Reha bir süre daha konuştuktan sonra beni hızla öpmüş, üzülerek beni yeniden sahne arkasına yollamıştı.
Kafam daha yeni yaşananlardan dolayı bir milyon bir şekilde arkaya geçmiştim.
Konser başladığında, yanıma gelen kadınla beraber ilgimi Rehadan çekip kadına doğru dönmüştüm.
Yanımda düz uzun saçları gevşek at kuyruğu yapılmış, çekik gözleri sahneye bakan hafif minyon bir kadın vardı. Kadın çekik gözleriyle bana doğru baktı. Ardından elini uzattı.
"Zeynep Naeyon Kim."
"Yekta Kara." Dedim uzanan elini sıkarak. Kim olduğunu anlayamamıştım.
"Menajerleriyim. Ve evet, yabancıyım. Yarı koreliyim."
Anladığımı belirterek yeniden önüme dönmüştüm.
"Seni kullandığım için özür dilerim."
Zeynep'in sözleri ile kaşlarımı çatmıştım. Beni kullanmak derken?
"Albümümüzün patlaması için magazinsel bir olaya ihtiyacımız vardı. Malum, Reha ile sende fazlasıyla magazin gündemini meşgul ettiniz bir ara."
Anladığımı belirterek kafamı sallamıştım. Mantıklıydı.
"Kızmadın değil mi?"
Zeynep'in sorusuyla beraber omzumu silkmiştim.
"Yo, niye kızayım ki? Ben senin yerinde olsam bende aynısını yapardım."
"İyi bari." Dedi Zeynep gülümserken. "Kahve?" Zeynep'in tuttuğu kahve bardağını teşekkür ederek aldım elinden.
Bir süre daha Zeynep ile yan yana konseri izlemiştik.
"İlk başta," dedi Zeynep sahneye doğru bakarken.
"Çok endişelendim." Dedi Zeynep. "Reha, çok nasıl desem, her duygusunu en üst seviyede yaşar."
Onayladığımı belirterek kafamı salladım. Belliydi her duygusunu en üst seviyede yaşadığı.
"Eğer bir gün olurda, ayrılırsanız." Dedi Zeynep. "En acısız şekilde yap lütfen. Reha illa ki üzülecektir. Grupta etkilenir. Ben bunu istemiyorum."
Rehayla ayrılmak gibi bir düşüncem yoktu. Aklıma düşürmesine de gerek yoktu.
"Beni yanlış anlama. Sadece menajerleri olarak grup için en iyisini düşünüyorum."
"Anladım." Dedim soğuk bir sesle. İçimdeki küçük Yektalar, Zeynepe karşı gereksiz bir kin beslemeye başlamışlardı. Bana göre gereksiz olsa da onlara göre gerekliydi. Sebebi ise, Reha ile ayrılacağımızı söylemesiydi.
"Neyse," dedi Zeynep. "Benim gitmem gerekiyor. Sonra görüşürüz."
Gönülsüzce 'Görüşürüz.' Demiştim Zeynepe. Moralimi bozmuştu.
Yaklaşık iki saat kadar sonra konser bitmişti.
Reha kollarını açmış, yanıma doğru koşarak gelirken kendimi hızla kenara doğru çektim. Reha şok içinde bana doğru bakarken omzumu silktim.
"Terlisin, üzerim ter mi olsun?"
Yanımızdan geçen Bora ve Naki cümleme hayvan gibi gülmüşlerdi.
"Kız haklı." Dedi Naki Reha'nın omzuna elini atarken. "Sıksam suyun çıkar amk."
"Sen söyleseydin canım?" Dedi Reha. Reha'nın sahnede sabit duramadığını biliyordum. Sürekli başı kesik tavuk gibi bir oraya bir buraya koşuşturuyordu.
"Ay saol," dedi Naki. "Kalsın."
"Sarılmayacak mısın bana?" Dedi Reha kolları iki yana doğru açık.
"Hayır." Dedim kararlılıkla. "Duşa gir ondan sonra."
"Ama," dedi Reha umutsuzca. "Burada duş yok."
"İşte," dedim parmağımı hafifçe göğsüne bastırırken. "Bu beni hiç alakadar etmez."
"Kalk gidelim." Dedi Reha elimi tutarken. "Gidelim."
Ben daha Rehaya cevap veremeden Reha kolumdan beni tutarak sürüklemişti. Dışarı çıktığımızda esen rüzgarla küfrederek üzerimdeki bol hırkayı çıkardım. Ardından Reha'nın omuzlarına bıraktım. Bunu yaparken biraz zorlanmıştım. Aramızda malum, yirmi santimlik fark vardı. Parmak ucuma kalkmak zorunda kalmıştım.
"Sen üşütmeyesin?" Reha'nın sorusuyla cıkladım.
"Senin üşütmenden iyidir. Hem terlisin hem de bünyen zayıf."
"Haklısın." Dedi Reha sessizce. Ardından hırkaya daha da çok sarındı.
Sonunda bir taksiye binebildiğimizde, Reha kendi evinin adresini vermişti.
"Ben eve gitseydim?" Dedim bir umut. Ne demişler, ancak kafirler Allahtan umudu kesermiş.
"Hayır," dedi Reha. Ardından kendini bana doğru döndürdü. "Sana sarılamadım. Eve gidince duşa gireceğim hızla. Sonra da sana sarılacağım."
Reha'nın cümleleriyle susmuş, önüme dönmüştüm. Normalde itiraz ederdim, ama Rehaya sarılmayı bende istiyordum.
Eve geldiğimizde Reha ben daha ayakkabımı çıkarmadan hızla duşa girmişti. Onun bu hallerine gülerken içeri geçmiştim. On dakika kadar sonra Reha da yanıma gelmişti.
"Gel hadi," dedi Reha elimden tutup beni oturduğum koltuktan kaldırırken. "Sana rahat bir şeyler vereyim. Elbise ile çok güzel görünsen de rahat değilsin. Belli."
Reha'nın sözlerini onaylamış, beni odasına götürmesine izin vermiştim.
"Al bakalım." Dedi Reha elime bir tişört ve şort verirken. Ona teşekkür etmiştim. Odadan çıktığında hızla üzerimdeki turuncu elbiseden kurtularak Reha'nın verdiği kıyafetleri giymiştim. Tişört bana fazlasıyla büyük geldiği için elbise gibi olmuştu zaten. O yüzden şortu giymekten vazgeçmiş, sadece tişörtü giymiştim.
"Uyuyalım mı?" Dedi Reha kapıyı açtığımda. Kapının önünde beklemesini beklemiyordum. "Seni izlemek isterdim, yeni favori aktivitem bu lakin," dedi Reha uykulu sesiyle. "Öldüm bittim anam. Konserler çok yoruyor beni."
"Tamam," dedim gülümseyerek. "Ama önce, saçlarını kurutalım."
Reha beni onaylamış, elindeki havlu ile kısa sürede yanıma gelmişti. Reha kafasını kucağıma koyarken bende saçlarının ıslaklığını havlu ile almaya çalışıyordum.
"Biliyor musun Yekta," dedi Reha gözlerini zorla açarken. Uyuyordu resmen.
"Neyi?" Dedim havluyu kenara koyarken.
"Saçımla uğraşılmasını aslında hiç sevmem. Annem bile yedi yaşıma kadar saçlarıma dokundu."
Reha'nın dediği şeyle şok geçirmiştim. Ben ister istemez onun saçlarına fazlasıyla ellemiştim.
"Ama sen dokununca," dedi Reha esnemesinin arasında. "Daha çok dokunmanı istiyorum. Seviyorum senin dokunmanı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayran
JugendliteraturYekta'nın istediği şey sadece masadan tuzluğu alabilmekti. Ama başına Rehayı saracağından haberi yoktu. "Sen benim hayranımsın." Cümlesine karşı tek kaşımın kalkmasına engel olamamıştım. Ne hayranı? "Bilirsin. Müzik grubumuzun." Karşımdaki kişiye m...