13. ●AJAN●

3.9K 235 37
                                    

13. BÖLÜM

[YAKINLAŞMA]

●●●●●●●●

Karan'ın benim için uzattığı eline bakıp uzun süre onunla yoğunlaştım. O el ateşti. Kezzaptı. Yakardı beni. Kül ederdi. Ona hiç bir şey olmazdı. Olan bana olurdu. Çaresizce Karan'ın tuzağına adım atıp tuttum elini. Beni kendine çekip indirdi aşağı. Belkide hayatımın en büyük hatasını yapmıştım elini tutarak. Ve o büyük vicdansal his, çoktan bedenime misafir olmuştu... Misafirimi, kötü bir ev sahibi olarak hoşnutsuz karşıladım. Rahatsızdı yüreğim. Yanlış, çok yanlış bir hata yaptığımı zannediyordum. Karan'ı hapse tıkamak isteyen komiser, onunla kaçmaya teşebbüs etmişti. Bundandır ki huzursuz olmam büyük olanak sağlıyordu.

"Hadi,"uzaktan kulağıma ilişen ses, baya ilerleyen Karan'dan geliyordu. Ben mal mal kaldırımda durmuş etrafıma bakıyordum, o ise soğukkanlılıkla ilerliyordu. Onun işi buydu zaten. Alışıktı kaçmalara.

Kimse beni görmeden Karan'a doğru ilerleyip tereddüt ederek arkama baktım. Cam açıktı. Kaçarak çıktığım cam, açık görünüyordu. Karan camın önündeki demiri biz çıktıktan sonra kilitlediği için yoldan geçen biri oraya giremezdi. O gizli tünel gibi yeride polislerin bulacağını sanmıyordum. Bizi bulmaları şu an için sadece tesadüf eseri olabilirdi.

Koşar adımlarla Karan'ın yanına gidip mat yüzüne gözlerimi kancaladım. "Bir komisere gizli yerlerini göstermen, senin açından hiç iyi olmayacak!" İlk söylemem gereken şeyin bu olmaması gerektiğini bilsem de, dilimin ucuna gelen kelimeleri geri itemedim. İğneleyici sözüme gözlerini devirip yüzüme hiç bakmadı. Onun büyük adımları, beni koşturuyordu.

Yolda gittikçe artan adım seslerini duyar duymaz bileğimden tutup beni ara sokaklardan birine sokarak duvara yasladı. Elinin birini duvara, diğerini belime sabitledi. Çok yakındı. Dudaklarını oynatsa, öpüşecek kadar yakındık. Bedenime değen organları, içimdeki telaşa köz oldu. Koşarak geldiğimiz için yüzüme vuruyordu nefesi. Beyaz şarabın kokusunu ağzından gelen nefeste hissettim... Gömleğinden burnuma gelen buram buram parfümünü adlandırmak mümkün değildi. Daha önce tanıdığım hiç bir kokuya benzemiyordu.

" Ka..."

" Sus!" Diye beni uyarıp, eliyle ağzımı kapattı. Adım sesleri, polis eskortu, yoğun erkek sesleri kulağımın çok yakınından geliyordu. Hava karanlık ve serindi. Yanıp sönen sokak lambasının ışığında yarım yamalak görüyordum karşımdaki iri adamı. Bal rengi gözleri sarı sokak lambasında bile belirgindi. Alnına düşen bir tutam saçının arasından gelen şampuan kokusu parfümüne karışmamıştı.

Sesler azalmaya başlayınca benden temkinli bir şekilde ayrılıp hemen telefonunu eline aldı. Adamı incelemekten bulunduğum konumu unutmuştum. Terlemiş avuç içlerimi elbisemin etek kısmıyla silip kendime çeki düzen verdim. "Ne olacak şimdi?" Bana cevap verme gayretinde bulunmadan telefonundan birini arayıp kulağına tuttu. "Attığım konuma araba gönder." Tek cümleydi. Sözlerini bitirip kapattı telefonu. Ardından cebine koyup göz ucuyla bana baktı. Pislik herif. Bana hem tuzak kuruyordu, hem kurtarıyordu. Bardayken muhtemelen biri polise ihbar etmişti. Karan'da önce benim yaptığımı sanmıştı, bu yüzden bana sen mi yaptın, demişti. Benim yapmadığımı anlayınca bütün barın akışını değişip, eroinleri toplattı. Toplattığı eroinleri de alıp benim çantama koydu. Kimse de bir şey yokken tek suçlu beni gösterecekti belliki. Öyle görünüyordu çünkü. Garsonlar ellerinde poşetle barı defalarca taaf etmişlerdi. Kötü şeyleri toplattırmıştı Karan. Kendini kurtarmıştı. Bana ise büyük bir tuzak!

"Niye kurta..." cümlemi bitiremeden yanımıza bir araba gelince içindeki adam çıkıp anahtarı Karan'a uzattı. Karan adama uzaklaş der gibi eliyle geri geri iteledi. Adam gider gitmez Karan, şoför koltuğuna geçip kontağı çalıştırdı. Gururumu umursamadan yanındaki koltuğa geçtim. O da beni bekliyormuş gibi anında gazı kökledi. Nasıl bir adamdı bu? Zehiride kendi veriyordu, panzehiride.

KIRMIZI | AJAN #TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin