Hayran

Hayranınızım

Karşımdaki Reha resmen ayakta uyuyordu. Yeni albümlerini tanıtacakları ilk konserden bir saat kadar önceydi. Reha uykusu geldiğini söyleyerek beni de sürükleyerek kulise geçmişti. Şimdi ise uyuyordu.

"Makyajını yapmamız lazım!" Dedi Eren bir yandan kendi makyajını yaparken.

"Ben yaparım." Dedim ardından Rehaya uygun olan makyaj malzemelerini alarak karşısına geçtim.

"Reha kalk." Dedim bir yandan da onu dürterken. Reha homurdansa da gözlerini açmamıştı.

"Reha, kalk." Dedim bir kez daha. Sesim hala yumuşaktı. Reha bana sırtını dönmüş uyumaya devam etmişti.

"Kalk lan eşek sıpası!" Reha'nın kafasına hafifçe vurmamla doğrulmuştu.

"Öpmeni bekliyordum." Dedi homurdanarak.

"Kalksaydın," dedim gülümserken. "Öperdim."

Reha anında ayağa kalkmıştı. "Kalktım bak."

Gülerek Reha'nın dudağına küçük bir öpücük bıraktım. Reha da bana gülümsemiş, tuvalete doğru ilerlemişti.

"Rehayı," dedi Bora. "Bu kadar mutlu görmek sinirimi bozuyor."

"Neden be?" Dedim merak içinde. Çocuk mutluysa mutluydu. Niye sinirleri bozuluyordu?

"Reha mutluysa eğer, hep başımıza bir şeyler geliyor. İlk albümümüz çıktığında bu salak çok mutluydu, bizi hırsızlıkla suçladılar. Baya uğraştık. Korkuyorum şahsen."

Haklıydı. Eğer böyle olaylar olduysa korkmakta haklılardı. Elimden geldiğince engelleyecektim bu durumun olmasını.

"Geç karşıma," dedim Rehayı görünce. "Makyajını yapacağım."

Reha kafasını sallayarak beni onaylamış karşıma oturmuştu.

Gözlerim ile cildindeki kusurları aramaya başladım. Ama yoktu!

"Bi insanın sivilcesi de mi olmaz? Nesin sen bi yarı tanrı falan mı?"

"Bilmiyorum," dedi Reha gülümserken. "Ergenliğimde bile toplasan sadece on tane falan çıkmıştır."

İçimdeki küçük kıskanç Yekta ortalığa çıkmıştı. Ben fazlasıyla uğraşmıştım sivilcelerle.

"Neyse," dedim elimin üstüne fondöteni dökerken. "Olmayan kusurlarını kapatalım bari."

Reha söylediğim sözlere gülmüş, kafasıyla onaylamıştı beni.

Hızla Rehaya makyaj yapmış, dudaklarına nemlendirici sürüyordum.

"Mm böğürtlenli mi bu?"

Elimdeki nemlendiriciye doğru baktım. Herhalde böğürtlenliydi. Yazmıyordu üstünde.

"Deneyim," dedim ardından dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Geri çekildiğimde hafifçe dudaklarımı yaladım.

"Vişne bu mal."

Sözlerimden sonra Reha küçük bir çocuk gibi kıkırdamıştı. "Biliyordum. Beni öp diye yaptım."

"Hain!" Dedim gözlerimi kısarak. "Dost bildiklerimiz keleş olmuş..."

"Ben senin dostun muyum da? Ben senin sevgilinin sevgilin."

"Hem dostum hem sevgilimsin." Dedim yanağından makas alırken. Kafamı hafifçe sola doğru çevirdiğimde, Naki ve Bora'nın dibimize girmiş bir halde bizi izlediklerini görmüştüm. Korkuyla geriye doğru çekilmiştim onları görünce.

"Ne duruyorsunuz be dibimizde!" Çirkef Yekta modum açılmıştı. Şu an her türlü canlıya çirkefleşebilirdim. Hatta canlı olmasına bile gerek yoktu. Göz alanımda olsa yeterliydi.