Prova

15 0 0
                                    

Mim'in kazasının üstünden dört ay geçmişti. Zaman hızla akıp gidiyordu. Mim'in karnı iyice belirgenleşmişti. Bugün ise hep beraber doktor kontrolüne gidiyorduk.

"Sürü gibi gitmemize gerçekten gerek var mı?" Diye homurdandı Mim.

Haklıydı bir yerde. Hepimiz toplanmış, kontrole gidiyorduk.

"Bebeğin cinsiyetini benden önce öğrenip bana hava atmalarına dayanamam." Dedi Naki kendinden emin ses tonuyla.

"Bu mahlukat gelmese bile ben gelirim." Bir yandan da Borayı gösteriyordu.

"Olum ben niye gelmeyeyim? Benim bebeğim. Benimde katkım var Allah Allah."

"Neyse susun!" Dedi Mim. Hamile kaldığından beri, özellikle şu son iki ayda tahammül seviyesi gerçekten çok düşmüştü.

"Sen benle geliyorsun, diğerleri dışarda kalıyor. Odaya kadar da gelmeyin bi zahmet."

Mim sözlerinden sonra Bora'nın koluna zorla girerek odaya çekiştirmişti. Onların bu haline gülerken Ruzi ortaya bir idda attı.

"Bence kız." Dedi Ruzi.

"Erkek." Dedi Eren de ona karşılık olarak.

"Kızsa ne yapacaksın?"

"Yemek ısmarlarım." Dedi Eren hızla. Ortada idda olduğu için bende katılmaya karar vermiştim. İçimden bir ses erkek olacak diyordu.

"Erkek bence." Dedim. Ela da bana katılmıştı. Naki ve Reha ise kız olduğunu savunuyorlardı.

"Bakalım," dedim gülümseyerek. Bebeğin erkek olduğuna emindim. Çünkü Mim zamanında çok büyük konuşmuştu. Asla erkek çocuk bakamayacağını söylüyordu. Erkek çocuklarına enerjisi yetmezmiş. Hep böyle derdi.

Yaklaşık on beş dakika sonra çıkmışlardı muayenehaneden. Naki hızla yanlarına gitti.

"Amcasının prensesi mi geliyor yoksa?"

Bora'nın Nakiye bakışından anlamıştım. Erkek bebekti. "Prenses falan, ayıp oluyor yalnız."

Eren ve Ela ile karşılıklı gülümseyip, ellerimizi birbirine vurmuştuk. Kazanmıştık.

"Neye seviniyorsunuz bu kadar?" Diye sordu Mim merakla.

"İddaya girmiştik de." Dedi Ela. Ardından eliyle Ruzi, Naki ve Rehayı gösterdi. "Kaybettiler, hepimize yemek ısmarlamak zorundalar."

Mim gülümsemiş, Ruziye doğru dönmüştü.

"Oğlumun canı, kebap istiyor."

Ruzi olmuşla ölmüşe çare yok bakışı atıp gülümsedi.

"Yeğeni doyuralım bakalım."

***

"Anne," dedim suratımı buruşturarak. "Bu ne yahu?"

Annem elindeki gelinliği bir kere daha hafifçe sallamıştı.

"Daha güzelini nereden bulacaksın Yekta!"

Gözlerim ile annemin gösterdiği gelinliği bir kere daha inceledim. Taşlıydı yahu bu!

"Anne taşlı bu anne!"

"Yani," dedi annem. Bana deliymişim gibi bakıyordu. "Gelin dediğin gösterişli olmalı."

Sinir krizi geçirmeme son on beşti gerçekten. Gelinlik bakmaya gelmiştik. Bir ay sonra Reha ile nikahımız vardı. Resmi olarak evlenecektik.

"Anne," dedim. "Ben sade istiyorum."

Annem dudaklarını büzmüştü. "Yani üstünde hiçbir işlemesi olmayan bir şey mi istiyorsun? Gecelik mi bu? Gelinlik yahu."

HayranHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin