Hello💃
Uzun, biraz üzücü ve biraz şaşkınlık dolu sonlu bir bölüm ile geldim🤐
Mendil hazırlamalı bölümler yolda, hazır olun :')
E daha fazla merak yaratmadan sizi bölüme alalım. Keyifli okumalar❤
Oy ve yorum atmayı unutmayın.🤗
_
Yüzümdeki huzurlu bir gülümsemeyle zile bastığımda kapıyı açan kişinin babam olmasını beklemiyordum.
Yüzümdeki gülümseme yavaş yavaş solarken burada olduğuna inanamıyordum.
Bu gerçek olamazdı.
Büyük ihtimalle halüsinasyon görüyordum. Evet, sadece halüsinasyondan ibaretti. Başka açıklaması olamaz. Şuan burada olmasının başka bir açıklaması olamazdı.
Özlem dolu bir bakış attı. "Kızım?.."
Özlem dolu bakışlarını, özlem dolu sesini duyunca dolan gözlerimi sertçe kapattım. Boğazımdaki yumruyu gidermek için yavaşça yutkundum.
Hayır, şuan burada olamazdı.
Olmamalıydı.
Yaptıklarından ve aradan geçen bunca zaman sonra burada olmamalıydı. Olmaması gerekiyordu. Gidip bir daha gelmemesi gerekiyordu.
Ama hâlâ karşımda olduğuna göre gerçek olmalıydı. Hem de korkutucu derecede gerçek.
Tekrardan, "Kızım," dedikten sonra bir adım atıp yaklaşıyordu ki durması için hızla elimi kaldırdım.
"Sakın. " dedim dolan gözlerimi kırpıştırırken. "Sakın yaklaşayım deme."
Yüz ifadesi düşerken attığı adımı geri çekti. "Tamam, yaklaşmıyorum. Önce içeri gel, sakince konuşalım. "
Dişlerimin arasından sertçe konuştum. "Asla. Seninle asla konuşmayacağım. Senin burada, bizim evimizde ne işin var?"
Dolan gözlerime inat alayla gülerek devam ettim." Sevgilinin yanında olman gerekmiyor mu?"
Pişman bir şekilde baktı. "Her şeyi anlatacağım kızım. Lütfen, önce içeriye gel. Sakince konuşalım, sana her şeyi anlatacağım."
Kaşlarımın gözlerimin üzerine inmesine, ses tonumun sert çıkmasın engel olamadım. "Seninle konuşmayacağım. Kendi evinmiş gibi bir de içeriye gel diyorsun. Senin burada ne işin var? "
Bir adım atıp yaklaştım. "Söylesene baba, neden buradasın?"
Dışarıdan ne kadar sarsılmamış sert bir ifadeyle dursamda içten içe yavaş yavaş yıkılmaya, sarsılmaya başlamıştım.
Bunca zaman boşluğunda doldurduğum yerin aslında gerçekten dolduramadığımı fark ettim. Kabul ediyorum, yaptığı çok çok yanlıştı. Hatta onu hayatımda istemeyeceğim kadar çok yanlıştı. Ama kabul etmesemde o benim babamdı. On sekiz sene boyunca bana bakmıştı. Babalık duygusunu bana oldukça güzel bir şekilde hissettirmişti. O boşluğu asla dolduramazdım. Nasıl annemin yerini bir başkası tutamıyorsa onunda yerini başka biri tutamazdı.
Ama ben bu boşlukla yaşama alışmıştım. Ya da alıştığımı sanmıştım. Hayatımdaki değişiklikler çok hızlı bir şekilde ilerlediği için sadece alıştığımı sanmıştım. Ama şuan görüyorum ki alıştığımı sanmak bir yana dursun, ben hâlâ onun bıraktığı yerdeydim. Hâlâ o gün ki hayal kırıklığımı, öfkemi ve üzüntümü ilk gün ki gibi hissediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN ÇİÇEĞİ
FantasyKoşuyorum, uçsuz bucaksız bir ormanda koşuyorum. Buraya nasıl geldim, burada ne yapıyorum hiçbir fikrim yok! Ama bir şeyden kaçıyorum. Birden hava karardı ve uğursuz bir gök gürültüsü yankılandı gökyüzünde. İliklerime kadar titrediğimi ve korktuğu...