*22*

3.1K 202 30
                                    

Ay bugün bir misafir bir misafir var ki anlatamam. Çok yazamıyorum ama siz yine de🌟👈🏻⌨🖱👐🏻👌🏻?

👍🏻👋🏻 😘😘

***

22. Bölüm

Melek kullanması için arabayı Yavuz'a vermişti. Bunun için iki nedeni vardı. Birincisi Melek inanılmaz derecede tedirgin ve heyecanlıydı. İkincisi ise Yavuz ondan hem büyük hem de erkekti. Melek bu şekilde yetişmiş, böyle görmüş ve bazı değerler edinmişti. Böyle bir baskı yoktu bu yönde ama bu bir nevi saygıydı.

Yavuz da normalde kabul etmeyeceği bu teklifi Melek'in durumu yüzünden kabul etmişti. Resmen titriyordu ve bembeyaz olmuştu.

Alışveriş merkezine geldiklerinde bile hala tek kelime etmemişlerdi. Bir tane alışveriş arabası alıp yan yana ilerlemeye başladılar.

Kahvaltılıkların önüne geldiklerinde Melek salam ve sucuklara bakarken Yavuz konuştu. "Merak ediyor musun?"

Melek'in dilimlenmiş salam paketinin üstündeki eli durdu bir süre. Sonra kendine gelip iki tane paketi alıp arabaya atarken "Neyi?" Diye sordu.

Normal davranmaya çalışıyordu lakin sadece çalışıyordu. Çünkü sesi konuşurken bile detone olmuştu.

"Sana olan duygularımın şu an ne durumda olduğunu. Ama belki de zaten biliyorsundur." Dedi umursamazca.

Aslında bu tavırlarının sebebi Melek'e olan kızgınlığıydı. Evlenmesine kızgındı, Zümrüt için onu harcamasına kızgındı. Hislerini hep reddetmesine kızgındı ve en çok da çektiği hasrete kızgındı. Yine de kıyamıyordu ona. Ve bu durum Melek'in karşısında kendini aciz hissetmesine yol açıyordu. İşin acı tarafı Melek yüzünden oluşan acizliğini bile seviyordu.

Melek hiç Yavuz'a bakmadı, bakamadı. "Bilmiyorum ve merak etmiyorum Yavuz. Ben artık evliyim. Bunları konuşmak çok yanlış. Sadece biz dosttuk, buna zarar gelsin istemiyorum."

Yavuz'un gerçekleri bildiğinden habersiz nedenler sunuyordu ona. Halbuki bu nedenlerin arasında 'Çünkü Zümrüt de sana aşık' diye bir tane daha vardı ama söyleyemedi.

O bunları düşünürken onu dumura uğratacak cümle Yavuz'dan geldi. "Ve de kuzenin Zümrüt bana aşık. O yüzden bunları konuşmamız uygun değil. Öyle mi?"

Melek şokla Yavuz'a baktı. "Sen... Biliyor muydun?" Diye sordu gözleri yuvalarından dışarıda sallanırken. Yavuz bir kez başını sallayarak onayladı.

"Ama... ne zamandan beri?" Diye sorduğunda aklında deli düşünceler vardı. Mesela bunca yıldır bile bile mi Melek'e olan sevgisini göstermeye devam etmişti. Eğer öyleyse gerçekten hayal kırıklığına uğrayacaktı. Ama Yavuz'un cevabı bir nebze de olsa içini rahatlattı.

"Sizin düğünün ertesi günü. Arka bahçede konuşuyordunuz. Ben de ordaydım."

Melek o zaman tek kulak misafirinin Yiğit olduğunu sanıyordu. Yavuz da duymuştu demek. Acaba daha başka kimler duymuştu. Ders olsundu ki bir daha ulu ortalık yerde konuşmazlardı.

"Ne hissettin peki?" Diye sordu, olan çoktan olmuştu artık, omuz düşürmekten başka bir şey elinden gelmezdi.

"Dürüst mü olayım yoksa duymak istediğini mi söyleyeyim?"

Melek'e o an aşırı bir ağlama isteği geldi. Ne demekti bu?

"Duymak istediklerim dürüst düşüncelerin olsa olmaz mı?"

Yavuz cevap vermedi. Sadece güldü. Melek pes ederek "Dürüst ol madem." Deyince. Yavuz raftan bir puding alıp Melek'e uzatırken konuştu. "Çok sinirlendim. Hem sana hem de Zümrüt'e. Ve açıkçası şimdi bile onu görünce irite oluyorum. Ve onun hakkında iyi düşüncelerimin olmadığı gibi kötü düşünceler fazla."

BEŞİK KERTMESİ(İLK HALİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin