23. ●AJAN●

3.5K 255 190
                                    


Bu bölüm, Loveforstawberry  adlı çok değerli okuyucuya ithaf edilmiştir. 🖤🖤

23. Bölüm

P a l y a ç o

Satır arası yorumlarınızı bekliyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Satır arası yorumlarınızı bekliyorum.

Keyifli okumalar🖤

□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□

" Tuzağa düştük GECE!"

Siyah bir oda, kırmızı bir bardak, eski bir radyo...

Yanıp sönen tavandaki sarı lamba kocaman pis lekelerle kaplı kırık masayı ve onun üzerindeki kızıl bardağı sunuyordu gözlerime. Kapının önünde sesi sonuna kadar açık olan CDR çalar, sürekli aynı şeyleri tekrarlıyorudu. Abla! Misli'nin sesi vardı, kendisi yoktu. Tuzağa düşmüştük. Yürek burkan bir tuzaktı. Kardeşime kavuşacak olduğumu zannediyordum.

CDR çaları kapatıp masaya doğru yaklaştım. Karan kapıyı açmaya çalışıyordu, aynı zamandada hiç duymadığım küfürler üretmekle  meşguldü. Pislik akan masaya ağır adımlarla yaklaşıp bardağın içine göz gezdirdim. Kırmızı bir sıvıydı.

Bardağın altındaki not kağıdını almak için bardağı kaldırıp notu alarak tekrar masaya koydum.

" Sen sözüne ihanet ettin Gece!  Şimdi ihanet etme sırası bende!"

-K

Kanlı parmak izi, not kağıdının sonunda, K yazan harfin altında bana acı sembolünü gösteriyordu. Bu bardağın içindeki kızıl sıvı, Kandı. Kardeşimin Kanıydı. Siyah kağıt külçe altın gibi bileğime ağır gelip yere düşerdi fermanımı. Buraya Karan'la geldiğim için ona ihanet etmiş, Sözümü tutmamış mı oluyordum?

Çok yakından patlayan silah sesi ile arkama dönüp açılan kapıyla içeriden aynı saniyede çıkan Karan'a yöneldim. Bizi buraya kilitleyen kişiyi bulmaya gidiyordu muhtemelen.

Onun peşinden gitmek yerine yere yığılıp oturdum. Gözlerim sulu olmasına rağmen daha fazla yaş düşermedi yanağıma. Belkide Misli ölmüştü. Bu kan ise onun son kanıydı.  Aklımdan kırk bir bin tane senaryo, kurgu dönüyordu. Canının çok yanmış olma ihtimali bile kalbimi yakarken gerçekliğinin hissi farklı, çok acı duyguları tabağıma koydu. Tabağımdaki acı, çatalımdaki vicdan, kaşığımdaki ise pişmanlıktı.

Başımı ellerimin arasına alıp alnıma masaj yaparak baş ağırımı durdurmaya çalıştım. Aslında ağıran başım değil, beynimin içindeki düşüncelerdi.

KIRMIZI | AJAN #TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin