2. Kitap | 19. Bölüm

1.2K 75 32
                                    

19. BÖLÜM
GERÇEKLER

♤♤♤

Oydu,

Esen rüzgarın soğuğuna uzun süredir maruz kalmış gibiydi. Elleri ve burnunun ucu kızarmıştı hava yüzünden. Başındaki şapkayı düzeltirken onu gördüğümü fark etti. Bal gözlerinde ki duruş değişmişti. Tetikte olan parmağını geri çekip duruşunu düzeltti. Kendine gelmesi saniyelerini almıştı. Mesafe yüzünden tam seçemediğim gözleri, bedenimde dolaşıp durdu. O an onun aklından ne geçiyorsa benimkinden de o geçiyordu. Siyah ceketinin cebinden çıkarttığı kurşunları taramalı tüfeğe takarken bir an olsun ayırmadı gözlerini benden. Hayal mi görüyordum? Günlerdir yemek yememiş, direnci olmayan ve psikolojisi yerinde olmayan biri olarak hayal görmem doğal olabilirdi belki.

Başımın üzerinde hissettiğim namlunun ucu ile konumumu hatırlayıp irkildim. Karşıda ki duvara tırmanan kişi Karan ise arkamda duran Kırmızı kimdi?

Havaya uçuşan kısa saçlarım etrafımı görmeme engeldi. Zaman durmuş, akan kanım donmuştu. Abla, diye bağıran Misli, ondan fazla etrafımı saran adam ve beni birazdan öldürmek için ateş edecek olan kırmızı ile bulunduğum konum pekte normal değildi. Aralanan dudaklarım arasından nefes nefese havayı ciğerlerime çekip başımı kaldırarak Karan'a döndüm. Parmağı hızlı bir şekilde tetiğe gitti. Üst üste sayısızca ateşler duyuldu. Kulakları sağır edecek cinsten ağır bir kurşun sesiydi. Başımda ki silah eksilince afallayarak yerimden kalkıp evin duvarına doğru yaklaştım.

Kırmızı vurulmuştu.

Göğsüne, tam kalbine ateş edildi. Beni öldürmek için sımsıkı tuttuğu silahı düştü yere. Sol eliyle göğsünü tuttuğunda başını çevirip bana baktı. Maskesi yüzünden mimiklerini göremiyordum. Tahmin etmesi güç değildi. Kızgın yüz hatları olduğuna emindim.

Karan ateş etmeyi bırakmayıp göğsüne ikinci ve üçüncü kurşunu daha yolladı. Ona ulaşmak isteyen korumalarını engellemek için kollarından ya da bacaklarından vuruyordu. Öfkesi kurşunlara yansımıştı. Dur durak bilmeden her yeri mermiyle çevreledi. Tek başına. Evet, tek başına bir yığın adamı tarumar etmişti. Ona baktığımda gözünde ki nefreti gördüm. Sinirini parmaklarına nakil etmiş onları ise kurşunlara sığdırmıştı. Ateş etmeyi bıraktığında korumalar Kırmızı'nın yanına gidip koltuk altından tutarak geri geri götürdüler. Kırmızı için etten duvar örüldü. Sol eli göğsünde duruyordu. Akan bir kan yoktu. Göğsünden üç kurşun yemesine rağmen bir damla kan göremedim. Sadece sendeledi. Çelik yelek giymişti.

Siyah büyük arabaya binerken gözleri beni buldu. Duvarın kenarında Misli ile birlikte duruyordum. Ölmeyi ve bu geceyi morgda geçirmeyi düşündüğüm saniyeler, sadece on dakika önceydi. Dakikalar içinde fikirlerim ve gördüklerim çok değişmiş, buna adapte olamamıştım.

Arabanın kapısını kapatırken koltuğa oturan korumanın göğsüne çarptı kırmızının eli. O sırada sol elinin serçe parmağının olmadığını görür gibi oldum. Eldivenin içinden boş gibi duruyordu. Diğer parmakları dolgundu, o ise boşluktu siyah deri eldivende. Sürgülü kapı yüzüme kapanır kapanmaz araba arka bahçeden hareket etti. O sırada Karan tekrar ateş etse de arabanın hızı sayesinde tekerlekler kurşun darbesinden kurtulmuştu. Giderken ortalığı toz duman eden hızı, ciğerlerime kötü bir nefes verdi. Her yer barut kokuyordu. Delik deşik olmuş evin camları ve duvarları karşı evin duvarına tırmanan kişi yüzündendi.

Eli kalbinde duran kardeşim, derin nefes aralıkları ile kendini bir nevi sakinleştirmeye çalışıyordu. Onun korkusu benim gözlerime yansımıştı ama kendi korkumu göremeyecek kadar duygularıma nankörlük ediyordum. Ölmeyi kabul edip, kurban gibi Kırmızı'nın önünde diz çökmüş aciz ve bitik biriydim. Kısaca dünya da ki en kabul edilemez şeyi kabul edip ölmeyi göze alan biri olarak, silah sesinden korkacak değildim.

KIRMIZI | AJAN #TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin