●
7. BÖLÜMEVSİZ
●Uyku düzeni denilen şeyin, bir misafir olduğunu düşünürsek; ben, hiç iyi bir ev sahibi değilim.
26 yaşındayım ve bir gün doğru düzgün uyuduğumu hatırlamam. Yani elbette olmuştur benim de güzel bir uykuyu sineye çektiğim. Fakat bu, bir elin parmak sayısını geçecek derece olmadı hiç. Ben kaçta yatarsam yatayım belirlediğim saatte uyanmak zorundaydım. İş yüzünden. Şimdiler de ise stres el vermiyordu.
Uyanalı on dakika oldu. Etrafıma bakındım birkaç dakika. Ellerim karnımda, gözlerim tavana bakıyordu. Benim evimde ve kendi odamdaydık. Saat henüz erkendi. Bundan mütevellit de, Karan hâlâ uyuyordu. Yüz üstü yatan sevgilime minik bir bakış atıp yönümü az önceki boş tavana çevirdim. Eve nasıl geldiğimi hiç hatırlamıyordum. En son Labirent bara gitmiştik. İçki içmeye başladıktan sonrası silikti. Tek hatırladığım hislerimdi.
Kötü hisler!
Ne oldu dün gece, çok merak ediyordum. Kendimi o kadar kötü hissediyorum ki, sanki kalbimi söküp yerine taş koymuşlardı. Öylesine acı vericiydi. Uyandığımdan beri geçen on dakika boyunca nefesim kesiliyor, gözlerim doluyordu. Sebebinin Misli olduğunu düşünmüyordum. Daha büyük bir sızıyı andırıyordu.
" Ne düşünüyorsun kara kara? " odanın sessizlik perdesini delen kalın ses, yanı başımda duran sevgilime aitti. Mahmur ve yarım ağız. Dudaklarının yarısını yastığı işgal ettiği için kalan yarısıyla kelimeler ancak bu kadar duyulur çıkmıştı.
" Dün gece ne oldu? "
" Niye?" Beklediğim cevaba hiç uygun değildi. Hatırlamıyor musun, diye sormasını ve ona yönelik cevap vermeye kendimi hazırlamıştım.
" Kendimi berbat hissediyorum. Sanki kötü bir haber almışım gibi. "
Karan yastıktan başını tam olarak kaldırıp hafif hafif oturur pozisyona geldi. Yüzünde ciddi bir ifade vardı. Sözümü kanıtlarcasına üzgün ve bir o kadar da sinirli görünüyordu.
"Aşk olsun, Gece!" Kırgın halleri hislerimin tercümanı olsa da bu tavrının şahsıma ait olduğunu düşünmeye başlamıştım. Kötü bir şey yapmışım gibi bakıyordu. Allah kahretsin ki hiç bir şey hatırlamıyorum.
" Ne yaptım ki? "
" Hadi tamam hatırlamıyorsun, bari kötü hissediyorum deme!"
" Keşke biraz açıklayıcı konuşsan. " Bana iki saattir sinirle bakan yüz kasları, bu durumu yalanlayarak sırıtmaya yeltenmişti. Yatakta yanıma gelip başını eğerek dudaklarıma yaklaştı. Ben mi sarhoş uyanmıştım, o mu, belli değil. Az önce sinirle tirip atan adam, şimdi gülücük dağıtıyordu bedavadan.
" Sen niye evlenmeden olmaz diyordun sürekli?" Geçmiş zaman eki artık böyle bir durum olmayacak manasına getirse de hiç oralı olmadan sorusunu düşündüm. Gerçekten niye böyleydim bende bilmiyorum. Tabii birçok açıklaması vardı. Mesela kimseye olmayan güvenim. Yetim ve öksüz büyüdüğüm için kandırılma ve kapılma korkusu da eklenince asıl sebeple bir bütün olarak tüm talipleri yok ediyordu.
" Babam, ben küçükken bir söz söylemişti anneme. Onlar konuşurken duymuştum. 'Bir kızın en güzel çeyizi, öpülmemiş dudaklarıdır.' demişti. O günden sonra bu lafı bana söylemiş gibi kulağıma küpe yaptım. " Karan dudaklarını öne doğru iteleyip başını aşağı yukarı salladı. Yüzünde vay be, imajı vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRMIZI | AJAN #Tamamlandı
AcciónTAMAMLANDI Kitabı bitirdikten sonra neden bu kadar az okuyucusu olduğunu düşüneceksiniz, sebebini ben söyleyeyim, hedef kitlesi zeki insanlar olduğu için. Dünyanın hissedilen fakat bilinmeyen belli evreleri vardır. Çocukluk, gençlik, olgunluk ve ya...