41.BÖLÜM

526 42 4
                                    

Hello🧚🏻‍♀️

Biraz bünyeye pozitif basalım+😏

Sonunda görmek istediğiniz o sahneler😎

Ben sonunda yine bombayı bıraktım 🤭

Ben sonunda yine bombayı bıraktım 🤭

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

E o zaman sizi bölüme alalıım💃

_

Bu duyduklarım gerçek miydi?

Günlerce hatta haftalarca gerçekleşmesini beklediğim şey gerçek mi oluyordu?

Ben bu duyduklarıma inanmakta güçlük çekiyordum. O kadar uzak, o kadar imkânsız görünüyordu ki gerçek olmasına inanamıyordum. Şakaydı. Evet, söyledikleri kesinlikle şakaydı. Benden günlerce kaçan, yüzüme bile bakmayan bu adamın söyledikleri gerçek olamazdı. Büyük ihtimalle beni kandırıyordu, aklınca benimle oyun oynayacaktı. Yani öyledir değil mi?

"Ben..." dedim zorlukla. Ne diyeceğimi bilemeyerek şaşkınlıktan aralanan dudaklarımı kapatmak zorunda kaldım. Nasıl inanacaktım doğru söylediğine, nasıl inanacaktım beni kandırmadığına?

Evet, benim tanıdığım Marco beni kandırmazdı, bana yalan söylemezdi. Ama kim olduğumu dâhi unutan bu adamın doğruyu söylediğine nasıl emin olacaktım?

Cevap vermeme gerek kalmadan salonda beyaz bir ışık hüzmesi yayıldı. Gözlerimi ancak birkaç saniye sonra Marco'dan ayırarak ışığın olduğu o noktaya odakladığımda Maria annemi ve Ariana'yı gördüm. Neden burada olduklarını anlamazken ikinci bir şaşkınlık ile elimi Marco'nun elinden büyük bir güçlükle kurtarıp ayağa kalktım.

"Anne, sizin burada ne işiniz var?" Dedim anlamayarak. Şu an Büyücüler Krallığı'nda babasıyla konuşması gerekiyordu.

Yanıma geldiğinde tebessüm ederek ellerimi tuttu. "Seni almaya geldim. "

"Neden?" Dedim şaşkınca.

"Baban, yani William hafızasını silinmeden önce seninle konuşmak istiyor."

Beni etkisi altına alıp gücümü kullanmaya çalışan, beni öldürmeye çalışan bu adam mı istiyordu benimle konuşmak? Ama bir yandanda büyünün etkisi altında olduğunu varsayacak olursak konuşmak istemesi normaldi. Pişman olmuş olmalıydı. Üstelik hafızası silindiğinde beni hatırlamayacaktı. Belki istemeden de olsa yaptığı bu kötülükler olmasaydı bunun için üzülebilirdim. Ama ben onu hiç tanımamış hiç görmemiş gibi yaşamaya devam edecektim. O da aynı şekilde bizi hiç görmemiş tanımamış gibi yaşamaya devam edecekti.

"Pekâlâ..." dedim mırıldanarak. Bakışlarım Marco'ya döndüğünde bir şey söylememe izin vermeden, "Sorun değil. " dedi hafif bir tebessüm ile. "Gelince konuşuruz. "

KARANLIĞIN ÇİÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin