"Açıklama yapmayı düşünüyor musun yoksa ben mi sormalıyım?" Omeganın konuşması, kağıda dövme tasarımını çizen betanın tereddütle duraklamasına neden olmuştu. Aralarında birkaç santim kalacak kadar yaklaşmış yüzün sahibine dönerek aynı sessiz tonda karşılık verdi: "Bağışlayın Yüce Omega'm, neyden bahsettiğiniz hakkında hiçbir fikrim yok."
Masaya dirseğini yaslamış, şüpheli gözlerini dikkatle onun üzerinde gezdirmişti. Beta endişeyle titredi.
"Kokunu gizlemeyi nasıl başardın merak ediyorum." Jeongguk sesini özellikle alçak tutuyordu, dikkat çekmemeye çalışıyordu çünkü deltanın hemen karşı odadan onları rahatça duyabileceğinin farkındaydı.
Sözde beta dudaklarının kıvrılmasına engel olamadı. "Fark eden ilk kişisiniz."
Kağıttaki çizimde göz gezdirdi. Deltanın omegası için özel olarak tasarlanmış dövme bitmek üzereydi. Geriye onun onayını alıp aynısını tenine işlemek kalmıştı, kendisini o kadar kaptırmıştı ki üzerindeki şüpheli bakışları bile hissedememişti.
"Sanırım kötü bir amacım olduğundan şüphe ediyorsunuz."
Jeongguk başını yana doğru yatırdı. En azından inkar edeceğini düşünmüştü. "Kimin için çalışıyorsun?"
Elindeki kalemi masaya bırakırken ani bir hareket yapmamaya özen gösterdi, yavaşça yanındaki omegaya döndü. "Beni çok yanlış anladınız Yüce Omega'm."
"Sakın kıpırdama, açıklamak için on saniyen var. Unutma ki sesimi yükselttiğim anda delta burada olur." Kapıdaki betalara güvenip de onu bu odada yalnız bırakmayacağını biliyordu, delta aslında Jeongguk'un güvenliğini sağlayan yegane kişiydi.
"Sakin olun efendim. Benim hiç kimseyle bir derdim yok, sadece ekmeğimi kazanmak için çalışıyorum." dedi sakin sesiyle. Kendinden emin, korkusuz duruşu Jeongguk'un kaşlarını çatmasına neden oldu.
"Öyleyse neden omega olduğunu gizliyorsun?" Jiseok yorgun bir nefes verdi. Önce masadaki çizime, ardından önündeki yeşil irislere baktı.
"Ben sürüsüz bir omegayım, sadece hayatta kalmak için çabalıyorum. Geçimimi tüccar betaların yanında gezerek ve dövme sanatçılığı yaparak sağlıyorum. Başka hiçbir amacım yok, lütfen bana inanın."
Sözlerinin doğruluğundan emin olması için hiçbir nedeni yoktu elbette, ama anlattığı hikayede kendi yaşama tutunma çabasını görmüştü. Bir omega olarak deltanın feromonlarını doğrudan aldığı halde sarsılmaması bile kendisine benzediğinin bir kanıtıydı.
Yine de bu, ilk tanıştıkları andan itibaren zaaflarından yararlanmak ister gibi ona 'Yüce Omega' diye seslenmesindeki şüpheyi ortadan kaldırmıyordu.
"Kokunu nasıl gizledin?"
Jiseok bakışlarını boyalı avuçlarına indirdi. "Betalarla yakınlık kurduğunuzda gerçekten çok fazla şey öğrenebiliyorsunuz..." zayıf parmaklarını yumruk haline getirip sıkarken merakla Jeongguk'a döndü. "Siz nasıl anladınız?"
Başta sadece bir şüpheydi, Jiseok'un güzelliği ve zarafeti bir omeganınkini andırmıştı. Sonra deltayı sahiplenmek için yaydığı feromonları bir tehdit olarak algılayıp etkilendiğini fark etmişti. Aynı zamanda yakınına yaklaşınca kokusunun bir kısmı hissedilebiliyordu. Eğer Jeongguk odaya girdiğinde kendi feromonlarını yaymasaydı bu koku deltaya çoktan ulaşmış olurdu.
"Anlamamak için kör olmak gerek." diye mırıldandı. Jiseok'un ifadesiz suratından, aklından neler geçtiğini de anlayabilmeyi dilerdi.
"Delta bile fark etmemişken siz fark ettiniz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
unstoppable desires
Fanfic[taekook] Yüzyılın Deltası Kim Taehyung'un gözlerine bakmak vitası dışındakilere yasaktı. Çünkü o gözlere bir kere bakan ona aşık olmaktan kaçamazdı.