2. Kitap | 23. Bölüm

1K 56 9
                                    


23. BÖLÜM

KARA TAHTA

♤♤♤

Ahşap çalışma masasının arkasında yere kadar uzanan perdenin güneşliği kapatılmamıştı. Dışarının ışıkları tül perdeden içeri yansıyordu. Kalın kahverengi masanın düzenli zemininde duran tebeşir kutusunu açıp içinden beyaz bir tebeşir aldı. Orta büyüklükte ki odanın bir duvarında kocaman kara tahta vardı. Daha önce bu odaya hiç girmemiştim. Gözlerimle etrafı tararken karanlığı aydınlatan lambader dikkatimi çekti. Loş bir ışık sunmuştu. Bal göz bu kısık ışıktan rahatsız olarak tavanda ki led ışıkları yaktı. Göz ucuyla da bana bakıp gülümsedi.

Heyecanlıydık. Hemde hiç olmadığımız kadar çok. Kırmızının kimliğini öğreneli dakikalar olmuştu. Salondan yukarı çıkıp buraya gelmemiz ise şimdi gerçekleşiyordu. Yüzüme toplanan kan ve bacaklarımı titreten gerçeklerle ayakta kalmakta zorlandım. Elimle çalışma masasına tutunup Karan'a çevirdim yüzümü. Sırtı bana dönüktü. Ceketini çıkartmış, kollarını dirseklerine kadar sıyırmıştı. Sağ elinde duran beyaz tebeşirle tahtanın soluna ilk ismi yazdı.

Kayhan,

Parantez içinde de babam, yazmıştı. Hemen yanına bir isim daha yazdı. Harflerin hepsini büyük yazıyordu. Önünden çekilince ikinci ismi de daha net gördüm.

Halide (Annem)

Yazısına hiç mola vermeden ortaya biraz aralık bırakıp iki isim daha yazdı. Merih Aykut ve Nevin. Yine biraz boşluk bırakıp sağ tarafa doğru bir çiftin ismini daha yazdı.

Arif ve Firuze. Benim annem ve babam. O tahtanın başında ben olsam muhtemelen onun gibi bende parantez içinde belirtirdim rütbelerini. İsimleri yazmayı bitirdiğini sanırken tebeşiri elinden bırakmadan Aykut yazan ismin hemen üstüne Yavuz ve Kerem yazdı. Tüm tanıdıklarım bir tahtaya sığmıştı. Bal gözün inci gibi duran yazısı tüm şahısların yüzünü anımsattı.

" Biraz Amerikan filmlerine benzeyecek ama en akılda kalan yöntem bu. " dedi elindeki tozlardan kurtulmaya çalışırken. Biraz öyle olmuştu. Hatta bu evde bir yazı tahtasının olması da şaşırtıcıydı doğrusu.

" Şimdi, en baştan adım adım başlayalım. " sırtını tekrar bana dönüp ilk yazdığı ismin yanına gitti. Ben kırmızıyı nereden öğrendin diye sorduğum için bu odaya çıkartılmıştım. Olayı anlatmaya en başından başlamıştı.

"Babam gençken çok çalışıp büyük iş adamı rütbesini almış. Fakat bu baya zaman aldığı için gençliğini yaşayamamış. 40 yaşına kadar bekarmış. Annemle o evre de tanışmış. Babam, annemin onunla parası için evlenmek isteğini düşünerek evlilik sözleşmesi imzalatmış. Tek madde şuymuş, boşanma durumunda eşler hiçbir hak talep edemez. Ancak ölüm gibi durumlarda vasi olunabilir. Babam yaşlı olduğu için öldüğünde annemin kimseye muhtaç olmasını istememiş." Derin bir nefes alıp tebeşiri tekrar aldı eline. Yüzünde acı bir bakış vardı. Annesine olan öfkesini, babasına olan özlemini içeren bir bakıştı. Yorum yapabileceğim bir konu değildi. Destek verecek sahne de değildi. Elimi masadan çekip arka arkaya giderek masanın üzerine oturdum. Göremediğim kalemler devrilecek Bal gözün dikkatini çekti.

" Annen kaç yaşındaydı evlendiğinde? "

" 23 yaşında maddi durumu iyi olmayan biriymiş o dönem. " Kaşlarımı hafif yukarı kaldırıp indirdim. Adam 40, kadın 23, yaşında. Başarılı bir iş adamı ve fakir kız. Tam yeşilçam flimleri gibiydi. Halide Hanımın şimdilerde ki dik duruşu, geçmişte kamburlu bir beden taşıyormuş meğer.

" Bu evlilikten iki çocukları olmuş." Anne ve babasının isimleri altına Karan ve Firuze yazdı. Biri kendi diğeri kardeşiydi. Bal göz vakit kaybetmeden hemen yana geçip katilimin isminin altına geldi. Nevin ve Aykut.

KIRMIZI | AJAN #TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin