𝙲𝙷𝙰𝙿𝚃𝙴𝚁 55

301 48 1
                                    

Elindeki yayı sonuna kadar gerip nefesini yavaşça verdi ve hedefine odaklandı. Tüm algıları açıktı, elleri titremiyordu, ta ki ok yaydan çıkarken işittiği sese kadar.

"Bu havada, dışarıda ne yapıyorsun?" Yüce Omega'nın sorusu tüm dikkatini dağıtmıştı. Yayı indirdi ve hafifçe başını eğerek selam verdi.

"Pratik yapıyordum. Savaş soğuk hava dinlemiyor." Jimin hafifçe gülümsedi. Alfaların pratik yapması için ayrılmış bu alanda şu an bir tek ikisi vardı. Gözlerden uzak olmanın getirdiği cesaretle elini uzatarak yayı istedi. "Ben de deneyebilir miyim?"

Yoongi bu soruya şaşırsa da Yüce Omega'nın isteğini reddedemezdi. Ağır yayı uzattı ve sıkıca kavradığından emin olunca sarışının ellerine bıraktı.

Hayatında ilk defa bir silah tutuyordu Jimin. Bir omega olarak, özellikle de liderin ailesinden bir omega olarak silahlanması ya da savaşması asla gerekmeyeceği için bu tarz şeylerden hep uzakta yetiştirilmişti. Ama siyah saçlının elindeki yay ona öyle büyüleyici gelmişti ki, merakı daha çok artmıştı.

"Nasıl kullanacağını biliyor musun?" Alfadan gelen soruyu başını iki yana sallayarak yanıtladı. "Daha önce hiç elime almadım."

"Göstermemi ister misin?"

Kendisine doğru uzatılan oku alırken "Lütfen." dedi nazikçe. Yoongi bunun üzerine rahatça omegaya doğru yaklaşmış, ellerini yerleştirmesi gereken yerleri temastan kaçınmadan belirlemişti. Hemen ardından arkasına geçti ve kollarını, kıyafetlere sarınmış zayıf bedenin etrafından geçirerek onunla birlikte yayı tuttu.

"Oku bu şekilde yerleştireceksin." Jimin hızlanmak için onu zorlayan soluklarını dizginlemeye çalıştı zira soğuk hava yüzünden üflediği her nefes beyaz bulutlar yaratıyordu. Omzundaki çenenin sahibi bunu çok rahat fark edebilir, heyecanlandığını anlayabilirdi.

"Böyle mi?" dedi okun arkasını iki parmağının arasında tutarken. Yoongi burnuna dolan feromonlar yüzünden birkaç saniye geç cevap verdi, zira aklı tamamen bulanmıştı.

"Evet, böyle... Şimdi dirseğini indirmeden, düz bir şekilde yayı ger."

Jimin kendisine söyleneni yaparken ister istemez arkasındaki bedene daha çok yaslanıyordu. Gözlerini kapattı ve hızla çarpan kalbinin sakinleşmesini bekledi. Alfa da bu sessizlikte manzaranın tadını çıkardı. Sarışının titreyen kirpiklerinde, kızarmış burnunda ve dolgun dudaklarında gezdirdi gözlerini.

"Sen bu kadar yakındayken ve böyle dikkatli izlerken yapamam." Jimin kaşlarını çatıp gözlerini araladı. Bırakacağı okun ayaklarının ucuna düşme ihtimali yüzünden gerilmişti ve bahanesini önceden sunuyordu.

Yoongi "Özür dilerim." diyerek toparlandı ve geri çekildi, omegaya alan tanıdı. "Şimdi hedefine odaklan, okun ucunu oraya doğrult."

Jimin ne yaptığını bile bilmiyordu. Okun nasıl gideceğini hesap etmenin bir yolu yok muydu? "Bunun ilk ok atışım olduğunu unutma." dedi aklındakini sormak yerine. Ardından gerdiği yayı bıraktı ve sivri uçlu çubuğun uçmasına izin verdi.

Korktuğunun aksine ok elinden kayıp olduğu yere çakılmamış, hatta hedefin çok yakınına bir yere çarpmayı başarmıştı. Yoongi gülümsedi. "İlk sefere göre çoğu tecrübeli alfadan daha iyi."

Omuzlarını şimdiden ağrıtan ağır yayı siyah saçlıya teslim ederken o da gülümsemiş, "Teşekkür ederim." demişti. "Hem öğrettiğin için, hem de iltifatın için."

"Yatkınlığın olmasa bu kadar hızlı öğrenemezdin." Jimin özgüveninin arttığını hissedebiliyordu. Aynı zamanda hevesi de geçmek yerine çoğalmıştı. "Beni arada çalıştırırsan belki daha iyi yapabilirim."

unstoppable desiresHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin