkilerle."
Kafamı sallayarak onaylamıştım Rehayı. Ben onu onayladıktan sonra Reha çevik hareketlerle oturduğu yerden kalkmış, telefonunu alarak mutfağa geçmişti.
Yaklaşık on beş dakika kadar sonra çıkmıştı Reha mutfaktan.
"Üç gün sonra? Uygun mu?" gözlerimi kocaman kocaman açmış, bakakalmıştım ona. Ne demekti üç gün sonra? Yetmiş iki saat?
"Bilmem," dedim dehşete düşmüş sesimle. "Bu kadar hızlı mı olmalı ya? Bi hafta kadar sonra olsa?"
"Ben orasını bilemem." dedi Reha omzunu silkerken. "Sen dedin bana, annemi darlamış diye. Bende anneme dedim. O da en iyi ihtimalle üç gün içinde gelebileceklerini söylediler."
"Annemi aramam lazım." dedim. Rehayla konuşuyor gibi değildim. Daha çok kendi kendime monolog yapıyordum.
"Anne," dedim telefon açıldığında. "Üç gün sonra müsait miyiz?"
"Evet, neden de?" dedi annem telefonun ucundan.
"İstemeye geleceklerde."
"Gelsinler kızım gelsinler!" dedi babam. Sesi fazlasıyla heyecanlı çıkmıştı. Kızını vermeyi gerçektende bu kadar çok mu istiyordu bu adam? "Babanın da söylemeye çalıştığı gibi müsaitiz kızım, gelsin istesinler seni." Dedi annem babamın aksine sakin ses tonuyla.
"Tamam," dedim anneme ardından görüşürüz diyerek kapatmıştım.
"Gelsinler istesinler beni." dedim kısık sesimle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayran
Novela JuvenilYekta'nın istediği şey sadece masadan tuzluğu alabilmekti. Ama başına Rehayı saracağından haberi yoktu. "Sen benim hayranımsın." Cümlesine karşı tek kaşımın kalkmasına engel olamamıştım. Ne hayranı? "Bilirsin. Müzik grubumuzun." Karşımdaki kişiye m...