𝙲𝙷𝙰𝙿𝚃𝙴𝚁 23

1.5K 144 3
                                    

Köşk deltasız dördüncü ayını doldururken Jeongguk'un göbeği fazlasıyla büyümüş, ruh hali de bir o kadar kötüleşmişti. Kendisiyle iletişime geçen kimse yoktu, uğraşabileceği hiçbir şey yoktu, terasa bile biri onu görür diye çıkamıyordu. Vakitini bebeğiyle konuşarak geçirmeye çalışıyordu. Bir süre sonra bu durum bunalıma girmesine neden olmuştu. Tüm gün yatakta kıvranıyor ve arada gelen ağlama krizlerine kurban gidiyordu. Yemek yemek istese de doğru düzgün bir şey yiyemez olmuştu, ona yemek getiren betanın gözünün içine bakıyordu kendisiyle iki kelime konuşsun diye. Fakat o da işini yapmaktan öteye gitmiyordu.

Yalnızdı Jeongguk. Buraya ilk geldiğinde olduğundan daha yalnızdı. İnsan sesleri duymayı özlemişti, alfa Yoongi'ye derdini anlatmayı özlemişti. O da ortalıkta yoktu dört aydır, bir kez olsun gelmemişti ziyaretine. Deltanın bir an önce dönmesini diliyordu artık. Onun halinden anlayacağına ve kendisiyle sohbet edeceğine emindi. Belki kolları arasına alır, saçlarına öpücükler kondururdu...

Hıçkırarak ağlarken yatağının üzerine konulmuş tepsiyi tekmeleyerek düşürdü. Tepsinin içindeki yemekler dökülmüş, tabak çanaklar büyük bir gürültüye sebep olmuştu.

Sarışın omeganın onu buraya hapsetmesi adil değildi. Jeongguk bir tutsak bile değildi ki, deltanın çocuğunu taşıyordu. Bebeğe bir zarar gelip gelmemesini kimse umursamıyordu, öyle ki kapıyı bile üzerine kilitlemişlerdi. Bunu daha önce çıkmaya çalışırken fark etmişti, resmen kilitli tutuluyordu bu odada. Oysa yalnızca Yoongi'yle konuşmak istemişti. Deltanın kardeşi ise onu ve bebeğini kimsenin görmesini istemiyordu, kendisi de dahil.

Kapı kilidinin çevirildiğini işittiğinde ağlamasını durdurmaya çalıştı ve seslere dikkat kesildi. Gelen kişi ona sürekli yemek getiren betaydı. Şaşkınlıkla yerdeki felakete bakarken Jeongguk yattığı yerden kırmızı ve şişmiş gözleriyle kalktı ve "Alfa Yoongi'yi görmek istiyorum!" diye bağırdı adeta. Beta kendisine verilen emri uygulayarak "Yüce Omega'mız biriyle konuşmanızı yasakladı." dedi en kısa şekilde.

Hamile olan inatlaşmayı sürdürerek "Sen konuş o zaman benimle. Gel, otur. Sohbet edelim." dedi ve biraz daha toparlandı. Dağınık yatakta kendisi için açılan boşluğa şöyle bir baktı beta. Fakat oralı olmadı. Eğilip yerdeki pisliği temizlemeye koyuldu.

Hep böyle yapıyordu. Ona daha önce defalarca en azından oyalanacak bir şeyler getirmesini istediğini de söylemişti. Her defasında da umutla beklemişti bir cevap alamasa dahi. Fakat olmuyordu işte, hiçbir sözü umursanmıyordu.

Ayağa kalkıp hızla çıkışa yürüdüğünde beta tarafından tutulmuş, bu tutuş iyice çileden çıkmasına neden olmuştu. "Çek elini üstümden! Dışarı çıkmak istiyorum yeter artık! Kimse yok mu?" Çığlık atarak dikkatleri üzerine çekmeye çalıştığında beta korkuyla omeganın ağzını kapattı. Tüm sorumluluk üzerine kalacaktı, Yüce Omega onu fena halde haşlayacaktı. Fakat hamile olan delirmenin eşiğine gelmişti, hiçbir şeyi düşünecek hali yoktu. Çırpınarak betanın tutuşundan kurtulmaya çalışırken eline ne gelse devirmiş, odada kıyamet kopuyor gibi bir gürültü yaratmıştı.

Aniden karnına saplanan ağrı yüzünden iki büklüm olduğunda beta daha da eli ayağına dolaşmış bi halde bıraktı omegayı. Ağzı açılır açılmaz acıyla çığlık atıp ağlamaya başlamıştı omega. Ona zarar vermiş olmaktan korksa da Yüce Omega'dan emir almadan bir şey yapamayacağını bildiği için öylece etrafına bakınıyor, "Yardım edin!" diye bağıran omegayı sakinleştirmenin bir yolunu arıyordu ki içeri aniden dalan beyaz tenli alfa geri çekilmesine neden oldu.

Yoongi şaşkınlıkla yerdeki, çoktan gitmiş olduğunu sandığı omegaya baktı. Onu burada, karnı burnunda bir halde bulmayı beklemiyordu. Ağrısı olduğunu belli eden bağırışlarına rağmen hâlâ boş boş başında bekleyen betayı fark ettiğinde "Ne yapıyorsun sen burada? Ona mı saldırdın?" diye sordu öfkeyle. Ama kadın anında karşı çıkmış, "Ben sadece ortalığı toplamaya gelmiştim." demişti. Yoongi daha da sinirlendiğini hissetti. "O zaman ne bekliyorsun? Hekim çağırsana!"

unstoppable desiresHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin