𝙲𝙷𝙰𝙿𝚃𝙴𝚁 7

1.8K 143 6
                                    

Daha iki hafta önceydi, çok değil. Jeongguk kendi evinde, kendi yemeğini pişirir ve kendi yatağında uyurdu. Şimdi ise geldiği bu yerde altı tanımadığı omegayla aynı odada kalıyordu. Oda küçüktü ve muhtemelen koridoru takip eden diğer odalar da onunla aynı kaderi paylaşan omegalarla doluydu. Kimsesiz omegalarla.

Sinir bozucu, gece yarısından sonra bile susmak bilmeyen ve sanki mükemmel bir hayat yaşıyorlarmış gibi gülüşüp duran omegalara sırtını dönmüş, duvar kenarındaki yatağında uzanırken ise aklında tek bir kişi vardı. Delta Taehyung.

Onun delta olduğunu Yoongi'nin ağzını çaktırmadan ararken öğrendiğinde şaşırmamıştı. O güçlü auranın bir alfaya ait olması zaten mantıksız gelmişti ona. Ama öğrendiği bu bilgi tüm taşların yerine oturmasını sağlamıştı. Delta sadece bir şehri yönetmekle kalmayacaktı, tüm dünyayı yönetecekti. Aradığı güç buydu. İntikamını ancak bu şekilde alabilirdi, onun omegası olmak zorundaydı. Tek sıkıntı ise bir eşinin ve çocuğunun olmasıydı.

Bu gerçeği hatırladığı anda bile sıkışan kalbi yüzünden birkaç damla yaş süzülmüştü gözünden. İlk defa aşkın nasıl bir şey olduğunu tadıyordu. Ve daha henüz sadece tohumları serpilmiş olan aşk şimdiden acı veriyordu. Bu illet hiç mi mutlu etmezdi?

"Deltanın gözlerini gördüm. Hayatımda gördüğüm en eşsiz gözlerdi." Deltanın lafı geçer geçmez yerinden kıpırdandı ve birden sessizleşen sohbeti daha iyi duyabilmek için kulak kesildi.

"Sen kafayı mı yedin? Yasak olduğunu biliyorsun. Eğer Yüce Vita öğrenirse senin canını alır." Tok sesli erkek omeganın söyledikleri Jeongguk'ta merak uyandırmıştı. Dönüp neden yasak olduğunu sormamak için zor tuttu kendini.

"Duymadınız mı? Yüce Vita birkaç hafta önce bebeğini kaybetmiş ve şu an durumu ağırmış, öleceğini düşünüyorlarmış. Ona bakan hekim betalardan biri söyledi bana da."

"Neden söylesin ki böyle bir şeyi sana? Uyduruyorsun."

"Hayır doğruyu söylüyorum! O beta bana umutsuzca âşık olduğu için sadece gülümsememle her soruma cevap veriyor."

"Hangi hakla sana âşık olabilir ki? O bir beta, sadece bir betayla eşlenebilir. Omegalar da sadece alfalarla. Ne demişler, davul bile dengi dengine, herkes yerini bilmeli."

Herkes yerini bilmeli...

Jeongguk yerini bilmiyordu ve bilmeye niyeti de yoktu. Bir omega diye neden sevmediği bir alfayla eşlenmek zorundaydı? Ya da delta neden vitayla olmak zorundaydı? Çünkü ruh eşleriydi, öyle mi? Peki öyleyse neden tarih şimdiye kadarki hiçbir delta ve vitanın kavuşamadığını anlatıp duruyordu? Demek ki birlikte olmadan da yapabiliyorlardı.

Hiçbir zaman anlamamıştı bu düzeni. Herkes doğduğundan beri şartlanırdı. Betalar kendi türleri dışındaki kimseyle eşlenemez, çocuk yapamazdı. Alfalar omegaları hayvan pazarından seçer gibi seçip sahiplenirdi. Omegalar birbirleriyle olduklarında edepsizlikle suçlanır, farklı odalara hapsedilirlerdi. Alfalar ise birlikte olduklarında öldürülürlerdi.

Peki ya Jeongguk. Ona ne olacaktı? Deltanın eşi olduğunda onu hangi kalıba koyacaklardı? Öldürmeye mi çalışacaklardı onu da? Yapamazlardı. Delta hepsinden güçlüydü. Eğer deltanın eşi olursa kendi kendine kural koyan bu faniler önünde ezikçe diz çökecekti. Hiçbirinin o uzun dili deltaya laf söylemeye yetmeyecekti.

"Bu da geldiğinden beri ölü gibi, ancak yatıyor. Yüzünü alfalara göstermiyor ki biri de beğenip onu istesin, alıp götürsün..." Ne kadar fısıldaşmaya başlasalar da kızın söylediklerini duymuş, elindeki küçük şişeyi güç almak ister gibi daha sıkı tutmuştu.

unstoppable desiresHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin