𝙲𝙷𝙰𝙿𝚃𝙴𝚁 47

1.2K 126 15
                                    

"Seni uyardım. Şansını kaybettin." İkinci bir söz hakkı tanımadan acımasızca dudaklarına yapışıp adeta iki et parçasını yemeye başladığında omegadan güçsüz bir inleme çıkmıştı. Özlemle karşılık verdi Jeongguk, uzun süredir bu anı bekliyordu. Sonunda kavuşmuştu kendisiyle düşmanıymış gibi sevişen deltasına. Bu zevk, kendisini işaretlemek için can atan feromonlar tozlanmaya yüz tutmuştu zihninde ama şimdi tazeleniyor ve gün yüzüne çıkıyordu. İlk seferinde ne yaşadıysa, nasıl bir şehvet tattıysa aynısı tarafından yine çepeçevre sarılıyordu.

Kalbinin sesini susturup yalnızca ikisinin olduğu koca dairede yayılan şapırtı seslerine odaklanmaya çalıştı. Alt bedeni havayla temas ettikçe sürtünme ihtiyacıyla doluyor, deliği deltanın karşısında teslim olur gibi sırılsıklam olana kadar sıvı akıtıyordu. Tüm bunlar birleştiğinde gözlerinin göz kapaklarının arkasında geriye doğru kaydığını hissedebiliyordu. Bayılmak üzereydi de bedeni bilincini açık tutmak için savaş veriyordu sanki.

Vahşice kapandığı ağza boğuk boğuk inlerken boğazına doğru kayan dil tüm kaslarının birden erimesine, sıkı sıkı esmer bedene sarılmış vücudunun neredeyse düşmesine sebep olmuştu. Neyse ki delta onu daha da sıkı tutmuş, kollarından gitmesini engellediği gibi bir de omeganın, aralarında kalan sert penisini sıkıştırarak çığlık atmasını sağlamıştı.

Jeongguk kahve saçlara son gücüyle asıldı, karnını pençeler gibi canını yakan zevkin acısını çıkarmaya çalıştı. Eğer bu şekilde ölürse asla şikayetçi olmazdı ve deltayla kızgınlığında ilişkiye giren bir omega için ölmesi imkansız bir hadise değildi.

Nefes alamayacak raddeye geldiğinde geri çekilen delta hiç ara vermeden dolgunlaşmış göğüslerine indiğinde boğazını yakan feromon ve oksijeni güçlükle içine çekti siyah saçlı. Az daha boğuluyordu ama o geri çekilmese durduramazdı da. Durdurmak istemezdi. Çünkü o dudaklar bir an olsun üzerinden ayrılsın istemiyordu. Bu yüzden başının arkasından çekerek iyice, emdiği göğüslere bastırdı deltayı. Son gücüyle sıkıştırdığının farkında olamayacak kadar kendinden geçmişti, neyse ki delta da bu durumdan şikayetçi değildi. Ardı arkası kesilmeyen inlemeleri dinlerken omeganın meme ucundan adeta fışkıran süt ağzına doluyor, hafif şekerli tat damağında dağıldıkça daha da çok hırçınlaşmasına neden oluyordu.

Diğer meme ucuna başparmağıyla bastırarak omeganın aldığı zevk yüzünden istemsizce akan sütünü durdurmaya çalıştı ama bu hareketi kucağındaki bedenin sarsılır gibi güçlüce titremesine neden olmuştu. Bir yandan da haykırırcasına inliyordu. Sesini tüm köşk duymuş olmalıydı.

"Taehyung!" diye adıyla bağırdı deltaya. Arkasındaki sıvı artık yere damlamaya başlamıştı, biraz daha göğüsleri delta tarafından emilmeye devam edecek olursa boşalacağını hissediyordu.

"Jeongguk..." onun aksine boğuk ve derin sesiyle karşılık veren delta hiç durmadan boynuna yöneldi ve köprücük kemiğine hıncını almak ister gibi bir ısırık bıraktı. Ardından durdurmaya çalıştığı sütün bulaştığı elini yaladı. Omega ise bu görüntüye dayanamayıp başının omzuna doğru düşmesine izin verdi. Tamamen teslim olmuştu partnerine. Onun kendi elinde gezinen dilinin yolculuğuna göğsünde devam etmesini öylece izlemişti. Sesine de asla sahip çıkamamıştı bu esnada. Deli gibi inliyordu.

Aniden, hazırlıksız yakalandığı iki parmak beklemeden içine kaydı ve sıçrayarak çığlık atmasına neden oldu. Çoktandır kalçasının etrafında dolanan, destek olmak bahanesiyle kalça yanağını yoğurup sıkan el parmaklarıyla içini aniden talan etmeye başladığında kolları kayıp düşmüş, tekrar sarılıp tutunacak gücü bulamamıştı. Bir zevkin karşısında tüm sinirleri teslim olmuştu. Onun tükendiğini geç de olsa fark eden delta ise birden zayıf bedenini iyice kendisininkine yaslayıp odanın yolunu tutmuştu.

Omegayı çarşafları yeni değişmiş yatağın üzerine bıkartığı gibi parmakları yeniden deliğini buldu. Hem serin çarşafın sırtına temas etmesi, hem de deltanın arkasını parmaklarıyla becermesi yerinden havalanmasına neden olsa da çok geçmeden tekrar saldı Jeongguk. Oda, daireye ilk girdiği ana göre soğuktu ve gerçekten soğuk olmasaydı deltanın kollarındayken üşümeyeceğine emindi. Ama şu an aldığı zevkin yanında bir de bu yüzden titriyordu. Kollarını iki yana açarak "Çok soğuk." diye nazlandı. "Üşüyorum deltam, ısıt beni."

Omeganın isteğiyle Taehyung'un beynindeki çanlar devreye girmiş, hemen üzerine çıkıp kendini ona örtü yapmıştı. Kollarını tekrar zayıf bedene doladı ve bacaklarının arasına girip sertliğini sırılsıklam olmuş deliğe konumladı. Sonrasında ağır ağır, düşündüğünden daha çabuk toparlayıp sıkılaşmış deliğin içine doğru kaymış, omeganın acıyla karışık zevkle çığlık atmasına sebep olmuştu.

"Taehyung, ah, aşkım." Şehvet anıyla ağzından kaçırdığı hitap deltayı mümkünmüş gibi daha da kışkırttı. İnlemelerini bastırmak için dudaklarına tekrar kapandığı omeganın üzerinde bir ileri bir geri sallanırken yatağın çıkardığı patırtı umrunda bile değildi.

Kısıtlı alanda içinde hareket eden sıcaklığın verdiği zevkle baş etmeye çalışan omega tırnaklarını deltanın esmer kollarına geçirmiş, adeta hayata tutunmayı denemişti. Bu defa nefessiz kaldıkları öpüşmeden sağ kurtulacağını sanmıyordu. Ona bu durumda yalnızca bir mucize yardım edebilirdi. Deltanın herkesten, her şeyden daha çok zevk vermesi de bu yüzdendi ya, omega onunla sevişirken ölümle yaşam arasında gidip geldiğini hissedebiliyordu.

Tarhyung hareket ettikçe arada sıkışmış, karnına sürtünen penisinin patlamaya hazır olduğunu anladığında ağır bedeni üzerinden iterek dudaklarının ayrılmasını sağladı. "Hayır, yavaşla." dedi nefes nefese. "Aynı anda gelmek istiyorum." O dakikalarda bunları düşünüp söyleyebilmesi bile aslında bir mucizeydi işte.

"Omegam nasıl istiyorsa..." Taehyung yumuşak yanaklara birkaç öpücük daha bırakıp biraz doğruldu ve omeganın sertliğini kavrayıp köküne bastırarak boşalmasını engelledi. Yatakta sözünün geçmesi Jeongguk'un kurdunu inanılmaz tatmin etmişti. Topuklarını çarşafa sürterek bedeninin dinginleşmesini bekledi.

"Seni seviyorum deltam." Büzülmüş dudaklarından dökülen tanıdık itiraf bu defa Taehyung'un yüreğini yakmış, belli belirsiz gülümsemesine neden olmuştu. Beline sarılı bacaklardan birini kavrayarak boydan boya okşadı ve kaldırıp beyaz ayak bileğine dudaklarını bastırdı. Ardından dizine kadar sıralı öpücüklerini dizdi. Omeganın transa geçmiş gibi adını sayıklamasına neden olmuştu bu hareketi. Artık onun sesinden adını duymak yabancı gelmiyor, aksine kendisine muhtaç bırakıyordu. Tekrar üstüne uzandığı bedenin boynuna kapandı, kokusunu derin derin soludu. Tek nefeste bile alıp çiçek dolu bir bahçeye götürüyordu onu bu koku. Sadece ona özel bir bahçe, dünya üzerinde bulunamayacak kadar güzel olanından, cennetten bir köşeye.

Yavaş yavaş harekete geçen beli omeganın içindeki vuruşlarına devam ederken burnunu hassas noktasına, kulağının altına sürterek işaretledi onu. İlkel bir içgüdüydü bu eylem, herkes bu omeganın deltaya, kendisine, ait olduğunu bilsin ve uzak dursun istiyordu. Onu sahiplenmenin heyecanı ve içinde dolup taşan sevgiyle ardı ardına, sesli öpücükler bırakmaya başladı boynunun her bir noktasına. Jeongguk bu gıdıklayıcı öpücüklerin hepsini zevkle kabul ederken odağı birleştikleri noktadan bir an kaymış da olsa sorun etmemişti. Başını diğer tarafa yatırarak daha çok her açtı deltaya. Mühürlenmek istiyordu, olmayacağını bilse de.

"Benim güzel omegam..." Bilinçsizce sarf ettiği iltifat aklı bulanmış omeganın "Güzel miyim?" diye sormasına neden olmuştu.

"Güzelsin. Çok güzelsin. Melek gibisin." Güzel olduğunu deltadan duymak karnını kasarken bir yandan da içindeki kaşınan noktayı ezen sertlik güler gibi çığlık atmasına neden olmuş, "Orası!" diye bağırmıştı saçlarını kavradığı deltaya.

"Burası mı güzelim?" tekrar aynı yere değdiğinde birkaç telin elinde kalmasını umursamadan çekiştirdi saç tutamlarını ve karşılık verdi: "Evet! Evet orası..."

Her ne kadar gecikmesine yardım da etse omeganın onun kadar bekleyemeyeceğini anlayan Taehyung ritmik vuruşlarını hızlandırmış, altındaki bedenin sarsılarak boşaldığına şahit olmuştu. İkisinin de göğsüne bulaşan sıvıya aldırış etmeden kulak memesini ısırıp dişleriyle çekiştirdi omeganın.

"Artık ikinci sefere."

unstoppable desiresHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin