"Hemen nereye gittiğini sanıyorsun?"
Sarf ettiği sözler ile artık sakinliğimi kontrol etmeyi bırakıp kaçmak için çırpınmaya başladım. Ama arkamdaki kişi kollarımı o kadar sıkı bir şekilde tutuyordu ki bırak çırpınmayı hareket dahi edemiyordum!
Bir ümit belki yakınlarda biri vardır diye sesimin çıktığı kadar bağırdım. "Yardım edin! Kimse yokmu?!"
Arkamdaki kişi bağırmamı engellemek için ağzımı kapatmıştı ki jenna ve Emily'nin sesini duydum. Sonunda birileri sesimi duydu.
İçim az da olsa rahatladı. Sesimi duymasalardı eğer neler olacağını tahmin etmek hiç zor değildi!
"Adelina! Adelina neredesin?"
Arkamdaki kişi eli ile ağızımı kapattığı için konuşmam homurtu şeklinde çıktı. "Jenna! Emily! Buradayım, lütfen yardım edin!"
Konuşmalarım homurtu şeklinde çıkmış olsada kızlar beni duydu ve anında yanımıza geldi. Jenna ve Emily'nin endişeli bakışları önce beni buldu. Daha sonra yanımda ve ayakta duran adamlara baktılar.
Emily sinirle yüksek bir sesle konuştu. "Ne oluyor burada? Sizde kimsiniz?"
Gızlerini kısarak hırsla ekledi. "Ve Adelina'dan ne istiyorsunuz?"
Bu soruların cevaplarını cidden ben de çok merak ediyorum.
Arkamdaki kişi kollarımı bırakarak ayağa kalktı ve diğer arkadaşına kaş göz işareti yaparak kaçmamam için yanıma gelmesini işaret etti. İşaret ettiği kişi yanıma gelirken kendisi Jenna ve Emily'nin karşısına geçip sırıttı. "Size de merhâba kızlar."
Jenna bir süre gözlerini kapatarak sakin olmaya çalıştı. Dişlerini sıkarak aynı soruyu sordu. "Ne oluyor burada?! Ve siz kimsiniz?"
Uzun boylu esmer olan kişi, yani benim ağzımı kapatan kişinin pis bir şekilde güldüğünü duydum.
"Ben Arthur, bu da arkadaşım Jeremy. Arkadaşınızla ne işimiz olduğu konusuna da gelicek olursak... Görmemesi gereken bir şeyi gördü. Öylece gitmesine izin vermemizi beklemiyordunuz umarım?"
Jenna endişelendiğini belli etmemeye çalıştı. "Arkadaşım ve ben sizdeniz. O her şeyi biliyor zaten."
Bana bakarak oyunu bozmamamı istedi.
Bizde sizdeniz derken neyi kast etti bilmiyorum ama umarım düşündüğüm şey değildir.
Arthur yanıma geldi ve tek koluyla beni kaldırıp Emily'le Jenna'nın karşısına getirdi. "Öyle mi? Peki, size nasıl inanacağız? "
Bu sefer cevap veren Emily oldu. "O bizim çok yakın arkadaşımız. Böyle bir şeyi bilmemesi imkansız öyle değil mi?"
Arthur pek inanmış gibi durmasada beni Emily ve Jenna'nın yanına itip son kez gözlerime baktı. "Nasıl olsa sonra görüşeceğiz. Şimdilik hoşça kalın."
Saniyesinde yanında ki arkadaşı ile oldukça hızlı bir şekilde yanımızdan gittiler. Burada neler oluyordu cidden anlamıyordum. Önce kızın boynunu ısırarak kanını içiyor, sonra hızlı bir şekilde gelip gidiyorlardı. Bunlar neydi böyle?
İnsan olmadıkları kesin.
Şaşkın ve korkmuş bir şekilde kızlara döndüm. "Bu da ne'ydi böyle? Burada neler olduğunu bana da anlatacak mısınız?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN ÇİÇEĞİ
FantasyKoşuyorum, uçsuz bucaksız bir ormanda koşuyorum. Buraya nasıl geldim, burada ne yapıyorum hiçbir fikrim yok! Ama bir şeyden kaçıyorum. Birden hava karardı ve uğursuz bir gök gürültüsü yankılandı gökyüzünde. İliklerime kadar titrediğimi ve korktuğu...