2. Kitap | 16. Bölüm

1.2K 94 290
                                    

16. BÖLÜM
KIRMIZI SENSİN

..........

Mümkün olan ve mümkün olmayan durumlar...

Mümkün olmayan ilk madde, Misli kırmızı olamaz.

Zihnimin içindeki şeytanları susturmaya çalışmaktan başka bir şey yapmadım. Bana gülümseyerek bakan masum kız, kırmızı olamazdı. Mümkün değildi bir kere. Annem ve babam öldüğünde Misli çok küçüktü. O ailesini öldürmüş olamazdı. Bu sadece bir tesadüf. Evet evet. Bunun farklı bir açıklaması dahi olmaz.

"Abla bir şey mi oldu?" Kartları bir araya toplayıp masaya bırakarak terli ellerimi üzerime sildim. Kahveler de gelmişti. " Yok bir şey olmadı. " gözlerimi ondan kaçırıp kahve bardağının minicik kulpunu tuttum. Beynimin içinden ya oysa, diye geçen tüm ihtimalleri silmekten yorulmuştum. Kimse anne babasını öldürmez. Ablasına tuzak kurmaz. Tamam Misli psikolojik destek alan biri fakat bu çok ağır bir yargılama. Bir kere bunu yapması için ortada bir sebep yok.

" Bu kartları başka kimse kullandı mı? "

" Yok hayır sadece ben. Arada Feride ile oynuyoruz. Ama önceden kimindi bilmiyorum. Dediğim gibi Kelebek getirdi. Hem sen niye soruyorsun? Beğendiysen senin olsun lütfen. "

" Kupa kızı eksik. Sen bir şeyi kolay kolay kaybetmezsin. Onun için sordum başkasının mı diye? "

" Öyle mi, hiç farkında değilim. " Misli'ye gülümseyerek kahveden bir yudum aldım. Kelebek getirdiğine göre o iblisin kartıdır. Muhtemelen kırmızının kartını getirip kardeşime verdi. Başka türlüsü makul değildi. M. Koralt yazıyor olabilir. Baş harfinin m olması kardeşimi katil yapmaz. Bu fikri zihnimden derhal silmem gerek.

"Kartlar dışında soru sormayacak mısın, barıştığımızı sanıyordum, yüzün hâlâ asık. "

" Seninle ilgili değil. Zor bir dönem atlatıyorum kırmızı yüzünden. " Misli mutsuzluğuma üzülerek benim gibi yüzünü astı. Böyle yumuşak kalpli birini kötü olma ihtimali yoktu.

"Anlatmak ister misin?"

"Başka bir zaman artık. Ben şimdi eve geçeyim. Telefondan haberleşiriz. " Çantamı omzuma takıp Misli'nin yanından geçerek salonun sonuna doğru gittim. Peşimden kalkıp bu ani kalkışımı üzülmeden atlatmaya çalıştı. Kaç aylık küslük bitmişti. Şimdide kurt düşmüştü beynime.

" Abla yarın yine gel. Lütfen. "

" Tamam gelirim. Gelip seni eve götürürüm hemde." Misli cevap vermeden biraz durup şaşkınlığını susarak atlattı. Gülümseyerek kardeşime sarılıp elimi sırtına dostça vurdum. " Merak etme temelli değil. Ama sen istersen öyle de yaparız."  Misli'den ayrılacakken koltuğun altına düşmüş nüfus kağıdı dikkatimi çekti. Resimli kısmı koltuğun dışındaydı. Sima uzaktan da olsa tanıdık geliyordu.

Yere eğilip nüfus kağıdını alarak resme yakından baktım. Bu bana hayatımın kazığını atan eski arkadaşımdı. Karan'ın eski ajanı.

Melis.

Onun nüfus cüzdanı burada ne arıyordu? Kimlik bilgilerine gözlerimi gezdirip kaşlarımı havaya kaldırıp indirdim. Melis Çarnık yazıyordu. Bu kızın soy ismi Çarnık değildi ki. Karabulut'du. Bu da yalan olamazdı. Emniyette de Karabulut diye biliniyordu. Hatta daha önce nüfus cüzdanını da görmüştüm. Evlenmiş miydi yoksa? Çarnık soy ismine sahip isimleri düşünürken beynimde yanan lamba tüm bedenime trafo bağladı.

KIRMIZI | AJAN #TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin