12.BÖLÜM

1.7K 129 79
                                    

Helloo💃

Mesaj atan kişi sonunda ortaya çıkıyor! 🤓

Ve bomba bir gerçek açığa çıkıyor 🤐🤭

Herkes şöyle olacak;😱

E o zaman sizi bölüme alalım🤗

Keyifli okumalar dilerim. ❤

_

Annemi aramak için mesaj bölümünden çıkıyordum ki kayıtlı olmayan numaradan gelen mesaj ile kaşlarım gözlerimin üzerine indi. Merak ederek gelen mesajı açtım.

"Anneni kurtarmak istiyorsan kimseye haber vermeden aşağıdaki adrese gel. Yalnız gelmediğini anlarsam annen ölür!"

Gördüğüm mesaj ile içimi bir korku kaplarken ne yapacağımı düşünüyordum. Beni çağıran kişinin kim olduğunu bilmiyordum. Bu yüzden tek gitmem çok tehlikeliydi. Ama yalnız gitmezsemde anneme zarar vereceğini söylüyordu, bu yüzden kimseye söyleyemezdim. Söylersem eğer benimle gelmek isteyeceklerdi. Buna müsaade edemezdim.

Saate baktığımda 22.15 olduğunu gördüm. Bu saatte oraya yalnız nasıl gidecektim?

Adresin üzerine bastığımda haritada ki yeri açıldı. Buradan onbeş-yirmi kadar uzaklıktaydı. Sanırım yürüyebilirdim.

"Adelina iyi misin? Bir şey mi oldu? Yüzün bembeyaz olmuş. "

Marco'nun seslenmesi ile hızla tuş kilidine basarak ekranı kapattım ve Marco'ya döndüm. Gülümsemeye çalışarak ayağa kalktım. "İyiyim. Sadece burası çok sıcak. Elimi yüzümü yıkasam iyi olur."

Cevap vermesine izin vermeden telefonumu alarak lavabonun olduğu yere koşar adımlar ile ilerledim. Lavobaya girdikten sonra kapıyı kapattım. Siyah mermerli tezgahta bulunan musluğu açarak suyu avucuma doldurdum ve düşünmeden soğuk suyu yüzüme çarptım.

Soğuk suyun etkisiyle biraz olsun kendime gelirken doğruldum ve aynadaki yansımama baktım. Zaten beyaz olan tenim iyice beyaza dönmüştü. İçerideki sıcağın etkisiylede yanaklarım al al olmuştu.

Daha fazla kendime bakmayı bırakıp duvarları kontrol ederek bir pencere olup olmadığına baktım. Sağ tarafımdaki kısa koridorun sonunda bir pencere olduğunu görünce hızla adımlar ile oraya doğru yöneldim. Orta büyüklükte olan pencerenin kilidini açtım ve soğuk havanın içeri girmesini sağladım. Zemin ile pencere arasında fazla bir mesafe olmasada uzun sayılabilecek boyumun yetişemeyeceği kadar bir mesafe vardı. Hızla çevreme bakınarak üzerine basabileceğim bir şey bakmaya başladım.

Tuvalet kabinlerinin en sonuncusunun içine girince buranın aslında temizlik kabini olduğunu fark ettim. Sağ tarafta duran boş su kovasını elime alarak kabinden çıktım ve kovayı pencerenin altına yerleştirdim. Cebim olmadığı için telefonu göğüsümde sıkıştırıp pencereye tutunarak kovaya bastım. Daha sonra biraz kendimi yukarıya iterek pencerenin kenarına tuttum ve bedenimi ileriye itip dışarıya çıktım.

Dışarıya çıkınca soğuk hava hemen etki ederek soğuktan titrememi sağladı. Soğuğu düşünmemeye çalışarak telefonumu elime aldım ve tuş kilidini açarak ekranda açık kalan haritadan adrese baktım. Adresteki yerin tarifine uyarak karanlık olan ormana dümdüz koşmaya başladım.

Koşmam ile az da olsa ısınırken saçlarım arkaya doğru uçuşuyor arada bir de yüzüme çarpıyordu. Sadece ay ışığının olduğu bu ürkütücü orman beni korkutuyordu. Ama annemin başına bir şey geleceği korkusu daha ağır basıyordu.

KARANLIĞIN ÇİÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin