Hello🧚🏻♀️
Muhteşem geçen finaller sonunda ben geldiim🤩
Sizde durumlar nasııl?🤓
Umarım istediğiniz sonuçları elde etmişsinizdir. 🤗
O zaman yarın karne alacaklar için bu bölüm karne hediyesi olarak gelsin mi?😋
Daha fazla beklemeden sizi bölüme alalımm💃💅
_
Bir hafta...
Bir hafta daha benim için zorlu bir şekilde bitmişti. Günler geçtikçe günden güne yok olduğumu hissediyordum. Ben o geceden sonra yok olmaya başlamıştım, benden geriye ise çok az bir şey kalmıştı. Son kalan umutlarımında bitmesine ise çok az kalmıştı.
O bana böyle acımasızca baktıkça, sertçe davrandıkça benim ümit ışıklarım aramızdaki soğuk rüzgarlar ile tek tek sönüyordu. Yakında tamamen karanlığa mahkûm olacaktım. İşte o karanlığa mahkûm olduktan sonra bir daha aydınlığa kavuşurmuydum bilmiyorum.
Son bir şans verdim kendime. Önümüzdeki hafta sonu Marco'nun doğum günüydü ve ben son kez şansımı deneyecektim. Yine olumsuz bir tepki ile karşılaşırsam ne yapacağımı bilmiyordum.
Marco'dan uzak durabilecek miydim?
Her gün gözlerimin önündeyken boynuna atlamadan durabilecek miydim?
En önemlisi onsuz yaşayabilecek miydim?
Hepsinin cevabının içten içe olumsuz olduğunu biliyordum. Ben ne onsuz yaşayabilirdim, ne de onsuz nefes alabilirdim. O olmadan ben yapamazdım, yaşayamazdım. Ama günden güne hevesim azalıyordu.
Bir umut verse eski gücüme kavuşacağımı biliyordum ama ben onu doğru düzgün göremiyordum bile. Bir hafta boyunca sadece sınavlara gidip gelmiştim ama bu süre zarfında onu hiç görmemiştim. Ne derslere ne de sınavlara gelmişti. Evine geldiğini bile görmemiştim. Jenna'dan öğrendiğime göre Nick'in kardeşi üç gün önce başka bir arkadaşında kalacağını söyleyerek Marco'nun evinden ayrılmış. Bu da rahat bir nefes almama yol açmıştı. Zira sadece birkaç günde bile kafayı yemek üzereydim.
İşte o günden sonra Marco'nun evinin ışığı bile yanmamıştı. Yine çaresizce her bir dakikam her bir saatim pencerenin önünde onu bekleyerek geçiyordu. Şu anda olduğu gibi. Elimdeki bitki çayımı zorlukla yudumlayıp yağan karı izlerken bakışlarım her dakikada bir karşımdaki evde dolanıyordu. O gelene kadarda her günüm böyle devam edecekti. Yine her bir saatim her bir dakikam onu bekleyerek geçecekti.
Soğuyan bitki çayını daha fazla içemeyeceğimi anladığımda masaya bırakmak için arkama dönmüştüm ki görüşüm karardı. Elimle masadan destek alırken gözlerimi kapatıp açtım. Birkaç gündür aynı şeyi yaşadığım için artık bu hisse alışmıştım.
Göz kapaklarımı araladığımda doğrulup bardağı masaya bıraktım. Kendimi yatağıma bıraktığımda bacaklarımı kendime çekip gözlerimi kapattım. Geceleri geç yattığım için erkenden uykum geliyordu. Yarın hafta sonu olduğu için bütün gün yine Marco'yu bekleyecektim. Neden beklediğimi bilmiyorum. Gelirse eğer kendimde konuşabilecek gücü bulabileceğimi sanmıyordum. Ama yinede vazgeçemiyorum. İstesemde vazgeçemiyorum.
Tam uykuya dalmak üzereyken telefonumun titremesi ile büyük bir güçlükle arkama döndüm. Komodinin üzerinde duran telefonumu alıp Emily'den gelen aramayı yanıtladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN ÇİÇEĞİ
خيال (فانتازيا)Koşuyorum, uçsuz bucaksız bir ormanda koşuyorum. Buraya nasıl geldim, burada ne yapıyorum hiçbir fikrim yok! Ama bir şeyden kaçıyorum. Birden hava karardı ve uğursuz bir gök gürültüsü yankılandı gökyüzünde. İliklerime kadar titrediğimi ve korktuğu...