22. Bölüm
Mislimelek!
••••••••••••○•••••••••••••
Üçüncü kez! Üçüncü kez ayaklarımın bağı kopmuş, kendimi bedenimden soyutlamıştım. İlki annem ve babamın ölümü, ikincisi Melis'in ihaneti ve üçüncüsü de buydu. Mislimelek! Kardeşimi yaban ellere emanet etmek, kurda, kuzuya emanet etmekle eş değerdi. Çaresizdim. Onu kurtaracak tek bir hamlem yoktu. Kanlar içinde başını eğip, ağlayan Kardeşimi kurtaracak kudretim yoktu. Dizlerim üçüncü kez titremeş beni yere düşertmişti. Göz yaşlarım hiç bu kadar amansız değildi. Ailem öldüğünde, Melis bana ihanet ettiğinde çaresiz değildim. Yıkılmıştım. Şimdi ise bütün duyguları beynimin içindeki haznede bir çorba gibi kaynatıyordum.
Ben bu hayata Misli için tutunmuştum. Kardeşime zarar gelmesin diye emek sarf etmiştim. Şimdiyse benim yüzümden canına zeval gelmişti. Yerde ağlayarak elimi sertçe vurdum. Sesimi, haykırışımı duyan olmadı. Yoldan geçenler gelip de neyin var, demedi. Ben ayağı kalkmadan elimi tutup kaldıran olmadı. Hayat bu kadar acımasız ve gaddardı işte. Sen kalkmazsan, seni kaldıran değil, düşüren olmak ister.
Yerden yavaşça kalkıp etrafıma baktım. Göz yaşlarım damla damla yanağımdan boynuma akıyordu. Kara kara gözlerimden boncuk boncuk yaşları akıtan adama karşı yapabileceğim hiç bir şeyim yoktu. K'yı ben bulamazdım ki. Onu bulup hesap soracak güç elimin içinde değildi. Bana yardım edebilecek tek kişi ise az önce sırt çevirmişti bana.
Kapıdaki iki korumaya burnum havada bir şekilde bakıp onlara doğru giderek zorla ikisinin arasından bara girdim. Karan fazla ilerlememişti. Bir kaç adım önümde duruyordu. Benim içeri girdiğimi anlayınca çatık kaşlarıyla yönünü bana dönüp aşağılayıcı bir havayla yüzünü şekilendirdi.
" Niye geldin?"
" Çünkü gidecek başka bir yerim yok, çünkü çaresizim." Diye barın içinde hiddetle bağırdım. Çaresiz olan biri bu kadar bağırır mı bilmem ama ben çaremi dilime dayamıştım.
" Çaresizsen polise git, Çınar'a söyle. Onlar sana yardım eder. Az önce öyle söylemiştin." Benden intikam alırcasına mimiklerini oynatıyor, iğneden farksız sözlerini, yüreğime saplıyordu. Karan'da olan gözlerimi bir kaç saniyeliğine bara çevirip etrafıma baktım. Barda o ve benden başka kimse yoktu. Sanki benim içeri gireceğimi biliyormuş gibide kapının önünde beklemişti. Yüzümü aynı kareye çevirip elleri cebinde bana ukala bir halde bakan adamı inceledim. Simasında tarifsiz bir ek, gözlerinde ise egonun ham maddesi vardı.
" Benim ne hissettiğimi anlaman için biraz empati yapmanı tavsiye ederim. Seninde kardeşin var. Firuze'ye aynısı yapılsa sende deliye dönersin." Firuze'nin ismini söylediğim andan itibaren Karan'ın bedenine doluşan sancı her hareketinden anlaşılıyordu. Olaya bu açıdan bakmadığı için ona farklı ve düşündükçe katlanması zor bir empati oldu. Bense bu empati yapılacak duygunun merkezindeki sızıyıdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRMIZI | AJAN #Tamamlandı
AcciónTAMAMLANDI Kitabı bitirdikten sonra neden bu kadar az okuyucusu olduğunu düşüneceksiniz, sebebini ben söyleyeyim, hedef kitlesi zeki insanlar olduğu için. Dünyanın hissedilen fakat bilinmeyen belli evreleri vardır. Çocukluk, gençlik, olgunluk ve ya...