"Demek mühür gerçekten de sendeydi."
Kardeşinin normalden farklı davranışlarını gözünden kaçırmayan delta bunun başka nedenlerden kaynaklandığını düşünmek istese de çıkarken arkasından aralık bıraktığı kapıyı dinleyerek işini garantiye almış, inanmayı reddettiği o konuşmayı ne yazık ki işittiğinde ise dayanamayıp tekrar içeri girmişti.
Yerinden sıçrayan ve yumruk yaptığı elini korkuyla atan kalbine bastıran Jimin ıslanmaya hazır gözleriyle abisine baktı.
"Neden Jimin? Neden böyle bir şey yapasın ki?" Yoongi de deltaya yalan söylemiş olmanın yarattığı korkuyu o an yaşasa da soğukkanlılığını sonuna kadar korumaya çalışıyordu. Delta saldırmadı, daha çok sorguluyor gibiydi. Jimin'in böyle bir şey yaptığına inanmak istemiyordu. Göz ucuyla sarışın omegaya döndüğünde onun da kendini kolayca affettirecek masum ifadeye sahip olduğunu görmüştü.
"Ben çalmadım, çalan her kimse suçu benim üzerime atmak için odama koymuş olmalı." Cümlesinin sonunda o da aynı şekilde Yoongi'ye döndüğünde bakışları kesişti. İkisi de birbirinden şüphelense de o an, deltanın karşısında bunun lafını açamıyorlardı. Bu yüzden susuyorlardı.
"Sana inanmak istiyorum Jimin. Ama şu an tüm şüphe senin üzerinde." dedi Taehyung hayal kırıklığıyla.
Jimin karşı çıktı: "Neden omegayı o yemeğe çağırayım ki?"
"Onu sürgün etmem için elbette. Herkes varlığından haberdar olduğunda ona düşman kesilecekti, bunu biliyordun."
"Masum rolü oynayarak nasıl da kandırmış seni." dedi Jimin sinirle gülerek. "Biri üzerime suç atmaya çalışıyor, eğer izin verirsen o mektuptaki yazının kime ait olduğunu bulup gerçek suçluyu karşına getirebilirim."
Delta kaşlarını çattı. "Kimseye kandığım yok, bana az önce yalan söylediğin gibi yemekte sergilediğin düşmanca tavrı da sana hatırlatmak isterim Jimin."
"Sana ihanet edecek son kişi olduğumu biliyorsun!" diye sesini yükselterek karşı çıktı sarışın olan. "Bunun için hiçbir nedenim yok! Senin elinde büyüdüm ben, seni sırtından bıçaklayınca elime ne geçecek? Günün sonunda yanından ayrılıp nereye gideceğim?" Gözüne daha fazla tutunamayan yaşlar yanaklarına akarken sesi gitgide kısılarak ekledi: "Senden başka kimim var benim?"
Kardeşinin yakarışıyla yaşadığı duygu karmaşasından bir anda sıyrılıp ona ne kadar güvendiğini tekrar hatırlayan delta hızla karşısına geçti ve kollarını yanında küçücük kalan bedene sardı. Jimin de bunu bekliyormuş gibi karşılık verdi.
"Bir anda tek güvendiğim kişiyi kaybetme ihtimalim yüzünden kontrolümü yitirdim Jimin, özür dilerim."
"Ben yapmadım, yemin ederim." Hızla akan gözyaşlarını tutamayan Jimin deltanın giyisisini ıslatırken saçlarında rahatlatıcı dokunuşları hissetti. "Tamam, ağlama. Sana inanıyorum."
Bir süre öylece sarılmış, Jimin'in sakinleşmesini beklemişlerdi. Bu ana istemeden seyirci kalan Yoongi ise sıranın ne zaman kendisine geleceğini merak ediyordu.
"Şimdi yatıp dinlen." dedi Taehyung biraz geri çekilip gözlerine bakan kardeşine. "Yarın ilk iş çalışma odama git ve çekmecedeki mektubu alıp Namjoon ile aramaya başla."
Jimin hemen başını aşağı yukarı sallayarak onayladı ve abisinin beline sardığı kollarını çekerek ondan ayrıldı.
"Sana gelince..." derken deltanın bakışları kenarda bekleyen Yoongi'yi bulmuştu. "Jimin'i korumak istediğin için seni bir kereliğine affediyorum ama bu bir daha olursa kendini kapıda bulursun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
unstoppable desires
Fanfiction[taekook] Yüzyılın Deltası Kim Taehyung'un gözlerine bakmak vitası dışındakilere yasaktı. Çünkü o gözlere bir kere bakan ona aşık olmaktan kaçamazdı.