Bir süre daha anlatmış, ağlamış ve sinir krizi geçirmiştim.
"Rahatladın mı?" Dedi Eren saçlarımı havluyla kuruturken. Duşa girdikten sonra rahatlamıştım.
"Yekta," dedi Ruzi yanımda dururken. "Konuşmak ister misin?"
"Neyi?" Dedim Ruziye doğru bakarken. Zaten her şeyi anlatmıştım onlara.
"Benimle ya da Erenle değil. Rehayla."
"Burada mı da?" Dedim kaşlarımı çatarak.
"Yaklaşık bir saattir içeride bekliyor."
"Neden daha önce söylemediniz?" Dedim hızla yerimden kalkarken. Reha'nın geldiğini bilseydim, oyalanmazdım bu kadar.
"Reha?" Dedim içeri doğru giderken. Oturma odasına yaklaştığım anda Reha'nın bedenini görmüştüm.
Reha hızla gelerek kollarını bedenime sarmıştı. Hızla ona karşılık vermiştim.
"Ben özür dilerim." Dedi Reha kollarını daha da sıkıştırmıştı.
"Senin özür dilemeni gerektirecek bir durum yok ortada."
Reha hızla kafasını olumsuz anlamda sallamıştı. "Meyrayı tanıdığım halde, seni onunla yalnız bıraktım. Yapmamalıydım."
"Bir daha yalnız bırakmazsın, olur biter." Dedim elimle sırtını sıvazlarken.
"Gel hadi," dedi elimden tutarken. "İçeride oturup konuşalım."
Ellerimize bakarak oturma odasına girmiştim.
"Ben, yani ne desem bilemiyorum. Çok özür dilerim Yekta."
"Senin özür dilemeni gerektirecek bir durum yok." Dedim gülümseyerek. Ama Meyra'nın vardı.
"Meyra," dedi Reha. "Aslında iyi kızdır."
"Ya ya ne demezsin." Dedim homurdanarak.
"Ciddiyim." Dedi Reha zayıf gülümsemesinin eşliğinde. "Sadece çok kıskançtır."
"Bunu bana yansıtması ne kadar sağlıklı peki?"
"Hiç." Dedi Reha kısık sesiyle. "Hiç sağlıklı değil."
"Evet öyle." Dedim. Ardından konuşmaya devam ettim. Ne olursa olsun Rehadan hiçbir şey saklamayacaktım.
"Reha," dedim ilgisini yeniden üzerime çekebilmek için.
"Senden ne olursa olsun bir şey saklamamaya karar verdim. O yüzden de söyleyeceğim bana neler dediğini."
Reha ufak bir baş hareketiyle onaylamıştı beni.
"Bana senin ününün peşinde olduğumu söyledi, seni sevmediğimi söyledi. Seni kullandığımı söyledi. Ki bunların hepsi yalan."
"Hepsi yalan derken?" Dedi Reha şaşkınlıkla. Neye şaşırdığını anlamasam da onaylamıştım onu. Hepsi yalandı.
"Beni seviyor musun yani?"
Yanaklarımın kızarmaya başladığını hissederken, Reha'nın takıldığı yere sövmeye başlamıştım.
"Seni sevmesem İzmir'e gelir miydim sence şaşkoloz?"
Reha'nın kocaman gülümsemesi benim dikkatimi dağıtsa da, konudan sapmamalıydım.
"Neyse," dedim seslice. Reha gülümsemeyi bırakarak suratını yeniden ciddi haline getirmişti. Bir anda nedense Reha'nın ciddi suratının çok ürktücü olduğunu düşünmüştüm.
"Ben buna hiçbir şey demedikçe, üzerime daha fazla geldi. Dayanamadım, evden çıktım. Sana açıklama yapmak isterdim o an, ama çok sinirli olduğum için sağlıklı bir açıklama olmazdı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayran
Teen FictionYekta'nın istediği şey sadece masadan tuzluğu alabilmekti. Ama başına Rehayı saracağından haberi yoktu. "Sen benim hayranımsın." Cümlesine karşı tek kaşımın kalkmasına engel olamamıştım. Ne hayranı? "Bilirsin. Müzik grubumuzun." Karşımdaki kişiye m...