2. Kitap | 14. Bölüm

1.2K 86 123
                                    

14. Bölüm

3/3 Okul

•°•°•°•°•°•°•°•

Toprağın derinliklerine kök salan dallı budaklı kocaman ağacın yaprakları arasından yüzüme vuran güneşi elimle siper ettim. Daha önce hiç duymadığım ve görmediğim ucu bucağı olmayan bir ormandaydım. Kuş sesleri, yaprak çatırtısı huzurun gizli simgesi olsa da içimdeki kasvetin gölgesinde takılı kalmıştım. Aykut Bey ölmüştü. Tamda ondan şüphe duyduğum vakitte hemde. Başta inanmakta zorluk çeksem de Çınar'ı arayıp bilgi almıştım. Ceset tanınmayacak haldeymiş. Bana söylediği tek şey buydu. Kimliğini parmak izinden ve üzerinde çıkan cüzdanında çözmüşler. Vahşi bir ölümle sonuçlanan 3/2 orantısı gittikçe korkunç boyutlar alıyordu.

" Öğrendin mi?" Bize doğru geliyordu Okan. Bu kötü haberi veren kişi olarak olay yerine gitme görevi de ona düşmüştü. Ceset; ormanda, ağaçların herhangi birinin önünde bulunmuş. Polisler o bölgeyi kapattığı için biz gidememiştik. Üstelik görmeye de hazır değildim.

" Vücudunu kırk parçaya bölmüşler. İç organlarının hepsini çıkartıp savurmuşlar etrafa. Bağırsakları ağaç dallarından sarkıyordu. Yüzü gözü darmaduman. Birtek serçe parmağının izinden kimliğini tespit edebildiler." Okan konuştukça yüzümü ekşitemekten yorulmuştum. Gözümden canlandıkça midem bulanıyordu. Bu çok vahşice. Böyle bir şeyi yapabilmek için yırtıcı bir hayvan olmak gerek.

Karan, yüzünde canlanmayan mimiklerini odağından ayırmadı. Polisken böyle vakalar geldiğinde fazla etkilenmezdim. Bu olay ise benim yüzümden gibi bir durumdu. O mesajlar bana atılıyordu. İlk kurban Kaderdi. O bana ajan olduğu için ölmüştü. Peki Aykut Bey? Adamla hiçbir bağım yoktu. İkili ilişkimizde merhabadan fazla cümle geçmemişti. Ama neden? Böyle bir ölümü hak edecek ne yapmış olabilirdi?

" Annen?" Dedim bal gözün yüzüne bakarak. Kırmızı için çalışıyordu. Ve kırmızı, kocasını öldürdü. Bu nasıl bir denklemdi? Bir insan nasıl buna müsaade edebilirdi? Ne zoru vardı Halide Hanımın kırmızıya? Gerçi ilk kocasını da kırmızı öldürmüştü ya neyse.

" Bilmiyorum Gece, bilmiyorum. " cebinden sigarasını çıkartıp paketin jelatinini açarak ilk dalı aldı içinden. Çakmağı büyük parmakları arasına alıp sigarayı ateşe verdi. Yanaklarını içine çekerek ilk fırtı çekip dumanını verdi geriye. Arabanın kapısına poposunu dayamıştı. Karşımızda yemyeşil ormanın oksijeni duruken içine çektiği pis dumanla, bile bile zehirliyordu kendini. Bir diğer bakış açısıyla derdini yok etmeye çalışıyordu. Misli bana ihanet ettiğinde her yeri yakıp yıkmak istemiştim. Halide Hanım ihanet edince Karan susmuştu. Sessizdi. Sevdiklerini kaybetmek istemiyordu. İçine atıyordu. Ben onun yerinde olsam çoktan reddetmiştim annemi. Halide Hanım katil biriyle el sıkışmıştı. Bunun yanı sıra kırmızı, Karan'ın babasının katiliydi. Nereden bakarsak bakalım Halide hanımın yolu doğru değildi.

" Korhan Amcanın yanına git, ihbar edenin kim olduğunu öğren. " Okan, ellerini önünde bağlayıp başını minik bir şekilde sallayarak arabasına binip uzaklaştı. Korhan Amca dediği kişi emniyet müdürüydü. Karan'ın en büyük ajanı. Fakat ihbardan kastı neydi onu anlamamıştım.

" Ne ihbarı?"

" Biri, Aykut'un ormanda ölü olduğunu ihbar etmiş. O şekilde bulmuşlar. "

" Sıradan bir vatandaş olamaz mı?"

" Ölen kişinin ismini, soy isimini verecek kişi sıradan olmaz." Kaşlarımı havaya kaldırıp indirdim. Cesetten haberimiz olsun diye yapılmış bir ihabardı. Yoksa günlerce ormanda kalabilirdi. Kimsenin uğramadığı köhne bir yerdi. Bulunmaması olası durumdu.

KIRMIZI | AJAN #TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin