Herkese selamlarrr. İki gündür sabahtan akşama kadar bankalarda sürünüyorum. Güneşe alerjim var bir de gelir gelmez nakavt resmen yığılıyorum. Hayır bir de işlerim hallolmadı ona yanıyorum. O yüzden birazcık burayı aksattım. Üzgünüm.🙏🏻
Size iyi okumalar. Ben şimdi kalkıp kalan bölümleri de düzenleyeyim. İnşallah unutmazsam akşama bir bölüm daha gelir.(hazır kpss ertelendi dbdnfn)
Ama siz 🌟👈🏻⌨🖱👐🏻👌🏻👍🏻👋🏻
Ay bu arada lütfen beni sosyal medyadan takip edip yazın bana. Konuşalım 😍
İg:busras.typwriter
Twitter: cherrange1***
37.BÖLÜM
Melek'ten
Hayatta öyle anlar vardır ki belki de gerçek mutluluğun en net tarifidir. Çok çalıştığın ama nasıl geçtiğini anlamadığın bir sınavdan yüksek not aldığında hissettiğin şey gibi, Ya da yaptığın ilk yemeği annenin beğenmesi ve ya daha basitinden, izlediğin bir dizinin başrolleri bile olmayan bir çiftin birbirine aşık olup kavuşması gibi. Bunlar gerçekten kısa ve anlık duygular olsa bile. Mutluluktur.
Mutlu olursunuz. Sevmediğiniz birinin üstüne kola dökülünce de mutlu olabilirsiniz. Mutlu olmak için mutlu bir insan olmanıza gerek yoktur. Aslında çok zor bir hayatınız vardır ama bu saydığım şeyler sizi mutlu edebilir.
Yiğit mutlu bir insan değildi. Aslında bakarsanız onu tanıdığım kadarıyla mutlu olmakla ilgilenmiyordu bile. O kadar umursamazdı ki mutluluğun gerçekten ne olduğunu bildiğinden bile emin değildim. Onun için mutluluk saydığım bu bir kaç şeyden ibaretti. Belki futbolda tuttuğu takım gol attığında mutlu olurdu. Belki de arabada radyo dinlediğinde sevdiği bir şarkıya denk geldiği zaman. O mutlu olurdu ya da öyle olduğunu zannederdi ama ben onun gözlerine baktığım zaman gördüğüm tek duygu memnuniyet olurdu. Yine de bir şey demezdim, diyemezdim çünkü bir şey söylemem yersiz kaçardı. Yiğit benim iş ortağım olmaktan ibaretti.
Ben ise onun aksine mutlu bir insandım. Mutlu olmayı umursuyordum, mutlu etmeyi de umursuyordum. Çünkü bence bir insan mutluluğunun devamlılığını istiyorsa mutluluğu paylaşıp çoğaltmalıydı. Bunu bana Toprak Abim söylemişti. Bunun için de küçük şeyler beni sadece memnun ederdi, çünkü mutluydum. Beni mutsuz edebilecek şeyler oldukça aşırı şeylerdi. Hastalık, ölüm, ihanet gibi... İlk defa bunlardan olmayan bir şeyin beni mutsuz edeceğini sanmıştım. Yiğit'le evlenmek...
Onu her ne kadar tanısam da bu gerçek anlamda bir tanıma değildi. Üstelik evleneceğimizi öğrenmeden bir iki gün önce onun başkasına aşık ama yine de çapkın olduğunu öğrenmişken onunla evlenemezdim. Dedemlerin ve babamın bana ihanet ettiğini düşünmüştüm ama Yiğit'le evlenmek faktörü beni çok daha fazla mutsuz ediyordu.
Evlendik...
İlk zamanlar gerçekten alışmak zordu ve gerçekten bocalamıştım. Düşünsenize kocanız başkasına aşık ve sizin arkanızda sığınacağınız bir aileniz yok, var ama onlara olan güveninizi yitirmişsiniz. Daha sonra Melis, Asil ve Çisemle tanıştım. Kocamın aşık olduğu kızla ve kocamın arkadaşlarıyla.
Bu sırada her ne kadar Yiğit'ten uzak dursam da bir şekilde yan yana geldik ve mecburen birbirimizi tanıdık. Zaman ilerledikçe bu tanıma mecburiyetten çıktı ve ben kendimi onu daha fazla tanımak isterken buldum. Onun farklı yanlarıyla karşılaştıkça onun hakkındaki düşüncelerimin önyargıdan ibaret olduğunu anladım.
Bir an gözlerimin önünde sevdiği kıza ceketini verirken bir kaç dakika sonra benimle aynı battaniyeye sarılırken kafamı karıştırdı ya da evli olduğumuzu herkesten saklamak isteyen o olmasına rağmen Mehmet'e bunu resmen nispet olsun diye söylerken de kafam karışmıştı. Öbür yandan benimle kavgalı olmasına rağmen hastayken bana bakması, özel gün sancılarımda annemin yokluğunu doldurması, bunlar benim için özel şeylerdi ve içten içe Yiğit'i de benim için özel kılan şeylerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEŞİK KERTMESİ(İLK HALİ)
Ficción GeneralOnların kaderi daha onlar doğmadan yazılmıştı. Ancak onlar büyüyene kadar dünya değişmiş, onları da değiştirmişti. Ne var ki ortada verilmiş bir söz ve iki inatçı ihtiyar vardı. Kader sürekli ikisini karşı karşıya getirse de onlar bir araya yıllar ö...