28.BÖLÜM

657 54 169
                                    

Biraz geç kalan bir bölümle herkese merhaba.🦋

Yeni bölüme hazır mıyız?

Sıkı durun ve mendilleri hazırlayın. Çünkü bu bölüm marconun, annesiyle ilgili olan olaylar -biraz üzücü olaylar- açığa çıkıyor.🤪

Önümüzdeki bölümleri biraz çoşturmayı düşünüyorum. Hazırlıklı olun.👻

Daha fazla bekletmeden sizi bölümle baş başa bırakıyorum. Keyifli okumalar. ❤

_

"Yoksa, Arthur'mu bir şey yaptı? "

Gözleri bir süre odada dolandı. Bakışları bir yere takılıp kaldığında kaşları usulca gözlerinin üzerine indiğinde, "Komodinin üzerinde bir kağıt var. Biri not bırakmış olmalı." dedi.

Not mu? Ne notu? Umarım yine bizi tehtit etmek için bırakılmış bir not değildir...

Hızla arkama dönerek yatağın kenarında duran komodinin üzerinden katlı bir şekilde duran kağıdı aldım. Gerginliğimi biraz olsun azaltmak için içime derin bir nefes çektim. Katlı olan kağıdı açtım ve okumaya başladım.

Kağıdın başında yazan "Benim güzel kızım," yazısını görünce notu annemin bıraktığını anlamam uzun sürmemişti. Devamını okumadan önce yatağa oturduğumda Marco'da yanıma oturunca tekrardan kağıtta yazılanlara odaklandım.

"Benim güzel kızım,

Bu mektubu okuduktan sonra belki bana çok kızacaksın ama hem senin iyiliğin için hem kendi iyiliğim için bunu yapmak zorundayım...

Uyandığım zaman dönüşümün başladığını fark ettim. Bu uzun zamandır planladığım birşey olduğu için önceden, vampir olan bir arkadaşımdan yardım istemiştim.

Bu mektubu yazdıktan sonra onun yanına gideceğim. Ben çok iyi olacağım, beni merak etme. Okulundan geri kalma. Yoksa geldiğim zaman çok fena bozuşuruz."

Devamını okumadan yazdığı şeyle birlikte dolan gözlerime inat gülümsedim. Yanımda olmadığı halde bile yine beni azarlıyordu. Kalbimdeki acımasız sızıya inat gülümsememi bozmadan geri kalan kısmı okumaya devam ettim.

"Ne zaman gelebileceğimi bende bilmiyorum. Ama kendimi hazır hissettiğim an yanına geleceğim. Kendine dikkat et canım kızım.

Seni çok sevdiğimi unutma..."

Bu kadar mıydı yani? Nereye gittiğini, kimin yanına gittiğini, ne zaman geleceğini söylemeden gitmiş miydi? Hem de öylece bir mektup bırakarak. Benim, onsuz yarım kalacağımı bile bile...

Kafamın içinde cevapsız sorular dönüp dururken dışımdan hiç bir tepki veremiyordum. Öylece durmuş elimdeki kağıt parçasına bakıyordum. Ne tepki vermem gerektiğini bilmiyordum. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Peşinden gitmeli miydim? Yoksa kendini hazır hissettiği an yanıma gelmesini mi beklemeliydim?

"Adelina, iyi misin güzelim?"

İyi miyim? Kesinlikle hayır. Bu durumda nasıl iyi olabilirim ki?.. Annemle, bırak uzun zamanı kısa bir süreliğine bile ayrı kalmamıştık! Şimdi nerede olduğunu bilmeden, ne zaman geleceğini bilmeden nasıl iyi olacaktım?

Donuk bakışlarım mektubun üzerinde yazan her satırın üzerinde gezinirken boğazımdaki yumruyu gidermek ister gibi yutkundum. "Bu durumda nasıl olunursa öyleyim..."

KARANLIĞIN ÇİÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin