𝙲𝙷𝙰𝙿𝚃𝙴𝚁 27

1.6K 162 20
                                    

Jeongguk saatin geç olması nedeniyle yaptığı işi tamamlamayı sabaha bırakmış yatağa girmek için hazırlanırken dışarıdan gelen sesler dikkatini çekmişti başta. Sonra o tanıdık kokuyu almıştı ne kadar uzak da olsa. Delta dönmüştü, bunun sevinci ve heyecanı yerinde durmasına engel oluyordu. Biri gelsin istiyordu, Yoongi ya da Jimin yanına uğrasın ki sorabilsin istiyordu. Gerçekten döndüğünü birinden duymaya, onun hakkında önemli önemsiz bir şeyler dinlemeye ihtiyacı vardı. Ama en çok da ona ihtiyacı vardı.

Sanki bunu istediğini hissetmiş gibi çalan kapıya bekletmeden koştu ve Jimin'in bir ay önceki konuşmadan sonra ona verdiği anahtarı çevirip kilidi açtı.

Karşısında sarışını gördüğünde gülümsemiş, içeri doğru gelen Yüce Omega'ya "Delta mı geldi?" diye heyecanla sormuştu. Bebeği bile bu heyecanı hissetmiş gibi karnında kıpırdanıp duruyordu.

Daha bir cevap alamadan Jimin'in arkasından gelen yabancı omegayı fark ettiğinde kaşları çatıldı ve sorusunu değiştirdi: "Bu kim?"

"Bu omega bir süreliğine yanında kalacak. Yarın deltayla konuşacağım fakat vereceği kararı kestiremediğim için tam bir zaman söyleyemiyorum." Sarışın olanın açıklaması daha çok şaşırmasına neden olurken bakışları ikisi arasında mekik dokuyordu.

"Neden burada kalıyor? Yatağımı onunla paylaşmam." dedi çocuk gibi. Jimin ise otoriter ifadesini bir saniye olsun bozmadı. "Delta öyle emretti. Onun kararlarına karşı gelmek ne bana düşer ne de sana." Ardından omegaya döndü ve Jeongguk'un yatak odasının yanında kalan salonu işaret etti. "Sen koltukta yatacaksın."

Omeganın suratı düşmüştü. Bu Jimin'in gözünden kaçmamıştı. "Ne oldu, beğendiremedik mi hazretlerine?" diye sordu alayla. "Bu köşkte kurallara uymak zorundasın, içinde yaşasan da kendi evin değil burası. Kuralları da delta ve vitadan sonra ben koyarım. Alışsan iyi edersin."

Yeni gelen omegaya haddini ve yerini yeteri kadar bildirdiğini düşünmüştü son sözlerinin ardından. Artık şımarık, yersiz hal ve hareketlerine çeki düzen vermesini umuyordu.

"Ben şimdilik gidiyorum, iyi geceler size." Çıkmadan önce son kez hamile olana döndü ve "Jeongguk, kapıyı kilitlemeyi unutma." diye uyardı onu. Jeongguk hemen "Unutmam efendim, iyi dinlenmeler size." diyerek saygısını belli etmişti. Burada nasıl davranması gerektiğini bilmesinin onu bir adım öne taşıdığının farkındaydı.

Sarışın olanın ayrılmasıyla içeride garip bir ortam oluştu. Jeongguk yeni gelen omegaya bakmaktan kaçınarak kapıyı kilitledi ve neşesi sönmüş bir şekilde odasına gitti. Omega ise bir adım arkasından onu takip ediyordu.

"Ne var, ne istiyorsun?" diye sordu birden ona dönerek. Omega başlığını çıkarıp yeşil gözlüye dikti bakışlarını. "Giyecek bir şey ver bana."

"Giyecek bir şey yok, git kendi kıyafetlerini giy." Sakinliğini korumaya çalışıyordu. Hiç kanı ısınmamıştı bu omegaya.

"Kendi kıyafetlerimi getirmedim, deltadan isteyeceğim yarın. Hem nasıl yok? Bunlar var bak görüyorum." Jeongguk omeganın masanın üzerindeki kendi elleriyle diktiği kıyafetlere uzandığını gördüğü gibi bileğini kavradı ve geri savurdu onu. Ardından "Deltayla aranda ne var?" diye sordu.

O da bunu bekliyormuş gibi gülmüş, "Zorla eşlendiğim alfanın ellerinden beni kurtardı, aylarca beraber seyahat ettik. Kızgınlığında da birlikte olduk." demişti. Sonra bakışlarını kaçırmak için gözlerini odada gezdirirken araya birkaç yalan kattı. "Benim kızgınlıklarımda da birlikte olduk. Bana bu daireyi vereceğini çok önceden söyledi çünkü aramızda bir şeyler var."

Jeongguk kıskançlığın tüm damarlarında kızgın bir lav gibi gezindiğini hissetti. Sinirden saçlarını yolmak, ağlamak istiyordu. Loş ortamda oldukları için yaşaran gözlerini karşısındaki omeganın fark etmeyeceğini umarak üzerine yürüdü. "Kendini bir bok sanma, git ve yatıp zıbar."

unstoppable desiresHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin