"Kızım ne demek evlendim?" Hatice teyzeye gözükmeyecek bir şekilde arkasında bekliyordum. Beni görürse bana saracağını düşünüyordum.
Hatice teyzenin karşısındaki Mim ve Bora yan yana oturmuş, sakince Hatice teyzeye bakıyorlardı.
"Sevdim evlendim anne." Dedi Mim sakince. Bize söylediği şeylerin aynısını, başına ya da sonuna anne ekleyerek söylüyordu.
"Kızım sen beni deli mi etmek istiyorsun? Karşında acı çekişim zevk mi veriyor sana? Neden evlendin demiyorum ben sana. Neden benden habersiz, yangından mal kaçırır gibi evlendin?"
"Ben istedim," dedi Bora. Yutkunduktan sonra cümlesini tamamlamıştı. "Anne."
Arkamdaki Naki garip bir ses çıkarınca hepimiz ona doğru dönmüştük. Naki elini kaldırdı. "Özür dilerim, beni görmezden gelin lütfen."
"Neyse," dedi Hatice teyze öldürücü bakışlarını Nakiden çekerken. "Kızım bilmem gerek bir şey mi var?" Sesi yumuşamıştı Hatice teyzenin.
"Hamile misin yoksa?"
"Yok artık!" Dedi Naki. Bir yandan da Ela'nın koluna tutunmuş, şokla Elaya bakıyordu.
"Oğlum sus istersen." Dedi Reha yanımda rahatsızca kıpırdanırken. Reha'nın sözlerinden sonra Naki eliyle ağzına fermuar çekmişti.
"Hamile misin kızım?" Dedi Hatice teyze sorusunu yenileyerek.
"Hayır anne, değilim." Dedi Mim kendinden emin bir şekilde.
"O zaman neden evlendiniz hemen? Evlenmene karşı değilim, ama hemen evlenmene karşıyım." Dedi Hatice teyze.
Mim yavaşça ayağa kalkarak annesinin yanına gelmişti.
"Annem," dedi Mim, Hatice teyzenin dibine otururken. "Seviyorum onu. Ve öyle düşündüğün gibi bir durumda yok. Sadece, kız isteme gibi prosedürleri sevmiyoruz ikimizde. Size söylesek illa yapalım diye tutturacaktınız. Bunun önüne geçmek için kimseye söylemeden evlendik."
Hatice teyzenin yumuşadığını görmüştüm. Boraya doğru döndürdü bakışlarını.
"Ailenin haberi var mı?"
Bora kafasını olumsuz anlamda sallamıştı. "Yok."
"Yaptığınız cidden ayıp." dedi Hatice teyze. "Kendimi geçtim, ailesi içinde."
Hatice teyzenin haklı olmasıyla hepimiz susmuştuk. Haklıydı.
Çalan kapı ile kendime gelmiş, hızlı adımlarla kapıyı açmaya yönelmiştim.
Kapıyı açtığımda ise karşımda fazlasıyla güzel, orta yaşlı bir kadın duruyordu. Kadının yüzü sakin olsa da gözlerinden çıkan ateşle olduğum yerde köze dönmüştüm. Sakince gülümsedi.
"Mimoza?"
Hayır anlamında kafamı salladım. "İçeride." Kadın sakinliğini koruyarak gülümsüyordu.
"İçeri girebilir miyim?" sesi sabırsız çıkıyordu artık.
"Kim olduğunuzu bilmiyorum," dedim olabildiğince kibar bir şekilde. "Üzgünüm." Cümlemin ne kadar kibar kaldığı tartışılırdı.
"Aliye Pakla, Bora'nın annesiyim." dedi kadın. Sözleri duyduktan sonra gözlerim kocaman olmuştu. Hızla yana çekilerek içeri geçmesine izin verdim.
"Özür dilerim," dedim terlik verirken. "Tanıyamadım."
Elini önemli değil anlamında salladı Aliye teyze. Ardından hızlı adımlarla salona ilerledi.
Aliye teyze salona girdiği anda Bora'nın yanına gitmiş, ve kafasına yavaşça vurmuştu.
"BEN TELEVİZYONDAN MI ÖĞRENECEKTİM OĞLUMUN EVLENDİĞİNİ?"
Aliye teyzeyi sakinleştirmek için hızla oturduğu yerden kalkmıştı Eren.
"Aliye teyzem, gel otur, sakinleş..."
"Kolaydı sanki!" Dedi Aliye teyze otururken. "Babası, kalpten gidiyordu adam yazık!"
Bora asla annesinden tarafa bakmıyordu.
"Özür dilerim," dedi Aliye teyze, Hatice teyzeye doğru dönerken. "Size de ayıp oldu, Aliye ben. Annesiyim."
Hatice teyze önemli değil anlamında elini sallamıştı. "Bende öyleydim geldiğimde. Hatice bende."
"Memnun oldum," dedi Aliye teyze. Ardından Mim'e doğru döndü.
"Hamile misin?"
"Hayır," dedi Mim sakince. "Değilim."
"Neden hızlı evlendiniz?"
"Formalitelerle uğraşmamak için."
Aliye teyze oğlunun sözlerinden sonra gözlerini hafifçe açarak ona bakmıştı. "Bunun için mi, hemen evlendiniz? Manyak mısınız oğlum? İstemediğiniz bir şeyi niye size yaptıralım? Sadece tanışırdık iki taraf olarak, ondan sonra da evlenirdiniz."
"Olmuşla, ölmüşe çare yok değil mi Aliye teyzem, Hatice teyzem? Gelin oturup konuşalım, yemek yiyelim? Olmaz mı?" Eren daha fazla gergin ortama dayanamayıp konuşmuştu.
Anneler bir süre düşündükten sonra onaylamışlar, kendi aralarında konuşmaya başlamışlardı.
Yavaşça Mim'in yanına giderek oturdum.
"Cidden değilsin değil mi?"
"Ne?" Dedi Mim boş gözlerle. Cidden ne dediğimi anlamamıştı.
"Hamile?" Dedim iyice dibine girerek. Annelerin duyupta yeniden alevlenmelerini istemiyordum.
"Yok be, değilim." Dedi Mim. "Olsam söylerdim zaten. Öyle bir şeyi nasıl saklayabilirim ki?"
"Bilemedim," dedim arkama yaslanırken. "Belki çekinmişsindir."
"Yok," dedi Mim. "Zaten öyle bir imkan yok."
"Hz Meryemde öyle diyordu bebişim." Dedi Ela bir anda konuya bodoslama dalarken.
Hızla kafasına vurmuştu Mim. "Manyak, beni Hz Meryemle bir mi tutuyorsun!"
"Sadece söyledim." Dedi Ela.
Karşımdaki Hatice teyze ve Aliye teyze iyi anlaşmış gibi duruyorlardı. Sessizce kendi aralarında konuşuyorlardı.
"En azından iyi anlaştılar." Dedi Naki. "Ben şahsen bizimkilerin bir facia olacağını düşünüyorum."
"Olabilir," diye onayladı Erende. Neden böyle düşündüklerini anlamamıştım, ama sormayacaktımda. Bir ara Rehaya sorardım, anlatırdı nasıl olsa.
"Kalkmam gerekiyor artık benim." Dedi Reha. Ardından yavaşça kalkmış, elini bana doğru uzatmıştı.
"Gel gidelim."
Ortam gergindi hala. O yüzden Reha'nın teklifine balıklama atlamıştım.
"Olur."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayran
Teen FictionYekta'nın istediği şey sadece masadan tuzluğu alabilmekti. Ama başına Rehayı saracağından haberi yoktu. "Sen benim hayranımsın." Cümlesine karşı tek kaşımın kalkmasına engel olamamıştım. Ne hayranı? "Bilirsin. Müzik grubumuzun." Karşımdaki kişiye m...