Akşam saatlerinde dairesinde oturan Jeongguk yapacak bir şey bulamayınca hamileyken diktiği kıyafetleri çıkarmıştı ortaya. Naeun için olanları onun üstünde denerken bir yandan da küçük bebeğin sevimliliğiyle ve gülüşleriyle eğleniyordu. Kahkahası dairenin dışından bile duyuluyordu. Birkaç gündür aralıksız çalışan ve artık bir şeyler okumaktan gözleri ve beyni yorulmuş deltanın da dinlenmek için üst kata çıkar çıkmaz ilgilisini bu kahkahalar çekmişti. Yatağına gidip uyuma isteğinden anında vazgeçerek adımlarını oraya yönlendirdi. Kapıyı yavaşça aralayarak içeri girdi. Omeganın incelterek bebek gibi çıkardığı sesi salondan geliyordu. Hemen oraya vardı, kapı pervazına yaslanıp kumaşlar ve kıyafetler arasında mahsur kalmış ama bundan hiç şikayetçi olmayan omegasına baktı. Koltuğa yatırdığı küçük bebekle ilgilenirken onu görememişti ama feromonlarını almak başını kaldırıp arkasını dönmesi için yeterli olmuştu.
"Taehyung." dedi gülümseyerek. Adını seslenirken gözleri ışıldamıştı. Hemen yerinden kalktı ve kıyafetlerin üstünden atlayarak kapıya gidip deltanın boynuna sıkı sıkı kollarını doladı. "Seni çok özledim. Günlerdir çok meşgulsün, yüzünü bile göremedim."
Delta, omeganın beline sarılıp zayıf bedenin baskısını tamamen vücudunda hissettiğinde üzerindeki yorgunluğun yavaş yavaş kaybolduğunu hissetti.
"Yemeğini yedin mi?" diye sordu ilgiyle, bukle bukle olmuş siyah saçların üstüne bir öpücük kondururken. Jeongguk sadece mırıldanarak onayladı bu soruyu.
Biraz öyle kaldıktan sonra karşı tarafı çok fazla sık boğaz etmek istemediği için ilk ayrılan omega olmuştu. "Bu gece burada kalır mısın?" dedi yalvarmaya hazır bir tonda. "Hem yorgun gibisin, başına masaj yapayım."
Taehyung'un omeganın üzerinden ayrılmayan elleri iki yanından kavradığı kıvrımlı beli okşarken yüzünde bir gülümseme oluştu. Bunun üstüne Jeongguk'un bir cevap duymasına gerek kalmamıştı. Çocuk gibi sevinip olduğu yerde ufak ufak zıplayarak tekrar deltaya sarıldı ve yanağını öptü.
Olduğu anda çok mutluydu delta. Ve bu sefer hayatının geri kalan parçasını bu andan uzak tutmak, içini sıkıntıya düşürmemek için her şeyi yapıyordu. Çünkü Jeongguk ona bu kadar iyi geldi diye suçluluk duyarak kendine acı çektirmek günlerce uykusuz kalıp çalışmaktan daha çok yoruyordu. Seokjin haklıydı. Yüzünden silemediği bir gülümseme vardı ve bu omega sayesindeydi. Tekrar gülümseyebilmek harika hissettiriyordu. İleride tüm bu olanların başına ne gibi sorunlar açabileceğini düşünmekten kaçmak onu sorumsuz yapacaksa Taehyung sorumsuz olduğunu kabullenmeye hazırdı.
Naeun'ı kucaklayarak önden yatak odasına giden omegayı takip etti sessizce. Jeongguk küçük kızlarını beşiğe yatırmış, üstünü örtüp penceredeki gökyüzü manzarasıyla baş başa bırakmıştı. Uyku saatinden önce onunla ilgilenecekti. Şu an karnı tok, altı temiz olduğu için sorun çıkarmayacağına inanıyordu.
Odada şömine yanıyor, yeterli ışığı sağlıyordu. Delta yorgun bedenini yatağa bırakırken Jeongguk salondaki ve yatak odasındaki mumları söndürdü tek tek. Yarattığı dağınıklığı görmezden geldi, bununla sabah ilgilenecekti.
İşi biter bitmez deltanın yanına, yatağa oturdu. Başını koyması için usulca bacağını pat patladı. Taehyung hemen kayarak ona doğru yaklaşıp başını tıpkı istediği gibi omeganın kucağına bıraktı.
Bir süre odada duyulan tek ses şöminedeki odunun çıtırtısıydı. Jeongguk deltanın kafa dinlemesine izin vererek bu sessizlik içinde baş parmağıyla alnına ve şakaklarına rahatlatıcı bir masaj yaptı. Bulunduğu anın farkındalığına aralıklı olarak varıyor, kalbinin hızlanmasıyla sevinçten delirecek gibi oluyordu. Kızgınlığı geçtikten sonra yine ondan kaçtığını düşünmüştü içten içe. Ama delta sözünü tutmuş, ona gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
unstoppable desires
Фанфик[taekook] Yüzyılın Deltası Kim Taehyung'un gözlerine bakmak vitası dışındakilere yasaktı. Çünkü o gözlere bir kere bakan ona aşık olmaktan kaçamazdı.