"Kendimi ortaya atmak zorunda kaldım, mutlu muyum sence?"
Dedim tek kaşım havada. Naki yanımda ağzı kulaklarında yürüyordu .
"Arkadaşlar," dedi sesini incelterek. Aklı sıra beni taklit edecekti.
"Bildiğiniz üzere Rehayla tanışmamızın yıl dönümü yakın, ve ben bilirsiniz işte sürpriz yapmak istedim. Nakiyi de yardım için yanımda sürükledim işte."
Bütün kelimeleri tek tek ezberinden söylemesi büyük bir başarıydı gerçektende.
"Yayınlamazlar değil mi?" Dedim hızla yürürken. Bir yandan da Zeynep'in attığı konuma ilerliyorduk.
Olanları anlattığımız anda Zeynep bir konum atmış, ve en fazla yirmi dakika sonra orada olmamız gerektiğini söylemişti. Ve bu yarım saat önceydi.
"Bilmem," dedi rahatça. "Ama bildiğim tek bir şey varsa o da Zeynep'in çok hoşuna gideceğidir."
Yaklaşık beş dakikalık bana göre hızlı yürüyüş, Nakiye göre yavaş yürüyüşten sonra Zeynep'in attığı konuma gelebilmiştik.
İçeri girdiğimizde Zeynep elinde tableti ile oturuyor, hızla kaydırıyordu tabletin ekranını.
"Ne halt yediniz?"
Daha oturmadan bunu söylemesiyle daha da bi gerilmiştim. Küçük Yektaların bir bölümü Zeynepten gerçekten çekiniyor ve korkuyorlardı.
"Hep bunun başının altından çıktı." Dedim ve suçu anında Nakiye attım. Naki bana, sanki üç çocukla ortada bırakıp ülkeden kaçan pezevenk babaymışım gibi bakıyordu.
"Sen dedin! Seni zorlamadım!"
"Demeseydim de muhteşem sürprizin bozulsa mıydı, zeka küpü seni?"
Seslerimizin yükseldiğini fark eden Zeynep burun kemiğini yavaşça sıkmış, ardından hızla bize doğru dönmüştü. "Sen öncelikle bana her şeyi anlatıyorsun, sonra seninle konuşacağım." Dedi hırsla.
Önce Nakiyle konuşmak istemesi hoşuma gitmemişti. Naki kesin her şeyi şimdi çarpırtarak anlatacaktı, adım gibi emindim buna.
Neyseki korktuğum başıma gelmemiş, Naki her şeyi düzgünce anlatmıştı. Allahın yanındaydım bugün. Beni bi ayrı seviyordu bugün demek.
"Tamam, anladım. Bunu söylemeyeceğiz basına. Yekta senin üzerinden ilerleyeceğiz. Rehaya sürpriz yapmak için bir şey aldın mı peki?"
Kafamı olumsuz anlamda sallamıştım. Kameraları görünce ben ve küçük Yektalar anında bu planı düşünmüş ve uygulamıştık. Planın ince detayları ile uğraşacak vaktim olmamıştı.
"İnce detayları düşünecek vaktim olmadı." Diye homurdandım. İnce detay Reha'nın hediyesiydi. Ne alacaktım ben bu çocuğa?
"İnce detaymış," diye homurdandı Zeynep. "Ne alacağız biz Rehaya şimdi?"
"O salak ne alsak kabul zaten. Yeter ki Yektadan gelsin."
"Haklısın." Dedi Zeynep Nakiyi onaylar bir halde. "Ama basının haberi oldu, birazcık gösterişli bir şeyler olmalı."
Sıkıntıyla başımı ellerimin arasına aldım. Ne alacaktım ben şimdi Rehaya?
"Kolye alalım olsun bitsin."
"Tamam, ben alırım." Dedim homurdanarak. "Kameralardan da kaçınırım."
"Aynen öyle," dedi Zeynep kocaman gülümserken. "İlişkiniz sayesinde yeniden albüm satışımız artacak! Arkandayım Yekta!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayran
Teen FictionYekta'nın istediği şey sadece masadan tuzluğu alabilmekti. Ama başına Rehayı saracağından haberi yoktu. "Sen benim hayranımsın." Cümlesine karşı tek kaşımın kalkmasına engel olamamıştım. Ne hayranı? "Bilirsin. Müzik grubumuzun." Karşımdaki kişiye m...