Üç Belki de Dört

20 1 0
                                    


Yekta Kara

Erenin elindeki teste mal gibi bakıyordum. Çift çizgi değildi o, ben sonunda delirmiştim. Ya da gözlerim gitgide daha da kötü görünüyordu. Normal değildi, strestendi.

"Yanlışlık olmasın?" dedim korkarak. Beynim doğru olabileceği gerçeğini ısrarla reddiyordu. "Senin testin bozuktur." dedim Erene. "Hem senin evinde niye fazladan hamilelik testi var?" son gaz kendimi haklı çıkarmaya çalışıyordum. Bebek için daha çok erkendi.

"Yanlışlık olma ihtimali var, bir kere daha yap bakalım." dedi Eren elime yeni bir test tutuştururken. "Ayrıca zırt pırt hamile kaldığınız için aldım. Mimdeki gibi gecenin köründe dışarı eczane aramaya gitmeyelim diye."

Eren'in söylediklerine gözlerimi devirmiş, testi de alarak tuvalete gitmiştim tekrardan. Zorlanarak da olsa yeniden testi yapmış, dışarı çıkmıştım. Kızların hepsi meraklı bir şekilde bana bakıyordu.

"Peki," dedi Ela.Cümleye girişinden hoşuma gitmeyeceğini anlamıştım bile. "Yaptınız mı Rehayla, yani hatırlıyor musun korunup korunmadığını?"

Ela'nın sözleri ile yüzüm patlıcana dönmüştü. Bu kadar detayı niye soruyordu şimdi bi anda pat diye? Hatırlamıyordum ayrıca. Dikkatim dağınıktı o zamanlar birazcık.

"Hatırlamıyorum ki," dedim somurtarak. 

"Eğer," dedi Mim sakince. "Hamileysen yazık sana! Bana katılacaksın, uykusuz geceler, mideni kaldıran bezler... Her şeye hazırlıklı olmalısın."

Mim'in her söylediği sözle benimde gözlerim açılıyordu. Pörtlek pörtlek etrafa bakmaya başladığımda ise, Eren Mim'in koluna dokundurarak durdurmuştu onu.

"Korkutma kızı."

"Hayatım," dedi Mim gelip bana sarılırken. "Şaka yapıyorum," ardından da hızla ekledi. "Ama her şakanın bir gerçeklik payı vardır, unutma."

"Siktir git Mim!" ses tonumu ayarlayamamıştım. İçeriden cüce Bulut'un ağlama sesi gelmeye başlamıştı. Mimoza bana öldürecek gibi baksa da umrumda değildi. Benle uğraşmasaydı çocuğu da uyanmayacaktı.

"Bulutu da alıp geliyorum bensiz sakın sonuca bakmayın!" Mim sözlerinden sonra koşar adımlarla kaybolmuştu içeride. Mim'i beklerken üçümüz arasında ölüm sessizliği vardı. Hiçbirimiz konuşmuyorduk. Gözlerimi testten ayırmıyordum. 

Mim Bulutla beraber geri döndüğünde, derin bir nefes alarak çevirdim testi. 

Çift çizgiydi yeniden.

"Bulutuma kardeş geliyor!" Mim'in gereksiz neşesi karşısında sinir olmuştum. 

"Gidiyorum ben." dedim bir hışımla. Portmantoda, ceketimi ararken Mim yanıma gelmiş, özür dilemişti.

"Özür dilerim aşkım sadece, çok heyecanlandım." 

Mim'e önemli değil anlamında elimi sallamıştım. Bende öyle tepki vermek istememiştim zaten. Sadece şoktaydım sanırım.

"Rehayı arayayım mı?" Eren'in sözlerine karşılık kafamı olumsuz anlamda sallamıştım. Yalnız kalmak istiyordum.

"Diğerlerine de söylemezseniz sevinirim," dedim ayakkabılarımı giyinirken. "Ben söylemek istiyorum." Hepsi beni onayladıktan sonra, soğuk kasım akşamına çıkmıştım. 

Eren'in evi ile evimiz arasında yürüyerek yirmi dakikalık bir yol vardı. Hava fazlasıyla soğuktu, ama ben hissetmiyordum bile. Tek düşünebildiğim karnımda kendi kendine büyümeye, tutunmaya çalışan küçük canlıydı. Elim ister istemez karnıma gitmişti. Yolda yürürken salak salak karnıma dokunuyordum. 

HayranHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin